Gittiğinizde doğuda olduğunuzu hatırlatan tek şey doğası oluyor. insanların çoğu geri kafalı olmayan, kitap alacak paraları olmasa bile kütüphanelerden okuyacak kitap bulan insanlar. ayıca lgs için olan grafiklerin yalan olduğunu düşünmüyorum. çünkü çocukları cidden zeki ve çok hırslılar durmadan çalışıyorlar. Öğretmenlerin çoğu 'dersimi işler çıkarım' mantığında asla değil. Okul bittikten sonra bile oturup öğrencilerine vakit ayıran, okulda fotokopi makinası bozuk olsa bile kendi cebinden çıkardığı parayla kırtasiyeden öğrencileri için fotokopi çıkaran kişiler. oradaki matematik öğretmenimi hatırlıyorum ,ünlü bir mercedes'i vardı. buna rağmen yağmur ve kar yağmadığı sürece okula bisikletle gelirdi. işe yaramayan kağıt, pet şişeleri asla çöpe atmaz ve attırmazdı. bayağı çevreciydi.
Öğrenci ve öğretmen arasında gerçekten güven vardı. Sınavda öğretmenler rahatça dışarı çıkabiliyordu. öğrencilerde kopya çekmiyordu. sınavlar çok kolay olmamasına rağmen 95 altı notlar düşük sayılıyordu. ayrıca Türkiye geneli yapılan deneme sınavlarında dereceye giren öğrenci sayısı asla az değildi. öğrencilerin çoğu kendi istekleriyle veya öğretmen ısrarıyla spora yönlendirilir. basketbola olan büyük ilgi bilinen ve başarılı takımların alt yapıları için oradan öğrenci almasını sağlıyordu. yine bu sayede orta sonda 183 çocuk görmek neredeyse normaldi. kısacası eğitimde gerçekten başarılılar ve sadece kendi okulumdan bir çok şehirde güzel liseleri giden sayısı fazlaydı. izmir'de, istanbul'da, ankara'da... Bir de çocukların düşünce tarzları dinsel baskı olmadan yetiştirildikleri için daha özgür ve farklı oluyor.
Bu şehirde kız veya erkek fark etmez istediğinizi giyebilirsiniz. kimse dönüp size bakmaz, rahatsız etmez. dininizi, inancınızı özgürce söyleyebilirsiniz kimse size ciddi anlamda dinsiz ya da gavur demez. Yaşlı olan insanların bile size saygısı olacaktır. sözünü kesmeden düşüncenizi dinlerler ve seslerini yükseltmeden kendi düşüncelerini söylerler.
orada 1-2 yıl kaldığınızda haberlerde duyduğunuz gasp, cinayet, hırsızlık, taciz, tecavüz olaylarına inanmayabilirsiniz. Çünkü ben orada kaldığım sürece hiç böyle bir şey görmedim, duymadım. apartmanda komşusu kapıyı açmadığı için kurtaramadığı kuşa ağlayan, kendisinin bir hatası olmamasına rağmen karşı araçtaki kişi öldüğü için yeni aldığı minibüsüyle beraber intihar eden insanlar duydum.
Sahip olduğu güzel doğası, munzur nehri, insanlarına rağmen yine de burada 1-2 belki 3 yıldan fazla kalmak, eğer büyük bir şehirden geldiyseniz sıkıcı olabilir. tunceli gidip zamanınız varsa bir aya yakın doğa otellerinde kalıp kafa dinlenecek bir yer. imkanları kısıtlı olduğundan ve her yanınız dağlar ile kapalı olduğundan bir süre sonra sanki fanustaymış gibi hissediyorsunuz. Orada olan çocukların bu kadar çalışmalarını destekleyen şey zaten özellikle bu. daha iyi imkanlar istiyorlar. büyük ihtimalle bir 10-15 yıl sonra oradaki genç nüfus azalacak. hepsinin büyük hayalleri var ve hepsi batıda ya da yurt dışında gerçekleştirilebilecek şeyler.
Lgs sınavındaki başarısı konuşulan, ama o sınava sadece 500 civarı öğrencinin sokulduğundan hiç bahsedilmeyen şehir.
Adamlar tembel öğrenciyi sınava almıyor. Nasıl olsa kazanamayacak, bari ortalamayı düşürmesin diye sınavsız düz liselere yönlendiriyorlar. Sonra ortalama yüksek görünüyor.
Boş beleş bir şehir. Aşırı sol çomarların ve dhpkc'lilerin, tikko teröristlerinin, pkk'lıların cirit attığı şer yuvası. Türkiye'yle hiçbir alakası olmayan dandik yer. Aynen Hakkari, Şırnak, Diyarbakır, Bitlis, Siirt gibi. Dersim isyanının başlatılıp, askerlerimizin şehit edildiği lanet çukur.
Sünni kızlarının vazgeçilmez gerçek erkek rezervi. iran'ın gururu gerçek Aleviler hep buradan çıkmıştır. Seyit Rıza, Kemal Kılıçdaroğlu, Mehmet Moğultay gibi yiğitler çıkarır. Faşist köpekler sevmez haliyle. O kadar içlerinden geçen adamları nasıl sevecekler.
Nedense Tuncelililer sürekli "barış-kardeşlik, birlik-beraberlik, özgürlük-demokrasi" gibi söylemlerden ağzını kapatamıyor olsa bile bu pekte gerçekleri yansıtmıyor.
Çünkü eline güç geçen tüm Tuncelililer mezhepçi bir anlayışla alevi kadrolaşması başlatıyorlar baş köşeye oturdukları her yerde.
Tuncelili Mehmet Moğultay yargıda Alevi kadrolaşması başlatmıştı mesela.
Sonra çok yakinen tanıdığı kankası Kılıçdaroğlu ile CHP'ye de el attılar ve CHP'de şuan 55 milletvekili varsa 45'i Alevi.
Ulusalcı Atatürkçü, Türkçü Atatürkçü ve yahut gerçek anlamda Atatürk'ün tüm ilkelerine sahip çıkmaya çalışan kim varsa da CHP'den dışlandı.
Bence bu bir tesadüf olamaz.
Demek ki bu adamların "barış-kardeşlik, birlik-beraberlik, özgürlük-demokrasi" söylemleri pekte gerçekçi değil.
Sadece kendilerinden olan insanları en yükseklerde tutuyor olmalarına rağmen, kendilerinden olmayanı dışlayan bir mantığa sahip oldukları için, gerçek yüzleri görünmesin diye kalben değil de lafta kalan söylemleri bunlar.
Ha bu arada tanıma gelirsek, Alevilerin başkenti, genelde el attığı yerde alevi kadrolaşması başlatan Alevi Reislerini çıkaran bir şehir.
Mehmet Moğultay ve Kemal Kılıçdaroğlu örneklerinin her ikisi de sizce bir tesadüf mü?