övgüye niyetlensem kelimelerin kifayetsiz kaldığı, her karesinde bir oyunculuk dersi verdiği sahneleriyle "Ezel" dizisini sırtlayıp götüren, sağlığında Yılmaz Güney gibi bir başka efsanenin en kral arkadaşı olan, tadına doyulmaz sohbetiyle insana hayat sevinci veren bir "müthiş adam", yaşayan efsane...
dün ekşi sözlük 11.yaş günü zirvesi etkinliğine katılmış usta tiyatrocu.
kendisini suserlerin arasında arz-ı endam ederken görünce " dayiiiii, sen misin dayiiii" diyerek yanına koştum. heytere beee koskoca tuncel kurtiz ekşi sözlük yazarı çıktı, ezel'e dair bir takım spoiler falan verdi. kendisiyle ilk tanışmam sözlük aracılığıyla olmuş oldu.
oynadıgı inat hikayeleri adlı kısa film tadında filmler bulunmaktadır.içlerinden amudu fukara ile ilgili bir hikaye ise insanı gülme krizine sokar.
videosu'http://www.mentalmasturbasyon.com/ 'adresinden takip edilebilir.
asi dizisin deki dede karakteri ve ezel dizisinde ki dayı olarak; kardeşşşş, mesele o değil. diye başlayan diyaloglara imza atan dizi karakterini canlandıran takdir edilesi oyuncudur.
popüler kültür gençliğinin ağzına sakız olması biraz üzmüştür. tuncel babanın başarısı ile tabiki gurur duyuyoruz ama onu bir pop-art simgesi gibi ikonlaştıranlardan da bi okadar nefret ediyoruz. baba sen dizini çek pansiyonuna dön. uğraşma bunlarla.
bıyıklarıyla kanlı cinayetler işleyebilecek gibi duran übersanatçı. toplumsal içerikli projesi olmayan yapımcılar korkun, bir gece ansızın sıcak yatağınızın başucunda kurtiz'i ve onun 216 müptelası bıyıklarını görebilirsiniz ve bu görüntü hayatınızın son görüntüsü olabilir.
her rolün adamı iyi bir oyuncu. bir hacı olur, bir devrimci komünit olur vesselam. ama rolün hakkını verir o ayrı konu.
ha bir de ezel dizisinde ütopik hayali bir kahramanı canlandırır. hem kumarcı, hem kitap kurdu,hem duygusal hem de kinden gözü dönmüş bir katil havası vardır. yani ramiz karaeski karakteriyle kendisi olmasa da senaristler çuvallamıştır.
sözün kısası: türkiye'de ramiz karaeski tadında bir mafyatik insan yoktur. ama bu da bir türk dizisidir biktabi.
