ben dizi izlemeyi sevmem, oynadığı dizileri de izlemedim ama filmlerini ezbere bilirim.
hele yılmaz güney 'in umut filminde ki şu sahne gelir hep aklıma tuncel kurtiz denilince.
"iyi at, iyi araba para işi gardaş. Paran olunca her bir iş iyi olur. Paran olunca kebap yen, paran olunca tatlı yen, şarap içen, iyi yataklarda yatarsın.Parası olunca adam kuvvetli olur. Parası olunca adamın evi, avradı olur, evinde tenceresi kaynar, çocukları olur. Paran olmadı mı iyi değel, dünyada senden kötüsü yoktur, senden püsü yoktur, her yerden kovarlar seni. Fakirin yüzü soğuktur. Niye soğuktur Cabbar gardaş? Parası yoktur da ondan. Mesela kış gününde, günün en soğuk vaktinde, cebinde paran olsa üşümezsin, hamamdaymış gibi terlersin. Ammavelakin para olmadımı yaz gününde üşürsün. Neden? Çünkü para adamı sıcak tutar. Sıcahhh... Senin bu atlar paran olsa iyi yem yerler. Paran yok, gariplerin iskeleti çıkmış. Açlıklarından ölecekler."
ne vakit eskilerden bir " insan " , bir " adam " " bir devrimci ", " bir sosyalist " göçse bu dünyadan, yaşar kemal'in o güzel satırları gelir aklıma ;
" O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık... "
o babacan ses tonunla bir daha, " geçit yok " diye haykırsan keşkeee, ölüme de geçit yok...
gördün; doğumdan sonra hayat var, hem de anne karnındaki hayatla kıyaslanamayacak derecede müthiş bir hayat, aynen de ölümden sonra baki bir hayat var bu dünyayı zindan hükmünde kılacak kadar müthiş, sen de gideceksin, şunları dikkatle, sabırla oku ve dünyanın cam parçalarını elmasa tercih etme,
"ey nefis! bütün ahbabın, kabrin öbür tarafındadırlar. burada kalan bir iki tane ise, onlar da gidiyorlar. ölümden ürküp, kabirden korkup başını çevirme. merdâne(mertçe) kabre bak, dinle, ne talep eder? erkekçesine ölümün yüzüne gül, bak, ne ister. sakın gafil olup ikinci adama benzeme.(ikinci adam başka bir konu, girmiyoruz oraya şimdi)
ey nefsim! deme, "zaman değişmiş, asır başkalaşmış. herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder(taparcasına sever), derd-i maişetle(geçim derdiyle) sarhoştur"
çünkü ölüm değişmiyor. firak(ayrılık), bekaya kalb olup başkalaşmıyor. acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor ziyadeleşiyor. beşer yolculuğu kesilmiyor, sür'at peydâ ediyor.
hem deme!! "ben de herkes gibiyim" çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır.
hem kendini başıboş zannetme. zira şu misafirhane-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin?"
gözünü kapayan yalnız kendine gece yapar. (bediüzzaman said nursi)
"gömdüm hepsini geliyorum
insan yaşıyorken özgürdür
yaklaştım iyice geliyorum
her insan biraz ölüdür
biz de biraz ölüyüz
ölüler ki bir gün gömülür
içimizdeki ölüler
dışımızdaki ölüler
insan yaşıyorken özgürdür."
ezel dizisinde ramiz dayı'nın ölüm sahnesinde okumuştu bu şiiri.
seslendirme sanatçısı sözünün beden bulmuş hâlidir. tüm piyasa kenter ekolünden yetişmiş ve türkçe'ye fransızca muamelesi yaparken bu adam adam gibi türkçe konuşmaktaydı. üstelik seslendirme yönetmenleri de gıklarını çıkartamazlardı. tanışmıştım, güzel adamdı.
Oysa herkes öldürür sevdiğini,
Kulak verin bu dediklerime,
Kimi bir bakışı ile yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözler ile...
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle.
Korkaklar öpücükle öldürür...
Yürekliler kılıç darbeleriyle.
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlıyken.
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
Kimi yeterince sevmez kimi fazla sever
Kimi satar; kimi de satın alır
Kimi gözyaşı döker öldürürken
Kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü herkes öldürür sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez.
zamanında rambo 4'ün başrollerinden biri teklif edilmişti. ama ''ben amerikanın propagandasında oynanmam'' diyerek reddetti bu teklifi. o zamanda dayıydı. hep dayı kalacak.