futbol stilini sevmezdim ama futbol tutkusuna, hırsına ve çalışkanlığına saygı duyardım.
gençken hızıyla, fena sayılmayacak vuruş tekniğiyle, çalışkanlığıyla, fizik üstünlüğüyle, enerjisiyle ve hırsıyla bir yerlere gelmişti.
30'una yaklaşınca fiziken düştü ve ağırlaşmaya başladı. hatta futbol tutkusu ve hırsı da bitti. *
oyun görüşü,pas yeteneği , top tekniği ve pozisyon bilgisi vasat(orta seviyede) olduğu için de kariyerini iyi bitiremedi.
sıradan takımlarda debelenip durdu.
bir dönem fenerde alexten sonra en sağlam adamdı. milli takımıda fenerbahçeyi de ateşlerdi.
genellikle savunma ağırlıklı oynayan fenerbahçe onun döneminde serhatla birlikte hücum anlayışını geliştirmişti.
Bir galatasaraylı olarak ingiltere'ye gitmeden önce en sevmediğim futbolculardan biriydi (sebebi malum).
ingiltere'ye gittikten sonra ise fox tv'de yayınlanan tüm maçlarını heyecanla takip etmeye başladım, ne de olsa bir türk futbolcu ve insan ister istemez gol atmasını istiyor.
Başarılı oldu mu? Pek sayılmaz ancak hiçbir zaman da kötülemedik, balon demedik, iftiralar atmadık ve ıslıklamadık.
Şimdi arda başta olmak üzere avrupa'da top oynayan futbolculara ne yazık ki demedikleri kalmıyor. Hatta O da yetmiyor bir de avrupa'da futbolcularımız ıslıklanıyor.
Türkiye çek cumhuriyeti maçı Euro 2008. Türkiye 2-0 yenik durumda yardımcı hakemin bayrağında problem oluyor. Takımı 2-0 yenik durumda olan Tuncay bayrağı kapıp kenara depremle gidiyor değiştirip geri deparla yeni bayrağı yardımcıya veriyor. Sonuç olarak Türkiye çekleri 3-2 yeniyor. Hırsına inancına hayran olunan futbolcu. Hele şimdiki ruhsuzları görünce ruhu gönder Tuncay. Evet.
anlamsız yurtdışı macerası isteğiyle, 2007'de o aptalca kararı verip, ayrılmasan takımımızdan, en az 3 şampiyonluğu daha vardı fenerbahçe'nin. gidip de başarılı olsaydın avrupa'da, bu kadar içlenmezdim geçmiş zamana. senin gibi bir süper yetenek, kariyerinin en güzel dönemini nasıl da heba ettin anlamsız avrupa sevdan yüzünden. en çok sevdiğim, en çok da kızgın olduğum oyuncusun fenerbahçe tarihinde. yazık 2007'den sonraki o yıllara. affedemiyorum seni...
bir zamanların savruk futbolcusu kendi süratinden sağa sola savrulmasıyla meşhurdur. bala dayalı bir kariyer planlaması sayesinde premier lige kadar gitmiştir. tahminimce 6 kasım 2002 deki maçla fenerbahçedeki yerini sağlamlaştırmıştır. çünkü attığı golden çok gol sevinciyle maça damgasını vurmuş içinden adeta canavar çıkarmıştır. alex gibi annemizin ligindeki katkıyı avrupa semalarına taşıyamamış bir başka fenerbahçeli veteran diyelim ayıp olmasın.