Başbakan yardımcımız Sayın Bülent Arınç'ın, hemen arkasından da TBMM Başkanı Mehmet Ali şahin'in referandum öncesi şirin görünmek için gazetelere verdikleri demeçtir. Sanırsınız ki kendileri muhalefet partisinden ya da sivil toplum kuruluşu üyeleri. aylardır ergenekon safsatası ile kendilerine ne kadar muhalefet edecek isim varsa hepsini içeri attılar ve şimdi de "bu sese kulak verin". Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay tam 20 aydır tutuklu olarak içerideler ve haklarında hala bir hüküm verilmiş değil. Aslına bakılacak olursa suçlandıkları konularda abuk sabuk şeyler ve suçlayanların ellerinde hiçbir kanıt da yok. Bülent Arınç daha birkaç ay evvel farklı yorumlarda bulunurken şimdi ne olduysa sihirli değnek değmiş gibi taktik değiştirdiler. Kardeşim Adalet Bakanı sizin adamınız değil mi? Söyleyin kendilerine o zaman soruşturma açsın. Bu insanlar suçluysa hüküm verilsin, suçlu değillerse de bırakın içerde tutmayın artık. Bunların suçsuz olmaları takdirde vicdanen nasıl rahat olacaklar acaba? Bu gibi tutuklamalar, içeride tutmalar 12 Eylül dönemi'nde olmuyor muydı? Allah korusun ya bir de referandumda "evet" çıkarsa ne olur? Kaç kişi içeri atılacak? Kaç engel kaldırılacak? Tuncay Özkan'ın, Mustafa Balbay'ın suçsuz olmaları halinde açacakları tazminat davalarının parası vatandaşın cebinden mi çıkacak, yoksa bir ara bir memur hakkında açılan tazminat davasının o memuru bağlayacağı yönünde bir karar çıkmıştı. Bu polis ve doktorlar için geçerliydi ama acaba bakanları, vekilleri de bağlayacak mı... Umarım bağlar da vicdanen rahatsız oldukları gibi cüzdanları da rahatsız olur. Artık yavaş yavaş kendi taraftarları bile inanmamaya ve samimiyetlerine inanmamaya başladı.
akp milletvekili bülent arınç'ın bağımsız mahkemeleri saldığı subaylar nedeniyle dolaylı olarak uyarmasına sebep olan serzeniş. burada tuncay özkan da malzeme olmuştur bu serzenişe. yoksa tuncay özkan veya insan hakları ile ilgili bir durum değildir.