ilk okul üçüncü sınıfta öğretmenimizin ısrarla söylettirdiği, o yaş grubu için ağır bir şarkı olduğunu düşündüğüm marş... mini mini bir kuş dolmuştu ruh haliyle nekadar içten söylenebilir ki, hoş neden aklımda yer etmiş ki bu olay.*
aynı zamanda rupert furneaux'un yazmış olduğu kitaptır. Duygulandırır. Hatta benim kadar sulu gözlüyseniz ağlatır bile.
bu kitap, plevne adında, hiç de önemli olmayan, ancak tarihte kısa bir süre batı dünyasındaki gazete okurlarının tüm dikkatini üstüne çekmiş küçük bir bulgar kasabasının öyküsünü anlatmaktadır. bu kitap, silah seslerinin geldiği yöne doğru dörtnala at koşturan ve korkunç bir savaşın haberlerini batı'nın her kentindeki milyonlarca insana telgraf telleriyle ulaştırmaya çalışan yürekli harp muhabirlerinin öyküsüdür. daha önce hiçbir savaş böylesi bir bütünlükle anlatılmamıştır ve anlatılmayacaktı. zira 1877'den sonra görgü tanıklarının gözlemleri üstüne sansürün kalın perdesi inecekti. bu kitap, türklerin osman paşa komutasında plevne'yi kahramanca savunuşunun ve rus saldırıları karşısında kahramanca yenilişinin öyküsüdür. bu kitap, savaşın bir araya getirdiği bir amerikalı, bir i̇ngiliz ve bir rus -biri asker, ikisi harp muhabiri- arasındaki olağanüstü dostluğun öyküsüdür. rupert furneaux, tuna nehri akmam diyor'da, bu kanlı fakat aynı zamanda romantik savaşın öyküsünü ve o günlerde yaşananları tüm canlılığıyla anlatmaktadır. *
