tuna kiremitçi

entry259 galeri13
    26.
  1. "laf olsun torba dolsun" tadında yazılar yazan yazardır. vakit kaybından öteye götürmez yazdıkları. magazin programlarının bile düşünsel aktiviteleri bu yazar kardeşin kitaplarına oranla daha yüksek seviyelere fırlattığı gözlemlenebilir.

    (bkz: kofti yazarlar)
    3 ...
  2. 27.
  3. kitaplarını severek okurdum , iclal aydınla evlenene kadar.evlendilerde ne oldu sanki ikiside çoğu hayranını kaybetti.gamze çifti olup çıktılar.
    2 ...
  4. 28.
  5. (bkz: bu işte bir yalnızlık var)
    (bkz: a.ş.k neyin kısaltması)
    (bkz: git kendini çok sevdirmeden)
    (bkz: ay ışığında yürüyenler) şiir kitabı (ismini bu olduğundan tam emin değilim fakat yaşar nabi ödülü kazanmıştı sanırım)

    tuna köken olarak şairlikten gelme bir arkadaşımız ve bitabii eserleri de bu etkiden arınamıyor kolay kolay. Genelde kendini şiirsel bir dille ifade etmeye çalışıyor, olayın analizinden ziyade durumu, ruh tasvirlerini yeğliyor. Yani bir nev'i (bkz: yılmaz odabaşı) veya (bkz: nevzat çelik) tadında eserler ortaya koymaya çalışıyor. Şimdi bu türde en büyük sıkıntı, kitapların hacminin normal eserlere oranla çok daha küçük (takribi 200 sayfa) olmasıdır ki bu da insanın kitabı başladığı gibi bitirmesine ve kendisine 'olaylara neden bu kadar dar pencereden bakmış, kahraman sayısı neden bu kadar az' sorularını sormasına yol açar. Bu problem maalesef tuna'da da ciddi olarak mevcut. Bunun haricinde özellikle bu işte bir yalnızlık var eserinde kurgu hataları var ki gerçekten önemli bir hata. Kitap isimler olarak böyle alengirli hatta (bkz: cezmi ersöz) vari şeyler kullanması reklam amaçlıdır (ki kendi de reklamcı zaten) neticede satış kaygısı gayet doğaldır, takdir edilmese de en azından garipsenmemesi lazım gelir.

    Velhasıl kendi açımdan bakarsam naçizane tavsiyem tez zamanda ya tarzını değiştirip olay romanına yönelmesi ya
    da eğer bu türde kalacaksa 'altını çizeceğim' şairane satırlara imza atmasıdır.

    hülasa kendinin de gayet güzel dediği gibi 'üç kitapla hewingway olunmuyor' ama bunun bilincinde olmadan 1000 kitap da yazsa insan hiçbir şey olamıyor! Ne diyelim Allah yolunu açık etsin...
    2 ...
  6. 29.
  7. 30.
  8. aşk neyin kısaltmasıdır kitabının yazarıdır. Şöyle bir diyalog geçer kitapta;

    - Aşık olduğum kıza çıkma teklif ettim. Daha hazır değilmiş. Ne hazırlığıysa. Sanki uzaya füze fırlatacak! * *
    4 ...
  9. 31.
  10. 32.
  11. kitaba vurucu bir başlık bulup bütün roman satışlarını bunun sayesinde yapan, içerik olarak ilkokul çocuğuna hitap edecek düzeyde basit cümleler kuran, alakasız kişileri ve mekanları betimleyip betimleyip okuyucuyu 'buradan bişey çıkcak kesin' şekliden heveslendirdikten sonra kitabın sonunda olayla hiç alakası bulunmadığını anlaşılan ve kitaptan çıkarılsa hiç bir değişiklik veya eksikliğe neden olmayacak bölümleri araya bolca serpiştiren ve özünde bir olay olmayan, yani giriş, gelişme ve sonucun sonucuna ulaşamamış kitaplar yazan, yakışıklı kişi. *
    5 ...
  12. 33.
  13. terzi

    senden önce uyanırsam
    yüzler basıyor gün ortası
    yüzümü.örtüyorum perdeleri
    hiç uyanmamışım gibi:ipek
    yolu onlara geçmemiş,ben
    değilim çözümsüzlüğün
    bir numaralı düşmanı.sen olunca uzatıyorum
    gözlerimi azılı serinliğine sabahım,
    soruyorum burada terazi kim;diktiği hep bunlarsa
    sevmeyen karanlığı.

    tuna kiremitçi*
    2 ...
  14. 34.
  15. hisli çocuk bu. pek hisli. bir de her şeyi bilen ve yapanlardan. müzik, edebiyat ve reklam biliyor hisli hisli. hisli kadınlarla sevişiyor. hatta evleniyor.

    yine hislenmiş ve öteki sözlük hakkında yazmış bu kez ki köşe yazarlığı da yapıyormuş böylece öğrendim. öteki sözlük işte hani şu meşhur olan.

    yazısının linkini vermek isterim, meraklısına, öteki sözlük hakkında dedik ya canım işte,

    http://www7.gazetevatan.c...;Categoryid=4&wid=141
    3 ...
  16. 35.
  17. bu aralar sözlük dünyasına kafayı takan adam/ köşe yazarı/ yazar *. bu sinir harbini yaşamasında da haklı. kitapları hakındaki yorumlardan ve birlikte olduğu bayana -iclal aydın' a- küfüre varan hakaretlerden dolayı tepkisini ortaya koymuş fakat biraz abartmıştır.
    insan, önemsemediği birine veya kuruma uzun uzun yergiler yazmaz. yazacak bir amaç bulamaz bir kere. bu yüzdendir ki, yazdıkları ve düşündükleri arasında büyük çelişkiler bulunmaktadır.
    2 ...
  18. 36.
  19. kumdan kaleler grubunun,gayet basit olduğu söylenen anlatımlarını daha da basitleştireceğini açıklayarak insanlarda yamuk gülümsemeler bırakmış vokalisti.
    ben açıkçası ne bir kitabını okudum ne de şarkısını dinledim.hakkında merak ettirecek eleştiriler de duymadım.
    3 ...
  20. 37.
  21. yazar olmanın kolay olmadığını bize kanıtlar kendisi, zira yazar olmak kolay olsaydı tuna kiramitçi de yazar olurdu. o sadece bir şeyler yazıyor, "yazar" olmak başka bir şey.
    4 ...
  22. 38.
  23. solistliğin kendisine yazarlıktan daha çok yakıştığı kişi.
    2 ...
  24. 39.
  25. üç beden küçük ahmet altan kolpası.
    3 ...
  26. 40.
  27. enis batur, iclal aydın ın edebiyatçılığı hakkında ne düşünüyorsunuz sorusuna "edebiyatçı olsaydı ben duyardım" diye yanıtlamış. bu cevap bana göre "iclal" den yeni ayrılmış "tuna" için de geçerlidir. evlilikleri bu bulaşıcı hastalığa meyyal vermediği gibi ayrılmaları da iyileştirmeyecektir.
    1 ...
  28. 41.
  29. yazar, edebiyatçı olarak anılmasından ya da sanılmasından son derece müzdarip olunması gereken yaz/maz. zaten yazmasın. *
    0 ...
  30. 42.
  31. 43.
  32. yaşadığı aşkla bir süre ülkemin daha entel kesiminin gündemini meşgul ettiği iclal aydın'dan bir süre önce boşanan, akabinde iclal hanfendiye mektup yazıp "ben eski eşime dönüyorum" demek suretiyle eski eşinin evinin yolunu tutan kişi.
    1 ...
  33. 44.
  34. oniki yaşına kadar gece yatağına işemiş yazar. bunu en utandığı şey olarak söylemiştir kameralar önünde.
    1 ...
  35. 45.
  36. iclal aydın'ın köşesinde pek çok kere okuduğum iğneleyici lafların iğne tarafına denk gelen gamzeleriyle nam salmış insan. Uçan Kuş'un durup omuzuna konduğu nadir yazarlardan ilkidir kendisi.
    1 ...
  37. 46.
  38. kolpa, her şeyi ile kolpalığa örnek gösterilecek kişi.

    kolpa yazarlık

    kolpa evlilikler

    kolpa şairlik...

    edit: sırf bu tuna denen herif o ince fitilli kadife takımı giyiyor diye kaç yıldır zevkle giydiğim ince fitilli kadife ceketimden de soğudum, aman "tuna kiremitçi gibi olmuşsun" demesinler diye! hayır, o değil de adam ince fitilli kadifelerle anılır oldu bir ara...
    1 ...
  39. 47.
  40. oray eğin adlı yazar kişi bu insanı gayet isabetli tahlil etmiştir, hak vermemek elde değil. 15.06.2007 tarihli yazısı:

    Tuna, yeter artık

    Ancak eşi olduğu zaman bir anlamı vardır Tuna Kiremitçi'nin. Tek başına çarpmadaki 1'e eşittir. iclal Aydın'ın kocası ya da Ercan Arıklı'nın damadıysa eğer muhatap alınır elbette. Bunu kendisi de bildiği için tek başına kalamaz. Ve ne ilginç değil mi, rahmetli Ercan Arıklı'nın manevi kızına tam bir kitap çıkartma döneminde dönüyor. Karısını sevdiğini, onunla hayatını geçirmek istediğini söyleyip duruyor.

    Bu ne büyük bir ayıp, ama dahası kimi kandırdığını düşünüyor? Kimi aptal yerine koyuyor. Her kitap öncesi böyle olaylar yaptığı, bunun bir promosyon çalışmasını fazlaca andırdığını gizleyebileceğini mi düşünüyor. Öyleyse yazık, gerçekten.

    http://www.aksam.com.tr/y...10,6&tarih=15.06.2007
    0 ...
  41. 48.
  42. yazdığı yazılar ile davranışları birbirine uymayan, yaptığı işi tamamiyle para kazanma amacıyla yaptığını cümle aleme göstermiş kişi.

    bu nasıl aşktır ya? sen kadınla evlenirken şiirler okuyorsun, hayatımın aşkı falan fişman diyorsun. sonra gidip o kadını terk ediyor, eski karına dönüyorsun.

    sonra insanlar senin kitaplarını alıyor, senin o para kazanma duygularınla yazdığın; sahte, yaşanmamış, gerçek olmayan sözlerini sevgililerini söylüyor.

    türkiye'de böyle sahte duygular ile para kazanma hırsını harmanlayan kişiler parayı götürüyor, don santino corleone gibi adamlar gerçek duygularla, hislerini tercüman etmek adına satırlara döktükleri sözcükler, anca sözlük ile sınırlı kalıyor. bu dünyanın adaleti böyle işte, razı geliyor insan ister istemez..

    sırf piyasada böyle adamlar var diye şu ana kadar bir kız arkadaşıma bile, birinden gördüğüm bir şiiri ya da bir sözü yazmamışımdır. sadece seni seviyorum desem bile bilirim ki; o kelime sevgiyi özetleyen en güzel söz. bir anneye çiçek almak çok klasik ama, o anneye her anneler gününde çiçek almak, böyle ufak bir hediye vermek onları nasıl mutlu ediyorsa, bir sevgiliye de sadece seni seviyorum demek bile onu mutlu eder. o yüzden böyle sahte adamların sözlerine ihtiyacım yoktur benim..

    kendisine son sözüm şu olacaktır;

    bu işte bir yalnızlık var diyordun ya sayın kiremitçi, onun orijinali senin için daha geçerli; "bu işte bir yanlışlık var.."
    12 ...
  43. 49.
  44. aşktan çok şevkate ihtiyaç duyan ve çok zayıf bir duygusallığa sahip olan ama ahmet hakan ve hıncal uluç gibi kötü örneklere öykünerek şimdiden yanlış bir rotaya girmiş ve biraz halim bahadır' la rakı içerse ve aslında bir eşe mi, bir sevgiliye mi, bir anneye mi ihtiyaç duyduğunu tespit ederse , bir erkeğin en güzel yaşları olan otuzları mahvetmemiş olur. daha şimdiden iki kıytırık romanla bu kadar polemiğin içine gireceğine, müziğe devam edip bal gözlü kızlara serenat yapmaya devam etseydin; doğan kitap' ın cafesinde gözlerimizi kaçırmazdık..
    0 ...
  45. 50.
  46. tuna kiremitci

    mogolistan'ın dünya sinemasına armagan ettiği genç sinemacı b. davaa "sarı köpegin yuvası"nda binbir güçlükle şehirden alınan naylon tasın süt kazanına düşmesiyle nasıl bir anda kazanın dibinde eridiğini göstermektedir, bir karede. kadının büyük bir beklenti içinde elde ettiği tas yitip gitmiş bununla da kalmamış evin temel geçim kaynağını sağlayan süt kazanının dibine eriyen naylon yapışmıştır.
    sonsuzluğa uzanan bozkırda çadır-ev hayatının mükemmel bir gösterimi olan belgesel-kurgu film bu evde-tabii aslında hayatımızda- "naylon"un nasıl bi "şey"e sahip olduğunun açımlanması bakımından önemli bir işaret sunar.
    elbette yazının hakikatiyle, hayatın hakikati farklıdır. ama bu farklılık "sahtelik" içermez, içermemelidir. mesele:

    "süt kazanına düşen naylon tas"

    meselesidir, aslında. önceleri mika, melamin ve giderek naylona dönüştürülen eşyalar, hayatlarımızın birebir göstereni de olmuştur, bir bakıma.

    a.ş.k. plastikleşen bir hayatın kısaltması olabilir mi?
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük