tuna kiremitci'nin bir sosyologmuş gibi yazdığı yazı. cozmus isi ilmik ilmik kendi capinca. capi nedir derseniz, bir tv programinda gorunmus basortulu kizin turbani kadar.
"doksanlı yıllarda, cem özer'in programına orhan pamuk çıkmıştı. arada giren görüntülerde, sokaktaki insana mikrofon tutulup orhan pamuk'u tanıyıp tanımadıkları soruluyordu.
modern görünümlü, makyajlı genç kızlar genellikle tanımıyordu yazarı. hatta "kim o, yeni bir popçu mu?" diye soran bile vardı (doksanlar popun altın yıllarıydı, malum). hasbelkader adını duymuş olanlarsa en fazla birkaç kitabını hatırlıyorlardı.
o sırada görüntüye başörtülü bir kız geldi. kız orhan pamuk'un romancı olduğunu söyledikten sonra cevdet bey ve oğulları'ndan başlayıp eserleri tek tek saydı. kitapları okumuş olduğu, yüzündeki ifadeden belliydi.
"islamcı" gençler, bugünlere bu ciddiyetle geldiler. neredeyse yetmişlerin sosyalist gençliğini hatırlatan kültürlü simalar halinde. gençliğin geneli 12 eylül sonrası cehaletinin pençesinde kıvranırken onlar zamanlarını okumak ve tartışmakla geçirdi"
başörtüsü takmayanlar ne yapıyor peki?
bir kısmı bülent ersoy'un tenasül hayatıyla ilgilenmekle meşgul... bir tık daha bilinçli olanlarsa fazıl say'la hemfikir: ulke şeriata gidiyor, "tiz vakitte" terk etmek lazım.
bir şeyler yapılması gerektiğini düşünenlerse çeşit çeşit: bazıları ordunun harekete geçmesini bekliyor. hatta darbe bile fena fikir değil onlara göre.
şuurlu bir azınlıksa sivil toplum örgütlerinin çatısı altında birleşerek laik ve demokratik kazanımlarını korumaktan yana. tehdit altındaki yaşam tarzlarını sorguluyor, eksiklerini görüyor, çözüm arıyorlar.
aslında atatürk'ün kızlarının mücadele tecrübesi az: sahip oldukları haklar onlara armağan edildi çünkü. ama şimdi ilk defa o hakları korumak zorunda kalabileceklerini hissediyorlar. çağdaş yaşamı destekleme derneği'nin kapısını çalıyorlar mesela.
delikanlılar, son sözüm size! şeriat endişesi duyarak ürperen kızlara ceketinizi vermenin zamanı gelmedi mi?"
yazıda başörtülü kızdan bahsetmiş çok azı kaldı azizim onlardan.
ama herkes nedense olayı türban olarak algılamış yok illa başörtüsü=türban muhabbetine getirecekler ben opna sinir oluyorum. ulan amerikan uşağı daha kaç milyon kez söylemem gerekirse gereksin bıkmadan söyleyeceğim. başörtüsü ile türban farklıdır.
adam öyle bir genelleme yapmış bizim götümüzden anlayanlar tayfası da hemen başörtüsüzler cahil mi ? ulan adam başörtüsüzlere cahil dememiş ki nerenden anlıyorsun lafı sahi yukarıda söylemiştim nerenden anladıgını .....
uzun lafın kısası bu tuna kod adlı yazar mahmut yeşil i hiç sevmem ama ilk defa ufacık da olsa doğrunun bir tarafına yapışmış gördüm.
aslında yazıma şöyle devam etmeliyim. o kadar eski bir örnekten genelleme yapmışsın ki yeşilciğim aman tunacığım. sokağa inmeyeli kaç gün ay yıl oldu...
eski bir doğruyu görmüşsün ama ya şimdi ki zamanın hayat dinamikleri? neyse sen yine o sırça köşkünde yaşamaya devam et ...
o kültürlü bu öküz tartışmasını üzerinden yapamayacağımız bir yazara ait kimi doğru noktalara yanlışlıkla temas etmiş yazıdır.
her yola gelen tuna'dan yeni bir inci. özel hayatında da aynı yolu izliyor bu adam. ne yardan ne serden. belirsiz her şey. herkesi seviyor. aman ne sevimli.
"okuyor, eleştiriyor, tartışıyor" dediği kızlar, "bizim yorumlamamıza ne gerek var, zaten içerik aynı" deyip başımızın üstünde taşıdığımız kutsal kitabı başkalarının yorumlarıyla okuyup sular seller gibi ezberlemekle meşgul. bu mu okumak, eleştirmek, tartışmak?
yağmur nereye yağarsa tarlasını oraya taşıyancılardan oluşan kocaman bir türbanlı güruhu var dışarıda. içlerinde çok azı gerçekten "sürü"ye katılmadan kendi inançları doğrultusunda ibadetini yapıyor, inancını savunuyor, yalnız kalsa da direniyor. işte en zoru onların mücadelesi. ne dışındalar çemberin ne de içinde yer alabiliyorlar. tuna kiremitçi'nin tespiti bir noktaya kadar doğru. o röportajdan hatırladığı kız gerçektir, yaşamıştır, ancak kendisi gibi kız sayısı kiramitçinin sandığı kadar çok değil. onlar nadir türler, % 47 nin altında ezilmiş güzelim insanlar.
türban karşıtı tiplerin neyini eleştirdiğini anlamadığım yazı. adam sizden yana işte. o da siz gibi özgürlükçü falan değil. yobaz diye nitelendirdiklerinizden daha yobaz birisi belli ki. 'uyanın, çalışın, türban takanlar kadar kültürlü olun, koruyun' diyor işte kendinize ait çakma değerlerinizi. ben yarım aklımla anlıyorum bunu, ne hoplayıp zıplayıp duruyosun oturduğun yerde.
Bir yazarın daha kandırıldığına reklam yapmak için tutulduğuna işaret yazı.
Ne güzel yanılmıyorsam Aydın Doğan'ın gazetelerinden birinde yazıyordu Tuna bey devam devam çok hoş.
hangi manaya geldiğini anlayamadığım bir yazı...
başörtüsü serbest mi olsun diyor yoksa şeriatı getirecekler bunlara önlem almak lazım mı diyor ayırdına varamadım ?
ortada kim varsa badanalamış yalamış kıvırmış durmuş...net ol gamzeli kardeşim benim, kimi haklı görüyorsan açık ve seçik olarak gerekçeleriyle yaz. öyle herkese nazar boncuğu eskilerde nasrettin hocalarda kaldı...