ne var ne yok hepsini.. pempe panjurlu olmasada bahçeli evimi, aşık olduğum ve her zaman aşık kalacağım karımın kapıda beni karşılayıp dudağımdan öpmesini, herşeyi.. ne varsa ateşli zamanlarımdan, hayata ve geleceğe dair umutlarımdan, çocuğumun doğumunda kalbimin yerinde çıkacakmış gibi çarpmasından tutun her şeyi evin nemden nefes bile aldırmayan kokusuna teslim ettim.. umutsuzluk değil bu aslında, inançsızlık hiç değil. bunların olmadığı gerçeğinin yavaş yavaş kendini göstermesi belkide. ya da yaşın yavaş yavaş 3 le başlayan rakamları görmesinden. ne derseniz deyin, artık geceleri uyumadan önce yarın güzel bir güne uyanacağım düşüncesi yok. güzel bir güne uyanmak için güzel bir dünya olması gerekir, belki de vardır ama belli ki benim yaşadığım meridyene denk gelmiyor bu yer.
artık hayat daha sıradan. herkesin bir amacı var. para kazanıp onu kimseye kaptırmamak. bahçeli evin bahçesine domates ekmeyi umursayan kimse yok burda. insanlar kadınlarını yemek yapma aracı olarak görüyor, karısının alt dudağına değmemiş dudağı ne zamandır adamların..
güzel ruhlar için acı güzel vucutlar için haz gereklidir sözünü hatırlatan bir başlıktır.acısız bir yaşam yaşanmış sayılmaz.ne mutlu onlara ki hayatlarını büyük bir kısmı çile ile geçmştir.daimi bir çile arzusu dilerim.
bir çok insanın ev bodrumlarından korkmasının sebebi olan cümledir. mahzendir kimi zaman bodrumlar, küçükken bisikletiniz oradadır ve yardım olmadan dışarı çıkartamazsınız, büyüdüğünüzde hayallerinizi zincirlersiniz ve yardım olmadan yanlarına bile yaklaşamazsınız.
üstüne üstlük birde böyle bir cümle gelir yapışır dudaklarınıza, canınız yanar.