verilerin amacı çoğu kez rant sağlamak olduğundan, akıllı insanların sadece gördüğü ve hissettiğine inanması gerekir.
abd zamanında bir grafik belirtmişti;
ırak'ın yıllar içinde yaptığı nükleer bombalar diye.
grafiğe göre imalat başladığından 4 yıl sonra ırak'ın elinde tam 360 tane nükleer bomba vardı.
ırak savaşında bırak nükleeri, bir tane adam akıllı el bombası bile çıkmadı.
avrupa enflasyon verileride koca yunanistan'ı göremedi.
gel gelelim ab üyesi olmayanları ise iki dakika'da görüp yerin dibine soktu.
abd açık verdiğinde, kimsenin haberi yoktu.
tabi ki bunlar suç değil. veriler genelde moral verici olmalıdır.
bunu bütün dünya uygular. rahat kafa ile dünya'ya bile hakim olabilirsin.
psikolojik savaş sadece rakibini çökertmeye yaramaz. bazen kendini yükseltmeyede yarar.
yani tüik'in açıkladığı veriler yalan olur, doğru olur ama ne olursa olsun refahı,huzurü yükseltmek amaçlı olur. infiali ve çöküntüyü yok etmek için olur.
sana hiç ''falanca kız seni seviyomuş! bana söyledi'' diye şaka yaptılar mı?
keyfin yerine geldi mi?
dik durmaya, kendini yakışıklı görmeye başladın mı?
keşke bu şaka hiç bitmeseydi dedin mi?
huzur ve milletin iyiliği için tüm dünyanın verilere ihtiyacı var.
düşündüğümdür.
devletin her kurumu ak partiye meze olarak çalışıyor bu ülkede.
türkiye ulaştırma bakanlığının bilmemnenin reklamı var. linkin park türkiye de konser verince ak parti getirtti. vs vs.
ak parti geldiği için dünyanın gelişen ikinci ekonomisi olmuşuz. zırva zırva.
her şey malzeme, her şey meze. ben gelişen(!) ekonomi istemiyorum. ben özgür düşünce istiyorum. ben ak partinin b*kunu yiyen ülke istemiyorum. bir erkek küpe takmak istediğinde onu döven insanlar istemiyorum. özgür bir yaşam istiyorum. eğitimli nitelikli insanlar istiyorum. türkiye de bir tane nitelikli insan varsa bin tane niteliksiz insan var. önce bunları düzeltmeli. ateistine de eşcinseline de saygı duyulmalı. ancak o zaman türkiye gelişiyor diyebilirim. ancak o zaman türk olduğumu göğsümü gere gere söyleyebilirim.
tüik' in gazoz fiyatlarındaki değişimden yaptığı istatik ile değil.
ülkenin çoğu kurum akapenin kuklası olduğu için normaldir. mesela a haber türkiye'nin başkenti ankara'dır dese hemen şüphe ederim. öyle o çocukları bunlar.
Maaşlarımıza güya enflasyona göre gelen güdük zamlar ile yediğimizin içtiğimizin fiyatlarındaki füze gibi artışları kıyaslayınca ortaya çıkan normal sonuç.
sanayici, iş insanı, finans dünyası yatırımlarını işletmelerini üretimlerini kısa vade (1-5 yıllık) orta vade (5-10 yıllık) uzun vade (10-20 yıl ve üzeri) olarak tüik ve merkez bankası yanında hazine-maliye bakanlığı plan programlarına, verilerine bakarak oluşturur.
eğer sanayici, iş insanı, finans dünyası bunlara bakarak üretim, yatırım, stok, kredi, hammadde, ödeme takvimi vb eylemlerini şirketler hazine maliye merkez bankası tüik verileri, plan programlarına göre oluşturuyorsa kesinlikle batar ki zaten batıyorlar.
düşünsenize...
hükümet bütçe yapıyor.
kabaca örneklemek gerekirse "ben devletim, şöyle yaparsam bu kadar harcamam olur. böyle yaparsam bu kadar gelirim-kazancım olur. benim durumum bu, bu duruma şu kadar para lazım. şu bu ihtimaller de olabilir. harcamam-giderim şu kadar artabilir-eksilebilir, şu kadar hata payı olabilir" diyor ve yıllık bir bütçe yapıyor.
aaa!
süpriz!
6 ay dolmadan devlet-kurumları 1 yılda harcayacağı parayı yiyor.
1 sene boyunca benim masrafım bu gelirim bu diye hesap yapan hükümet bütçeleri 6 ay zor dayanıyor. sonra borçlanmalar, ek bütçe oluşturmalar, ek vergiler, vatandaşına tatlı sürprizler, örn; devleti idare eden hükümet, devletin cebir hakkını kullanırken deli dumrul vergisini andıran anayasal haklara aykırı vergisini ödeyenden ek motorlu taşıtlar vergisi alması (daha önce anayasa'ya aykırıydı. sahi ne değişti de anayasaya uygun oldu?) bu gibi vatandaşı düşünme(!) güzellikleri.
tüm bu yaşananlara bakarak...
bu ülkede devletin ve kurumların sağlıklı bir istatistik veri portalı, güvenilir bir bilgi belge kaynağı, bunlara göre yapılmış tutarlı sağlam sağlıklı bir politikaları olabilir mi?
edibüdü: deli dumrul - deli dumrul vergisi.
türk - altay mitolojisinde geçer.
denetimsiz, sahipsiz, pervasız, hoyrat, korkusuz, denetlenemeyen-güdülemeyen-dizginlenemeyen, ben dedim oldu kişiliği olarak tasvir edilir.
aslında sevgi ve fedakarlık işlenen ana temadır.
zamanla deli dumrul efsanesi susuz derenin üzerine kurduğu köprüden "geçenden beş akçe, geçmeyenden on akçe" alması Türk halk kültüründe keyfiliği, hesap vermemeyi ifade eden bir deyim haline dönüşmüş durumdadır.
TuiKin açıkladığı enflasyonda kullanılan kalemlerin peynir, zeytin ve yağ gibi çok kullanılan ürünler yerine soba borusu, golf topu gibi ürün ağırlıklı olduğu bilinmektedir. Eğer daha gerçekçi rakamlara ulaşmak istiyorsanız, TUiK gibi tamamen hükümet baskısı altında olan kurum yerine, iTO nun verilerine bakmanızı tavsiye ederim. En azından gerçeğe daha yakın veriye ulaşmış olursunuz.
Armağan Çağlayan'ı hiç ama hiç sevmem ama adamdan ilk defa doğru bir laf okudum. Mealen diyor ki, Tüik'in enflasyon verileri gerçeği yansıtmıyor ve ekonomik hedefler bu veriler ile hazırlanıyorsa uygulanan ekonomik programın başarıya ulaşması imkansız.
