maço kız ayaklarına yatan birkaç defa yazısında oğlun kelimesini kullanan, annesinin taşınma hobisi olduğunu iddia eden * karaköydeki nalburlara verip veriştiren, elektrikli battaniye ile orgazm olduğunu iddia eden vatan gazetesinin gizemli köşe yararımsı'sı su tesisatçıları ile olan maceralarını da yazar ara sıra..
eskiden ailecek çok severek okuduğumuz yazardır. ne zaman ki akp yalakalığına başlamıştır; o zamandan beri hiç bir yazısına tenezzül edilmemiştir tarafımızca.
Şimdi bütün köşeciler Baykal'a hücum ediyor. Yok iyi yönetememiş, yok politikası iyi değilmiş, yok canavarı zamanında o yaratmış.
Yok öyle şimdi zeytinyağı gibi su üstüne çıkmak!
Memlekette "türbanlılar mı?.. Ay ne kaka" diyen tek Baykalmış gibi..
Memleket deli gibi ki kutba ayrıldıysa Baykal falan değil SiZ pek sayın köşeciler SORUMLUSUNUZ!
Yazdığınız yüzlerce saçma sapan din düşmanı, halk düşmanı yazı yüzünden.
Yarattığınız monşer, elit havası yüzünden.
Bir biz biliriz, halk bilmez, salak bunlar havası yüzünden.
Baş örtülüye geri zekalı, namaz kılana yobaz, soyunmak istemeyen gerici dediğiniz için.
Siyaset yapmanın TEK sizin "sade" hakkınız olduğunu düşünüp "ama örtülerini siyasal simge yapıyorlaaaar" gibi ne idüğü belirsiz iddialar üretip, (bana siyasal simge olmayan tek bir şey söyleyin?) "sakin olun yahu, bırakın istedikleri gibi örtünsünler" diyenlere de "işbirlikçi, demokrasi adına şuursuzluk eden romantik geri zekalılar" muamelesi yaptığınız için.
Yok öyle Baykal'a yüklenip temize çıkmak!
"Yok yani ben hakikaten etrafımda türban reklamını bırak türbanlı falan BiLE görmek istemiyorum" diyebilecek kadar şuursuzlaştığınız için. (Türkiye'nin yüzde yetmişi kapalı ulan!)
Üniversitelerdeki kanuni ayrımcılık hiç umurunuzda olmaz hatta bunu haklı bulurken topu topu 25 tane mi ne tesettür oteli var ve oraya açıkları almıyorlar diye ki alanlar var- bunu memleketin en büyük ayrımcılığı olarak gördüğünüz için.
AKP'li olmasın da MHP'li olsun, GP'li, gerekirse Saadet Partili olsun diyecek kadar müptezel olduğunuz için..
Sabah akşam, gece gündüz yılın 365 günü Melih Gökçek yazdığınız için.
Yalan yanlış testis haberleri yüzünden.
Evet bunlar yüzünden, itici, gülünç ve inandırıcılıktan uzak olduğunuz için AKP yüzde 48 oyla başımıza geçti.
H H H
Bekir Coşkun efendi etrafında AKP'ye oy vereceğini söyleyen tek kişiye rastlamamışmış. Ay pek şaşırmışmış!
Kendi pek muhterem gazetesinde çalışan en az ON kişi tanıyorum AKP'ye oy veren! Üstelik Emin Çölaşan ve Bekir Coşkun'a inat! Yeni de değil. 3 aydır AKP'ye oy vereceklerini söyleyip duruyorlardı. Şoförden, çaycıdan, söz etmiyorum, basbayağı meslektaşlarından söz ediyorum. Kendisi zahmet edip biraz orta ve alt kademede meslektaşlarıyla (tabii AKP'ye oy vermiş olanları meslektaşı addederse) oturup konuşsaydı, hangi fanusta oturuyorsa oradan biraz çıksaydı, "laik eş", "elit komşu", "Kemalist ahbap&", "e-çavuş&" ,"türban düşmanı fino&" dörtgeninden, beşgeninden çıksaydı görebilirdi bizzat çalıştığı kurumda BiLE kimler var, kimler yok.
Ama yoook! "AKP'li eşittir göbeğini kaşıyan, kıllı tüylü orangutanlardır" diye üretmiş ilkokul bir seviyesinde bir fikirimsi, dört aydır ha bire o tuhaf yaratığı aradığı için göremez tabii ki etrafındaki AKP çemberini.
Hiç öyle Deniz Baykal'ı günah keçisi yapıp Rodos'lara falan yüzmeye yollamaya kalkmayın.
Sandınız ki ettiğiniz hakaretlerden bir tek hakaretlerinizin hedefi etkilenecek. Sandınız ki "pis Türbanlı"dediğiniz zaman bir tek başı kapalılar sinirlenecek, üzülecek.
Sandınız ki bikiniyle denize giren insanlar otomatik CHP’lidir ve yanındakine yapılan hakaretlerden etkilenmeyecek.
Bu yüzde 48'in yüzde 25-30'u gerçek AKP'liden geldiyse geri kalanı da komşusuna edilen hakaretlerden rahatsız olandan geldi, bunu da bilesiniz..
Hiç Baykal'a falan suçu atmayın. Kendi ellerinizle yaptınız.
türkçeyi misilleme yapmak için mi o kadar kötü kullanıyor yoksa gerçekten de kullanamıyor mu acaba diye düşünmekte olduğum yazar kişisi. bir de o kadar gereksiz konuyu nerden bulurda yazar * bi türlü anlayamam.
ya bana nedense bridget jones ' u anımsattı..ilk çıktığında özellikle fazlasıyla öyle değil miydi? zaten resmi de ondan çalınma,hatta bir yazısında bundan bahsetmişti diye anımsıyorum..
tabii kimse bridget'ın yerini dolduramaz ama..
uzun bi zaman bi ton boktan şeyden bahsedip, sırf şu kolpa resmi için erkekler tarafından okunduktan sonra, böyle ciddi konularda da ahkam kesmeye başlamış, helal olsun...
"istanbul 2. bölge seçmeni olarak hayatımda ilk defa gönül rahatlığıyla, büyük bir coşkuyla ve mutlulukla vereceğim oyumu. ilk defa verdiğim oyun boşa gitmeyeceğini bilerek vereceğim. ilk defa “bile bile lades” umutsuzluğunda değil hakiki bir umutla vereceğim. Oyumu bağımsız milletvekili adayı Baskın Oran’a vereceğim."
kendisinie akp yalakası diyenlere cevap vermiş köşe yazarı.
şu kısım ilgi çekici ayrıca;
"...Öte yandan benim iş yerimde tek bir örtülü kızın olmayışı garibime gidiyor. Apartmanımda var, sokağımda var, üniversitemde peruklu veya şapkalı olarak var ama gazetemde yok! Ne benim gazetemde ne de başkasının gazetesinde. Yedi gazete değiştirdim bugüne kadar hiçbirinde yoktu.
Bankalarda var mıdır? Yok. Borsada var mıdır? Yok. Reklam anslarında var mıdır? Yok. Migros'ta, Tansaş'ta var mıdır? Yok. Kasiyer olarak da mı propaganda yapacaklar yani?
Ve bizler, kadın özgürlüğünü savunan ilericiler, bunu çok normal buluyoruz. Belediye'de de olmasınlar, islamcı sermayede de olmasınlar, tatil köylerinde de olmasınlar diyoruz.
Bu çok acayip bir şey değil mi? Hatta çok çok acayip bir şey değil mi?
Ekmek parasından söz ediyoruz, beyler hanımlar, ideolojiden değil!
Bugün başınızı kapatsanız elinizdeki CV ile benzer işinizi bulabilir misiniz bir düşünün.. Benzer iş, benzer maaş, benzer saygınlık..
Sözünü etmeye çalıştığım işte buydu. Hadisesin insan ve özellikle kadın boyutundan. Halk aşıklığı, iktidar yalakalığı falan değil..."
http://www9.gazetevatan.c...mp;Categoryid=4&wid=6
yazısı neticesinde mutlu tonbekici değil mutlak olarak kadın bir yazar olduğu ortaya çıkan yazar. ha kendisinin adı gerçekten tuğçe baran mıdır bilemeyiz o ayrı.
Zaman gazetesine verdiği ropörtajda 2 aylık hamileyim ortaya kesin bir maymun çıkacak diyen sonra hamile olduğu köşesinde dile getiren bir iki yazı yazdıktan sonra sonra bebeğini düşüren köşe yazarı.
"talep varsa, aptal olan aslında onlar değil, bizlerizdir" diye muhteşem bir quote'u hediye etmek istediğim oksijen tüketicisi. yani aslında "ehhee matrağına okuyom olum bu salağı","hahaha dashaına yazıo lan bu ehehe, aptal" diye okuyan varsa, emin olun ki aptal olan o değildir. farklı kulvarda aynı tür bir fenomen için:
öğretmenlerle ilgili yazısında herkeste çalıkuşu değil ne öğrendiysem üniversitede öğrendim satırlarını yazarak takdirimi kazanmış yazıları takip edilesi köşe yazarımızdır.
mutlu tönbekici'nin hayat verdiği karakterdir. genellikle günlük konularda yazar ama bu sıralar liberal çizgide birşeyler yazmaktadır ve bu sayede aşk-meşk davalarıyla kendini gösteremeyeceği zaman'da bile yer bulabilmiştir. köşe yazısındaki resminin bir mankenden araklama olduğu söylenir.
köşesi bir çok yazara göre dolu olan, içinde alınabilecek bilgiler ve fevkalaede yorumlar bulunan vatan gazetesinin saklambaç oynamayı seven köe yazarıdır.
Demokrasi kavramına takılıp cumhurbaşkanlığı seçimlerinden beri hemen hemen her yazısında demokrasinin gereklilikleri, işlevleri, neleri getirdiği gibi önemli unsurları köşesine taşımaktadır. Oyunu Akparti 'ye vermemiş olsa da Akparti'nin politikalarının savunuculuğuna soyunmuştur. zaman gazetesinde yazan Nedim hazar ile köşe yazıları arasında bağlantılar vardır.
demiş. kendisinden laikçi faşizm tanımını öğrenmeyi çok isterim. çünkü belli ki burada hem anlatım bozukluğu, hem de kavram karışıklığı yapmış.
laiklik, bütün din ve inançlara aynı mesafede olduğuna göre, kimseyi dinine inancına göre kayırmadığına göre; bunun faşizm gibi zorlayıcı, kısıtlayıcı bir ideolojiyle uzaktan yakından nasıl alakası olabilir?
eğer uludagsözlük okuyorsa, bir sonraki yazısında bu konuya değinmesini arz ediyorum.
iyi günler.