14 aydır hiç irtifa kaybetmeden hala aynı sıcaklığını koruyan, neredeyse her gün görmeme rağmen ondan ayrı geçirdiğim, onun ciğerlerinde yanan havayı solumadığım tek saniye bile deliler gibi özlediğim, her derdimi paylaştığım hayat arkadaşım, hayatıma giren kocaman ailenin mihengi.
sakıncalı düşüncelerimi yadırgamadan kendine rol biçen, hislerimi benden çok sahiplenip beni yüreklendiren, çocuksu davranışlarıma kedi gibi şımararak cevap veren, en çaresiz anlarımda hiç sorgulamadan aziz gibi şartlar ne olursa olsun yetişen, beni dizginlemeden benimle aynı yola çıkan, onu dizginlemeden sorgulamadan girdiği kavgalara ağzımın kenarında sigaramla dalmaktan çekinmeyeceğimi bilecek kadar beni iyi tanıyan, uğrunda kıskançlıktan cinayet işleyebileceğim tek insan..
kıskançlıkları tanıdık geldiği için batmayan, bütün patolojik düşüncelerimizi biriktirip toplum içinde yaptığımız siyasi değerlendirmelerle kendimizi kaybedip hiç gülünmemesi gereken yerlerde saatlerce gülüp kimseye ihtiyaç duymadan zaman kavramını yitirdiğim sevgili.. yanında her an yeni şeyler öğrendiğim akıl hocam, hasta olduğumda başımda bekleyip beni kendimden çok düşünecek kadar şefkatli, içinde hayallerim var dediğim boş kutuyu saklayacak kadar düşünceli, beşiktaş aşkının delirttiği anlarda siniriyle duvar yıkabilecek kadar tutkulu.. güçlü dost, biricik sevgili..
tanim: nesli tükenen son günlerde karizması artan kızların gözdesi yazar.
ikinci bir emre kadar çarşı izinleri askıya alınmış yağmurlu boktan pazar günü özlemden ağlar vaziyette evin içinde terör estirmeme sebep olan, ölesiye özlenen ailemizin kahramanı, hayat arkadaşı.
edit: eksi oylayan hazımsız tosbaa'ya selam ederim, çarşıya çıkamamış senin de mi gücüne gitti annem
28 ekim'in geldiğini kendisine telepatik yollarla hatırlatmak istediğim, saatlerin geri alınmasıyla yaşadığım hezeyanın birleşmesi sonucu akşam üstü komutanıyla telefonda; "n'olcak bu tucimania'nın hali" konulu bir diyaloğa istemsizce itildiğim, benden yüzsüz yüzsüz kitap isteyen, mektup yaz diyen, mektupları mahallenin piçleri tarafından ele geçirilen, yetmezmiş gibi özledin mi diye soran çapkın yazar.
seneye tam bugün dizimin dibinde durup evinin erkeği olacaksın gazıyla kendisini kandırdığım, kandırırken inceden tırstığım komando..
- kim geliyor, kim geliyor
- astlarıyla üstleriyle örnek bir bööölük nidaları eşliğinde uzaklaşırken 1. yılımızı kutladığımı kendisine belirtmek isterim.. hiç ayrılık yaşamadan, hiç kavgasız geçen bir yıl için kendisi takdir ettiğimi belirtip kısa saçlarıyla çok şugar olduğunu söylemeden geçemeyeceğim yazar. **
yaz tatilinde gökçeada'da beni ağırlamasını salık verdiğim yazar. rum kızlarının göbeğinden dibek kahvesi içmeden mümkünü yok dönmem dediğim 28 ekim'de bana sürpriz borcu olan keyfi yerinde komando. *
mamak'ta kırk gün -topLam 37 gün ama yuvarLak hesap oLsun diye 40 dedim- acemi askerLik yaptıktan sonra "ankara'nın dikmeni bir daha geLirsem sik beni" düsturunu söyLeyen bir garip topraktan oLma, mehmet (vücutsaL öLçüLeri açısından küçültme eki oLan -cik, -cık, -cuk gibi ekLerden de mahrum kaLan insan evLadıdır ayrıca) * mebs, yani açıLımı; "muhabere eLektronik biLişim sistemLeri"nde askerLiği şans eseri rahat geçirmiştir.. mebs de askerLik yapan usta askerLerin deyimiyLe mebs'in açıLımı şöyLedir ki askerLeri korkuya sevk, güLmeye teşvik eder; mehmetçik en iyi burada sikilir.. *
askerLiğe bir anda gittiğim için buradaki kimi iyi arkadaşLarıma haber veremediğim için özürLer diLiyorum.. buradan onLara seLam eder, asker oLduğum için bana dokunmaLarının 6 aydan başLadığını söyLerken onLarı tehdit eder, onLarı forsumLa öper, asker seLamımLa gıdıkLarım..
askerLik nasıLdı Lan? sorusuna vereceğim tek ve yek cevap; faLan fiLan.. bu yüzdendir ki askerLik iLe iLgiLi anıLarımı seneye anLatacağımdır.. Lütfen üstüme geLmeyin, 6 ay...
dağıtım yeri çanakkale-gökçeada'ya çıkan bu orta yaşLı mehmetçik tüm tanıdıkLarına hoşçakaLın der ve sözLük hayatına 1 sene ara verir..
olur da darbe marbe girişimlerinde bulunursa nah şuraya yazıyorum kendisine büyük teessüflerimi ileteceğim ve sırasıyla tüm entrylerini kötüleyeceğim. zaten şunun şurasında zengin olmamıza az kaldı akp sayesinde şimdi darbenin zamanı mı? boşuna mı akp yardakçılığı yapıyoruz? hesaplarımıza her ay ne kadar para yatıyor bir allah bir ben bir de garanti bankası maslak şubesi personeli bilir.
neyse inşallah kazasız belasız askerliğini yapar gelir de kavuşur ailesine. aralıkta da biz yolcuyuz biz de yaşayacağız bu duyguları insan bir ruhaf aman tuhaf oluyor.
aslanlar gibi gidip, aslanlar gibi donecek olan birtanecik kuzen. 09.30 ankara arabasıyla yolcu ettiğimiz, o guzelim saclarını kestirdikten sonra devamlı cocukluk anılarımızı aklıma getiren simasiyla dünden bu yana ve haliyle giderken ve su an da gozyaslarıma hakim olamadıgım kardeşten öte...
herkes gitti, herkes gidiyor ama kendi canından biri gidince bi farklı oluyormus... su an keske yanımda oluverse de gene brezilya anılarımızdan bahsedebilsek. ah be kuzen sanki hiç buyumemişiz, anneannemizin bahcesindeyiz... ne zaman 25 oldun yahu ? o kadar oldun mu olum sen?
kendi verdiği sözünde durmayan erkenden asker ocağına giden kıdemli olup bana torun muamelesi yapacak hasbel kader insanı. hani aynı tertip olup askerde kantin işletecektik. hani fatal kişisi güzel bir organizasyon yapıp içip içip sıçtıktan sonra teslim olmaya gidecektik...
Bir insan askere gidiyorum derken kahkaha atar mı? bu adam atıyor hemde orta yerinden çatlayarak atıyor kahkahaları bir de utanmadan beni rapor etmiş "onu da alın askere" diye sayko... klişe olarak başlamadan hiçbir şey bitmiyor başla ki bitiresin demek istediğim dost...
Vatan borcu herkes yapıyor ama o sırma saçlarına nasıl kıydıklarını canlı canlı göremediğim için kendimi kahırlara sürüklüyorum...
Bir iki gün içerisinde vatani görevini yapmak için ankara mamak'a doğru yol alacak kocaman yürekli, hayatimin manasi, öz kardeşim. Ayrılık koyacak elbet lakin uzak olsa da şehirler, bir o kadar yakın gönüller.
agağğğğ! ne günnerdi o günnner.. su dabancasıynan travestinere su sıkiy su sıkiy agağğğ.. ciycivleri tavana atıy düşurilerken dombizleyi dabancaynan su sıkiy su sıkiy.. agağğğğ elif abnanın lohano bebegunin barmaklarin kesiy, su sıkiy su sıkiy agağğğğğğ... mani yazirman agağğğ
sebet sebet yımırt
sakun bene umurtma
daha yaracakdım amağ
küçücük boyu ile ahkam kesmeye çalışan kişilik misafirdir dedik sesimizi çıkarmadık. adama bir fıstık ezmezi verdik dünyalar onun oldu küçücük şeylerlede mutlu olmayı bilen insan.
söz verdim askerde kendisini yanıma aldıracağım ve ya kafeterya işleticez yada bir orduevine bir şeyler olucaz da sanırım o askerlik bitmeyecek. en kısa zamanda yediniğini içtiğini geri öde yoksa rüyalarına girerim yazarı. *
seni sırtımda taşısam yaranamam ya neyse yazarı...
o değil de elbet bursa'ya geleceğim hazıran başı... seni de göreceğiz sayko bey... bakalım maharetlerin neler... dolmuş kapatma, şehir hatları vapurunda kumar masası kurdurtma vs. gibi özelliklerin var mı?... nüfüsün neleri yaptırmaya yetiyor... *
sayko, psikopat, deli vs.vs. tüm hepsini bir anda o kocaman bünyesinde barındırıp uygun yerlerde ortaya çıkaran ve her zirve de birilerini kitleyip korkutan öcü... hacı bir kere de yapma şunu da insanlar rahat rahat eğlensin lan! her çömeze kafadan dalmasan olmuyor sanki! *