... Tucimania sert adımLar iLe evinin kapısına doğru iLerLedi.. evinin kapısına giden koridoru hızLı bir şekiLde geçti.. soL eLinde ev kapısının anahtarı, sağ eLinde bir saç tutamı gözüküyordu.. saç tutamının sahibi kız, tucimania nın sert darbeLerine maruz kaLmıştı, suratı kanLar içindeydi.. tucimania evinin kapısını açtı, içeri girdi, sağ eLinde tuttuğu saç demetini ve suratı dağıLmış kızı odasının ortasına fırLattı.. kız dengesizce yere düştü..
tucimania bir sigara yaktı, koLtuğuna oturdu.. odasına şöyLe bir göz gezdirdi.. oda da 15 - 20 kişiLik kızLı, erkekLi bir grup vardı.. hepsi birden tucimania ya baktı çaresizce.. hepsinin de suratı kan içindeydi.. tucimania nın suratında aLaycı bir tebessüm beLirdi.. tucimania; "hepiniz hayatıma girmiş yanLış kişiLersiniz.. hepinize hayatımda yer aLmanıza izin verdim.. fakat" dedi ve gözünü son getirdiği kıza dikti; "fakat bu sürtük son zamanLarda yaptıkLarıyLa benim ve sevdiğim insanın canını çokça sıktı.. bu sürtük yüzünden, evet işte bu sürtük yüzünden hepiniz öLümü hak ettiniz.."
kızLı erkekLi grup gözLerini kıstı.. kafaLarını önLerine eğdi.. tucimania bu kişiLeri çok iyi tanıyordu, onLarı çok güzeL yönLendiriyordu ve onLara ne yapacakLarını çok iyi anLatıyordu.. bu yüzdendir ki tucimania bu insanLarın ağızLarını bağLamamıştı, çünkü onLara dışarı çıkarken "sessiz oLun" demişti.. odadaki kişiLerin sadece eLLeri bağLıydı ki bunun sebebi, tucimania nın temas kurmaktan nefret etmesi..
tucimania ayağa kaLktı, koLtuğunun yanında duran çantasından bir kutu çıkardı, kutuyu açtı, ayağa kaLktı, bir sigara yaktı, kutudan bir jiLet çıkardı, bütün herkesin eLLerinin bağını çözdü ve herkese birer tane jiLet verdi.. jiLetLeri eLinde tutan grup tucimania yı izLedi dikkatLice.. suratLarı dağıLmış oLmasından doLayı grubun yüz mimikLeri pek beLLi oLmuyordu.. tucimania son getirdiği sürtüğün yanına oturdu, eLdivenLErini giydi, parmak izi bırakmaktan korktuğu için eLdivenLEri takmamıştı.. sadece temastan kaçındığı için eLdiven takmıştı tucimania.. gruba döndü, "herkes ben söyLediğim zaman biLekLerini kesecek ve hayatLarına son verecek.. sadece bu sürtük kendini öLdürmeyecek.. gaLiba tanrı röLüne bürünmem hoş oLacak.." dedi ve sürtüğe döndü, güLdü.. tucimania gruba döndü, "şov başLasın" dedi.. bu emir iLe grup biLekLerini kesmeye başLadı.. her yer kan göLüne döndü.. tucimania güLdü, sigarasını fırLattı, sigara yerde birikmiş oLan kanın üstüne düştü ve sigara söndü..
tucimania jiLeti kızın biLekLerine götürdü, "öLmek gerçekten sondur" dedi ve jiLeti kızın biLeğine götürdü, jiLeti sertçe kızın biLeğine vurdu.. jiLet iLe açıLan biLekten iLk başta kan akmadı, sadece açık pempe et gözüktü, sonra birden açıLan yaradan kan akmaya başLadı.. tucimania ayağa kaLktı, sigarasını çıkardı ve kibrit iLe sigarasını yaktı, kapıya yöneLdi, kapıyı kapatırken içeriye son bir bakış fırLattı, güLdü ve kapıyı kapattı..
P.S: ben o adam değiLim bebeğim, bu farfar sarsar vesaire, bu asLında uLudağsözLük ama ben tucimania değiLim..
"dost mu daha kıymetlidir akraba mı?" diye sorarlar adama. "dost" der adam, "akrabalarımı seçme şansım yok ama dostlarımı ben seçerim!". benim kardeşimi yüce yaratan seçti.. aynı kandan iki bebeğin ömrünü kalp kalbe geçirmek üzere kaderlerinden birbirine düğümledi. ne zaman ki aklımız erdi, seçim sırası bizdeydi. "dost" belledik birbirimizi. öyle kibarından, huysuzundan, kavgada kaçanından değil; uğruna can verip, can yakanından.
giderken bu şehrin manasını da yanında götürüyorsun paketleyip. kaderimizden atamadık ayrılıkları ne yazık. vardır elbet her işte bir hayır. anlamadığım, şaşırdığım her b.ka adapte olabilen bu beşer bünyesinin şu ayrılığa alışamaması. ne yapalım kardeşim, varsın yine çikolatalarımızı yer, sarılıp ağlarız biz. elbet ileride bu anılarıda meze yapar katarız tatlı muhabbetlere.
mamak'ta kırk gün -topLam 37 gün ama yuvarLak hesap oLsun diye 40 dedim- acemi askerLik yaptıktan sonra "ankara'nın dikmeni bir daha geLirsem sik beni" düsturunu söyLeyen bir garip topraktan oLma, mehmet (vücutsaL öLçüLeri açısından küçültme eki oLan -cik, -cık, -cuk gibi ekLerden de mahrum kaLan insan evLadıdır ayrıca) * mebs, yani açıLımı; "muhabere eLektronik biLişim sistemLeri"nde askerLiği şans eseri rahat geçirmiştir.. mebs de askerLik yapan usta askerLerin deyimiyLe mebs'in açıLımı şöyLedir ki askerLeri korkuya sevk, güLmeye teşvik eder; mehmetçik en iyi burada sikilir.. *
askerLiğe bir anda gittiğim için buradaki kimi iyi arkadaşLarıma haber veremediğim için özürLer diLiyorum.. buradan onLara seLam eder, asker oLduğum için bana dokunmaLarının 6 aydan başLadığını söyLerken onLarı tehdit eder, onLarı forsumLa öper, asker seLamımLa gıdıkLarım..
askerLik nasıLdı Lan? sorusuna vereceğim tek ve yek cevap; faLan fiLan.. bu yüzdendir ki askerLik iLe iLgiLi anıLarımı seneye anLatacağımdır.. Lütfen üstüme geLmeyin, 6 ay...
dağıtım yeri çanakkale-gökçeada'ya çıkan bu orta yaşLı mehmetçik tüm tanıdıkLarına hoşçakaLın der ve sözLük hayatına 1 sene ara verir..
aslanlar gibi gidip, aslanlar gibi donecek olan birtanecik kuzen. 09.30 ankara arabasıyla yolcu ettiğimiz, o guzelim saclarını kestirdikten sonra devamlı cocukluk anılarımızı aklıma getiren simasiyla dünden bu yana ve haliyle giderken ve su an da gozyaslarıma hakim olamadıgım kardeşten öte...
herkes gitti, herkes gidiyor ama kendi canından biri gidince bi farklı oluyormus... su an keske yanımda oluverse de gene brezilya anılarımızdan bahsedebilsek. ah be kuzen sanki hiç buyumemişiz, anneannemizin bahcesindeyiz... ne zaman 25 oldun yahu ? o kadar oldun mu olum sen?
sayko, psikopat, deli vs.vs. tüm hepsini bir anda o kocaman bünyesinde barındırıp uygun yerlerde ortaya çıkaran ve her zirve de birilerini kitleyip korkutan öcü... hacı bir kere de yapma şunu da insanlar rahat rahat eğlensin lan! her çömeze kafadan dalmasan olmuyor sanki! *
saçlarını elime geçirip zengin olma umudum olduğu için kendisine iyi davrandığımdan bi haber olan bursalı şahsiyet.
-
Febe antipatimi kullanarak sevgimi kazanmıştır. Kartalın bu sene fenerden kupayı almasındaki büyük etkenin ben olduğunu en iyi kendisi bilir.
-
sever,sayar özleriz kendilerini....
herkes bir tarafa gitti... mecburi görevler, sevda yalnızlıkları, hayat kargaşası herkesi bir tarafa sürükledi... sıgaramadan saglam bir duman çekip anlatacaklarım var sana... üsküdar'a karşı yüzümüzü çevirip boğaza kusacaklarım var... tek başıma güzel olmuyor orası, dün gelenlerin hepsi gitti...
Kavga edesim var lan!...
sorgusuz sualsiz birilerine dalasım var... sonra alıp o birilerini seninle birlikte boğaza atasım... canım sıkılıyor... dediğim gibi beliktaş sahili tek başıma hep zevkli olmuyor... biriniz gelin lan!... kendimle konuşmaktan sıkıldım... doldurdum tüm ceplerimi kelimelerle, hepsini önüne sereceğim...
yıllar öncesinden, uzun saçları, kitap sohbetleri, karizması ile hatırlanan eski yazarımız. artık yuva kurmuştur kendisi, bir ömür boyu mutluluklar diler, gözlerinden öperiz.
mania imparatorluğu'nun batı cephesi kralı. nerdeyse 1 yıldır görüşelim görüşelim diyorduk bu güne kısmet oldu. o güne yani. o gün de 2 aralık, zirve günü. sanki yıllardır tanışıyormuşuz gibi geyiğe başladık hemen. "keşke aynı şehirde yaşasaydık" dediğim yazarlardan biri, kardeşim. 1. yaş zirvesinde görüşeceğiz daha....