Ucuna atkuyruğu bağlanmış, ay-yıldız temrenli mızrağa verilen addır. Tuğlar, Orta Asya'da Türk hakan ve hanlarının, bağımsızlık ve erk simgeleriydi. Sonraki dönemlerde Türkiye'ye de taşındı. Osman Gazi'den II. Mahmud'a kadar padişahların, vezirlerin, Sancakbeylerinin konumlarını tuğlar simgeliyordu. Seferlerde ve törenlerde padişahın önünde altı; vezirlerin üç, sancakbeylerinin ise tek tuğ taşıyan süvariler giderdi. Savaş kararı alındığında tuğlar ilkin saray kapısına çıkartılır; buradan Davutpaşa sahrasında kurulan ordugâha götürülerek Otağ-ı Hümayun'un önüne dikilirdi. Vezir ve sancakbeyleri de birliklerinin başında tuğ çekerek alay gösterirlerdi. Tanzimat yıllarına doğru rütbe düzenine geçilirken tuğların yerini rütbe ve nişanlar alınca eski tuğlar da saray depolarına , askeri müzeye konulmuş; taşrada ise büyük camilerin minber kapılarına birer hatıra olarak bağlanmıştı.Korunabilen tuğ örnekleri de müzelerdedir.
At kuyruğu bağlanmış mızrak. Bu mızrağın ucunda bir de ayyıldızlı temren olurdu. Eski Türk geleneklerinden sayılan tuğ, hem bağımsızlık hem yetki belirtisiydi. Bu nedenle Osmanlılarda da son dönemlere kadar kullanıldı. Padişahlık 6 tuğla, vezirlik 3 tuğla simgeleniyordu. Tanzimat’tan sonra vezirlerin ve diğer asker ve idarecilerin tuğ kullanması kaldırıldı. Padişahlık tuğları ise büyük bayramlarda, gösterilerde ve pek ender olarak kullanıldı. Evet.