jeneriklere geçmiş efsanevi bir goldür. fizik kurallarına aykırı bir gol olmakla birlikte hakemin topu ancak ağlarda gorebilmesine neden olan insanı hayretler içerisinde bırakan nefis bir goldur.
bu golü izlerken hala yüreklerimiz heyecanla atar, gözümüzden yaşlar süzülür... gelmedi senin gibi yopçu tsubasa, hele o gözlerini kısıp bakışın varya...
topun üç hafta boyunca kaleye gitmeyişi, sahanın 350 km olduğunu düşündürse de, her çocuğu futbola teşvik edecek, gözlerden yaşlar akıtacak, sevinçten ağlanılası ve gooool diye bağrılası gol.
pozisyonun finalindeki bitiriş, hakan şükür'ün euro 2000'de belkçika'ya attığı gole tıpatıp benzemektedir. hakan da tsubasa hayranıydı sanırsam. bu arada;
bu golu atan tsubasa golu atmadan önce 14 kişiyi calimlamistir ve 7 kiside kalecinin önünde bekliyor. bizim türkiye de rakip takim 11 kisi oynuyor oysa ki.
topun kaleye varışı esnasında, sahadaki tüm futbolcular sahanın ortasında karpuz kesercesine şutu, futbolu, futbolun güzelliğini masaya yatırdığından ömre bedel bir gol olmuştur.
artık gol olup olmadığını tatlı sabah uykusunu bölerek gelecek bölümde göreceğiz. *
ömer üründül: ovvvvvvvv... yılın gölü. bloklar arası geçiş harikulade ayrıca aktif dinlenmeyi gördün mü çalımı yiyen geri dönüp barajda nasıl bekliyor. muazzam bir oyun anlayışı leventcim. bu arada wakabayashi'yi de kutlamak lazım, çok koştu.