tekel işçilerini izliyorum günlerden beri televizyondan, üzülüyorum hallerine, en son olarak da ölüm orucuna başlamayı düşünüyorlarmış, muhalefet onlara sahip çıkarak sempati toplamaya, akp ise muhalefetin onlara sahip çıkmasından ötürü onlara şirk koşmaya niyetli. ikisi de sinir bozucu bir durum. üzücü bir durum. 2010 senesinde hala bir ülkede ölüm orucu gibi laflar ediliyor, nasıl bir ilkelliktir bu düşünebiliyor musunuz? ülkenin ekonomisi onların istedikleri maaşları vermeye el vermiyor. hükümet şirin gözüküp taleplerini karşıladı varsayalım, bin küsür insan için milyonlar bedel ödemek zorunda kalacak o zaman da.. ulu orta konuşmak kolay tabii.
tekel işçileri zahmet edip ölüm oruçlarına hiç başlamasınlar. ideolojik takıntılarını bir kenara bıraksınlar. asıl dertleri 800 liraya geçinmek olan biri için nedir ki ideoloji zaten. hayatının önemler sırasının kaçıncı maddesinde yer alabilir ki?
bence derhal tsk'dan ve kemalizmden hesap sorsunlar. bu ekürilerin 50 yıllık türkiye diktası mecerasında, işçiye, köylüye nasıl davrandığının, sahte bir elitizmi nasıl yaratıp onları neden amaçlarındaki bir araç olarak yıllar yılı ezdiklerini, kullandıklarının hesabını sorsunlar.
neden 2010 yılında 800 liralık maaşa talim edildiklerinin hesabını sorsunlar. neden 50 yaşında bir işçinin ocak ayında buz gibi havada eylem yaptığının hesabını sorsunlar. bu işçiler akp döneminde mi eylemlere başladı sanıyorsunuz siz züppeler.
50 yıldan beri sokaklarda mücadele ediyor devlet otoritesiyle bu insanlar.
kemalizm ülkeyi 450-500 yıl geriye götürmüştür bu da osmanlı'nın en güzel dönemlerinden birine tekabül etmektedir.
bitik bir osmanlı'dan türkiye cumhuriyeti çıkarmak, o zamanın kuvayi milliyesi şimdi daha düzenli hale getirilen tsk'sı ile mümkün olmuştur. tsk ve kemalizm ülkeyi götürse götürse 450-500 yıl geriye götürür, başlık 50 değil de 500 olarak değiştirilirse hata da giderilmiş olur.
tsk ve onun besleyicisi kemalizm ile türkiye'nin hep geride kalmasıdır. Yani geriye götürme gibi bir durum yok. bunlar yüzünden hiç ilerleyemedik ki hep aynı seviyede kaldık. şu an alem 2010 a girdi biz hala 1930 lardayız.
Dünyada üretilmiş ilk zaman makinasının tsk depolarında olduğunu gösterir.
(bkz: Geleceğe Dönüş)
(bkz: abi deme lazim olur başlıklarını 100 metreden tanımak)
yanlış ve gülünç tespit. nasıl test edebiliriz yanlış olduğunu?
önceki alttaki bölümü hep beraber okuyalım:
--spoiler--
tekel işçileri zahmet edip ölüm oruçlarına hiç başlamasınlar. ideolojik takıntılarını bir kenara bıraksınlar. asıl dertleri 800 liraya geçinmek olan biri için nedir ki ideoloji zaten. hayatının önemler sırasının kaçıncı maddesinde yer alabilir ki?
--spoiler--
biraz bekleyin. winamp'tan şarkıyı falan değiştirin, sonra alttaki bölümü okuyun.
--spoiler--
bence derhal tsk'dan ve kemalizmden hesap sorsunlar. bu ekürilerin 50 yıllık türkiye diktası mecerasında, işçiye, köylüye nasıl davrandığının, sahte bir elitizmi nasıl yaratıp onları neden amaçlarındaki bir araç olarak yıllar yılı ezdiklerini, kullandıklarının hesabını sorsunlar.
neden 2010 yılında 800 liralık maaşa talim edildiklerinin hesabını sorsunlar. neden 50 yaşında bir işçinin ocak ayında buz gibi havada eylem yaptığının hesabını sorsunlar. bu işçiler akp döneminde mi eylemlere başladı sanıyorsunuz siz züppeler.
--spoiler--
kurduğu alakayı bana açıklayabilen birisi olursa, vallahi billahi ağzımdan sıçıcam.
gerçek kemalizmin ve tsk nın kuruluş amacının farkına varamayan yazar tavrıdır. bu demeç bile akp nin başarısını gösterir. bunları insanlara söyletebildiğine göre artık bundan sonra sömüremeyeceği kurum veya kuruluş kalmamıştır.
ittihat ve terakki zamanından bugüne fazlasıyla gerçeklikler barındıran cümleler bütünü. türkiye bayrağının bile cumhuriyetin kuruluşu ile bayrağımız olduğunu sanan bir toplumun bireylerinin bu gerçeği algılaması elbette biraz güç. Çünkü bu bireyler kurulmuş saatler gibi ilkokulda atatürk büstlerinin önünde andımız adı altındaki yarı faşizan sloganlarla büyüyor ve aynı zamanda varolan tüm bozukluklar ve aksaklıklar atatürkçülük ve kemalizm yaftası ile toparlanarak varılmak istenen noktaya işaret ediliyor. yapılmak istenen açık; atatürk ün kendisinin bile karşı çıktığı bu dalkavukça tutum vasıtası ile kişiler aslında yaşamak istedikleri hayatı bu minvale kemalizm kisvesine oturtuyor. güruh atatürkten sanki bir peygamberden bahsedercesine fanatik ve saldırgan bir tutum ile bahsediyor bursa nutku gibi atatürk ün kesinlikle söylemediği kesinleşen uydurmalarla düşüncelerini perçinliyor. pagan kültürlerdeki gibi anı defterine yazılar yazıyor, mozoleye çiçekler koyuluyor. Kemalist fraksiyon bir parti gibi ülkenin iliklerini sömürerek kendi doğrusunu beyinlere işlemeye çalışıyor. Hep birlikte önümüzdeki 20 yılın kemalizm in ülkeden neler aldığını çok iyi anlayacağız.
sıcılan bir baslıktır hee dünya 2010da biz 1960 yılındayız. ben amerikadan entry girebiliyorum burada internet var ama kaka tsk ve kaka kemalistler yüzünden daha ülkeye televizyon gelmedi bile .geri kalan ülkenin insanları nasıl entry girecek.Biraz daha fazla sıcılanı için **
atatürkçü düşünceyi benimseyemeyen vatandaşların geri kafalılığından olmuştur bu geriye doğru gitme işi. ha tsk'ya laf diyecek değiliz, içindeki köstebek ve darbetörlerle etki ajanları da dahil tüm yönlendirilmiş kafalrın tasfiyesi ile geri kalınmışlıktan sıyrılıp çağdaşlık yolunda emin adımlarla ilerleyeceğiz. ama başta da belirttiğim kafası geride kalmış vatandaştan da toplumun temizlenmesi gerekmektedir. böyle çağ ve insanlık dışı yaşam hücreleri bu ülkede oldukça gerimize dahi sahip olamayacağımız açıktır.
bu ülkeyi geri götüren , yerinde saydıran ne tsk ne kemalizm ne radikal islamcılar ne de bir başkasıdır. bu ülkeyi geriye götüren tarihini bilmeyen , okumayan , hayatı internette izlediği videolardan okuduğu entrylerden ibaret sanan herşeyi bildiğini sanan ama aslında hiçbir bok bilmeyen gençliktir.
izlenen yanlış politikaların, her konumda çalışanın yediği paraların, siyasetçilerin götürdüklerinin, insanımızın birbirine ve kendi kendine verdiği zararın, cehaletin, yobazlığın sonucunda bir kaç yüzyıl geriye gidip yokolmamızı engelleyen kemalist düşünce kaynaklı darbe hareketlerinin basitçe "bizi 50 yıl getiye götürmesi" olarak tanımlanmasıdır.
doğrusu "tsk ve kemalizmin, bizim yüzyıllarca geriye götürüp parçalanmamızı engellemesi" olacaktır. ikisi de sadece 50 yıl ile kurtarmamızı sağlamışlardır. düşünce özgürlüğü adı altında her türlü zehri insanlarımızın beynine akıtmak... bu kuruma ve bu düşünce yapısına sözleri çarpıtarak meydan okumaya kalkanların tek amacı budur. kürtlerin şu anki isyanları,, pkk'nın aldığı canlar, dinin çarpıklaşan bir yapı alması. bunalrın hepsi düşünce özgürlüğü, insan hakları gibi kutsal kavramlar üzerinden gerçekleştirilmiş olaylar değil mi? bir de amacı bu olmadığı halde beyinleri olmadığı için bu amaca hizmet ettirilen ve kendini çok kültürlü sanan cahiller vardır ki hepsini de yukarıda yazılı olan önermeyi ateşli bir şekilde desteklerken görebilirsiniz. kubilay'ın katilleri de işte bunlardır, doğruyu bildiğini sanan cahiller.
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan dürzülerin hiç alakası olmayan konular üzerinden tsk ve kemalizme vurma çabasında olan varsayım.
şimdi efendim, mevzu tekel işçilerinden açılmış, bazı ağzını yüzünü siktiğimin yavrucanlarına ders vermek görevimiz.
paleface eğitim semineri başlıyor.
şimdi bak yiğidim, tekel işçileri kadrolu -bak sözleşmeli değil- kadrolu şekilde çalışmaktalar. hani o "depolarda yatıyorlar" denilen adamların var ya çoğu tekel'in tütün fabrikalarında çalışıyorlardı. şimdi büyük hükümetimiz tekel'in tütün fabrikalarını içindeki stoklarla sattı. sonra bu kadrolu işçilere ne yaptı? hala elinde bulunan depolara kaldırdı. elinde "çalışan" bir fabrika olmayınca haliyle depolar da boş kalmakta ve bu adamlar da o boş depolarda yatmaktadırlar. ancak, bu adamların o depolarda yatmasını sağlayan eylemlere de imza atan trajikomiktir ki, akp hükümeti'nin ta kendisidir!
buraya bir anektod atmak istiyorum, mesela türk telekom özelleştirilirken, birçok çalışan karayolları, köy hizmetleri, belediyeler gibi yerlere "kadrolu" halleriyle kaydırıldı.
bu adamların derdi depolarda kalmak da değildir, bu adamlar da tıpkı daha önceki özelleştirmelerde olduğu gibi mevcut statülerinde diğer devlet kurumlarına nakledilmek istiyorlar.
şimdi bu adamlar kadrolu, düşün lan, yıllardır emek vermişsin -ki, kamu kesiminde çalışan işçilerin maaşları yıla göre basamak sistemi ile artar- atıyorum maaşın 1.750 lira olmuş ve sonra senin statünü 4c'ye çevirip -yani sözleşme süresi sonunda sudan bir sebeple sözleşmeni yenilemeyip götüne tekmeyi vurabilecek şekilde- maaşını da yarıdan fazla şekilde düşerülecekse sen ne yaparsın be ağzını siktiğim?
"efendim bu kişilerin maliyeti 40 milyon dolar, yan gelip yatıyorlar" demekle olmaz. devlette devamlılık esastır! bu adamlar kadroluysa, kadroludur ve sen bu hakkı kendi keyfi uygulamalarınla bu adamların statüsünü gasp etmeye çalışırsan senin devletliğin ortada yoktur.
bak şimdi ağzını siktiğim, empati yapmana daha iyi şekilde yardımcı olmaya çalışıyorum. sen şimdi üniversite öğrencisisin baban da tekel işçisi. aylık 1.600 lira maaş alıp, sana da aylık 350 lira para gönderiyor veya 400 lira -bu devirde ayda 350 liraya gerçekten "geçinebiliyorum" diyen öğrenci var mıdır acaba?- babanı 4c statüsüne sokup, özlük haklarını gasp ediyorlar ve maaşı da 850 lira oluyor. soruyorum ağzını siktiğim, baban maaşı 850'ye düştükten sonra sana ayda 350-400 lira gönderebilir mi? gönderse bile ailen hayatlarından nelerden feragat eder? içine siner mi bu durum ha ağzını siktiğim? düşün lan, hayal et!
bu adamların derdi ne depolarda çalışmaktır, ne de yan gelip yatmaktır. bu adamların özlük haklarına dokunmadan diğer devlet kurumlarına naklederek çalışmaları sağlanmalıdır tıpkı, türk telekom özelleştirilirken birçok personelinin devlet kurumlarına özlük haklarına dokunulmadan nakledildikleri gibi.
böyle bir gaspa bu kişilerin tepki göstermesi, eylem yapması kötü addediliyor, "kullanılıyorlar" oluyor. adamların hakları gasp edilsin, onlar da sizin başbakanınıza biat edip boyunlarını eğsinler kabullensinler? gülen cemaati müridi mi lan adamlar ne olursa olsun biat edecekler? tabi sizin demokrasi kavramından anladığınız her seçim döneminde sandık başına gidip ampulün altına "evet" demeyi ibadetmişcesine yapmak olduğu için sizin için çok da fazla yapacak bir şey yok.
başbakanlarının ağzından çıkan her şeyi katıksız doğru olarak alıp "yahu hocu bu adamlar neyin kavgasını veriyor, mevzu neymiş, maaşları neye düşecekmiş, özlük haklarıdan gasp edilerek alınaak şeyler neler diye düşünmez bu ibibikler, ondan sonra da hiç birbiri ile alakası olmayan şeylerin üzerinden tsk ve kemalizme laf atarlar.
lan doğru düzgün materyaller üzerinden eleştirin, hadi amına koyim doğru düzgün bir şey bulamıyorsan, bulduğun şeyde bari bir gram bilgi sahibi ol da "ağzını yüzünü siktiğim!" gibi kaka laflar kullanmayalım!
seminer şimdilik bitti, hadi yaylanın bakalım kese kağıtları.
