bu milletin içerisindeki yavşakları ayan beyan ortaya çıkaran sıçmık. hiç de lafımı esirgemeyeceğim, yamultmayacağım. türk milliyetçisiyim. milliyetçiliğim asla etnik bir zemine dayanmaz, zaten anne tarafından da çerkezim. şu zamana kadar bildiğim, öğrendiğim bir tek şey vardır: siyaset bizim gibi fikirleri ve vicdanı üzerinden konuşanlara karşı hep acımasız olmuştur. hiç bir zaman, tüm yüreğiyle ve içindeki insan sevgisiyle fikirlerini savunanlarla kavgaya girişmedim, girişmem de. öyle insanlardan zarar gelmez çünkü. ancak şu son dönemde gerek bazı milliyetçilik karşıtı muhafazakarlar, gerekse de bazı milliyetçilik karşıtı sol fikirden insanlar çizmeyi fazla aştılar.
diğer milliyetçilerin fikirleri beni ırgalamaz ama ben kendi özümde geçmişte milliyetçi geçinen tayfanın bir kısmının alevilere ve solculara karşı gösterdikleri orantısız şiddeti, adam öldürmeleri, kadın çoluk çocuk demeden sopalı saldırıları asla sindiremedim. hiç bir zaman bunları yapanları savunmadığım gibi, onlara nefretle baktım her daim. çünkü türk milliyetçiliğine bunlar kadar başka hiç kimsenin zararı dokunmamıştır. fakat bununla beraber, soğuk savaş döneminde yaşananların tamamının türkçü-milliyetçi kesimin üzerine yıkılmasına da göz yumamam. şunu unutmayınız ki deniz gezmişi ve erdal ereni ve daha nicelerini de türk milliyetçileri öldürmediler. darbe dönemini en güzel anlatan söz, darbenin baş aktörü kenan evrenin "bir sağdan bir soldan astık" sözüdür. hani işine geldiğinde bazıları milliyetçileri devletin parasız askerleri diye tanımlarlar ya. adamlar komünizm gelmesin diye devletleri için canlarını verdiler be, savundukları devlet tarafından idam edildiler. bundan daha büyük trajedi mi olur?
ama ne hikmetse deniz gezmiş ve arkadaşları söz konusu olunca değme hümanist geçinen sevgi pıtırcıkları, söz konusu milliyetçiler (o da sadece türk milliyetçileri) olunca nasıl da içlerindeki canavarı salıveriyorlar ortaya. tsk, pkk yerine milliyetçileri öldürmeliymiş; o zaman sorun kalmazmış. sana senin dilinden bir örnek vereyim istersen evimdeki kuş kadar akıl yürütemeyen kardeşim: hani bir hitler var bildin mi, ismi adolf. hani şu dost muhabbetlerinde ikide bir lafını açtığın faşist psikopat. hah işte o ne demiş biliyor musun? o da çok farklı bir şey söylememiş senin söylediğinden. o da demiş ki "alman ordusu düşmanlarla savaşana kadar yahudileri temizlesin. esas onlar bu memleketin derdi sıkıntısı. onları öldürseniz memlekette bir tek sıkıntı kalmaz" şimdi onun söylediği lafla senin söylediğin laf ne kadar benzer değil mi? tabi sen safkan angus olduğun için bu dediğimi de anlamayacaksın. ama olsun, ben seni bu angus halinle de seviyorum be oğlum!
gelelim tsk-pkk meselesine. önüne gelen tskya salladığı için yeni devir moda tskya akıl vermek oldu. öyle ki birileri pkk sorununu sanki tsk kendisi yaratmış gibi "tsk pkk yerine milliyetçileri öldürsün" deme cüretini gösterebilmekte. tskyı savunacak değilim, zaten öyle bir şeye ihtiyaç da yok. ama pkkya gelince orada dur işte. sanki pkk kürtlerin temsilciliğini yapan, onlar adına mücadele veren bir örgütmüş de tsk onun işini engelliyormuş gibi laflar atıyorsunuz ortaya. pkk doğuya iyi ve güzel olan neyi getirdi? onu da geçtim, doğuya yapılan yatırımlara ne zaman köstek olmayı bıraktı? ne zaman kürtlerin hangi sıkıntılardan muzdarip olduğunu demokratik bir şekilde dile getirme girişiminde bulundu? pkknın kürtlerin hakkını savunduğunu ciddi ciddi iddia edebilen yarım akıllılar var bu ülkede. kimse de karşı çıkamıyor bunlara. çünkü ırkçı damgası yemekten korkuyorlar. kürt etnisitesine dayalı bir devlet kurma hayalindekiler korkmuyor ama, çünkü onlar ezilen halk. hiç kimse kusura bakmasın, doğuda devletin mağdur ettiği kimselerin haklarını ve acılarını hiç kimse kendi tekeline alamaz. hele hele yine aynı şehirlerden topladığı 17-18 yaşlarına bile gelmemiş çocukların kanları sayesinde ininde huzur içinde göbeğini kaşıyıp kendi dağ imparatorluğunda rahat rahat geçinip giden ş.refsizler asla alamaz.
şunu farkettim ki, bu memlekette haklı görünmek istiyorsan asla gerçekten ezilen tarafta olmayacaksın. kimse seni konuşmuyor çünkü. kimse seni s.klemiyor. kimsenin mağdur olan alevileri düşündüğü yok, kimsenin başı örtülü olduğu için üniversiteye gidemeyen kızlarımızı düşündüğü yok, ya da tecavüze uğrayan kadınları, ya da hakkaride devletin bütün imkanlarından yoksun bırakılmış terör tarafından köşeye kıstırılmış aileleri, milletini sevdiği için mağdur edilenleri, daha iyi bir yaşam istediği için öldürülenleri, maaşına zam istedi diye smsle işten atılanları düşündüğü yok. üç aşağı beş yukarı her siyasi oluşum, ideoloji; bu acılardan bir şekilde nemalanmanın yolunu bulmuş. herkes bir şekilde kendisini mağdur statüsüne sokabiliyor, gerçekten mağdur edilenler hariç! o yüzden müneccimlik yapıp bir kehanette bulunayım: bu memlekette hiç bir sorunumuz çözülmeyecek: hiç bir şey daha iyiye gitmeyecek. neden? çünkü o zaman mağdur edebiyatı yapanlar kaybeder, gerçek mazlumlar kazanır. halbuki siz bunu istemiyorsunuz, siz sadece milliyetçileri yok etmenin derdindesiniz. çözümün bu olmadığını bal gibi biliyorsunuz ama dediğim gibi. sizin derdiniz sorunu çözmek değil, intikam almak. hem de sizinle alakası bile olmayan insanların, başka mazlumların intikamını almak.