şöyle bir şeydir,ben iki ay boyunca seni evinde öldürcem diyorum,sen doğal olarak kaçıyorsun,sonra gelip evini bombalıyorum..aferin sana tayyip,pekiyi düşünmüşsün dedirten durum..
7 ekim 2007 şırnak ve 21 ekim 2007 dağlıca saldırılarının hemen akabinde yapılması gereken vurma olayıdır.
abd'ye gitme, koordinasyon mekanizması derken, vurma olayı 2 ay gecikmiştir bu sürede bazı pkk'lılar sivil halk arasına karışırken, bazıları da çoktan peşmerge olmuştur.
büyükanıt paşa, "en gururlu günümü yaşadım" gibi bir cümleyle, başarıyı taçlandırmıştır. halbuki, biz en utanç dolu günleri de gördük, 4 temmuz 2003'teki çuval olayına karşılık verilememesi, 7 ekim ve 21 ekim'deki saldırılara anında cevap verilememesi bizde utanç duygusu yarattı.
biz ordumuzla her zaman gurur duymaktayız fakat, bizim ordumuz dünya'nın en iyilerindense, nato'nun 2. büyük askeri gücüne sahipse, kara harekatı değil de hava harekatı düzenlenecekse ve uzun menzilli silahlarla vurulacaksa kandil, neden bu kadar beklenildi? neden kandil'in boşaltılmasına göz yumuldu?
bizim ordumuz, 7 ekim ve 21 ekim öncesinde kandil'deki vurulacak noktaları bilmiyor muydu? pilotlarımız bu tarihler öncesinde gece uçuşu yapmamış, gece görüşü ile atış yapmamışmıydı? bunlar bu tarihler öncesine yapılmamışsa, biz ordumuzu gözümüzde fazla büyütmüşüz. olası türk-yunan savaşı için tsk'nın bütün saldırı ve savunma planlarının hazır olduğu göz önüne alınırsa, kandil dağı'na yapılacak bir operasyonun son 2 ay içinde hazırlanmış olduğunu düşünmek çok komik. hani diyoruz ya, şakaysa komik değil, ciddiyse çok komik diye. işte öyle. hepimiz biliyoruz ki, gece görüşünde atış yapılan onlarca tatbikat yaptı tsk, kandil'deki terör yuvalarını çok önceden biliyordu... o zaman tsk'nın değil, devlet yönetiminin büyüklüğü tartışılır. demek ki, devletimiz büyük, devletimizin kurumları büyük ancak, bu kurumları yönetenler malesef küçük düşünmekte.
pkk'nın bitinin kanlandığı geçtiğimiz bahar aylarında aşikarken, sınır ötesi operasyon konusunda, doğu illerinden oy alma uğruna, bu vatanın bedel ödemesini göze alan bir hükümetin başı, bütün istihbari bilgilere ilk elden ulaşabilme imkanına sahipken, "içerde 5000 dışarda 500" gibi bir başbakana yakışmayacak sığlıkta açıklama yaparsa, asker defalarca ilk ağızdan operasyon gereklidir derken, "operasyon gündemimizde yok" diyen bir iktidar varken, kendi öngörüleri ile değil, kendi istekleri ile değil, kamuoyu baskısına dayanamadıkları için tezkere çıkaran bir hükümet varken, bir saldırı haberinden sonra ilk cümlesi "bunu sayın bush ile görüşeceğim" diyen bir hükümet başı varken, "aman piyasalar titremesin" mantığı ile operasyonu geciktidrdikçe geciktiren bir yönetim anlayışı varken, tezkereyi çıkarıp 2 ay bekledikten sonra, bundan 1 hafta 10 gün önce tsk'ya yetki veren ve bunu şov yaparcasına "tsk'ya yetki verilmiştir" diye basına açıklayan bir hükümet olunca, yüreğimizi yakan saldırılardan 2 ay sonra boşalmış kampları vuran ordumuz varken biz hangi büyük devletiz?
büyükanıt paşa, "gurur duydum" demiştir. fakat, bu bir tatbikat değildir! evet gurur duymalıyız! ordumuzun, bu vurma eylemi ile gücünü bir kez daha gördük. utanmalıyız! bu güce sahip olduğumuz halde, en az 2 ay gecikip -ki hava harekatı geçtiğimiz bahar aylarında yapılmalıydı-, boş kampları vurduğumuz için.
operasyonlardan önceki haftalarda 30'u aşkın askerini, toplamda da bir ilçeye eşit nüfusta vatandaşını kaybetmiş bir ülkenin bunu yapanlardan hesap sormasıdır. ırak işgalinde ölen binlerce ıraklı bahis konusu olmazken 2 kürdün ölümüyle operasyonlar durdurulsun anlamına gelecek şeyler söylememiz de ne kadar insancıl olduğumuzu göstermektedir.
(bkz: rakamlardan anlıyorsun demek)
aylarca biz gelip bomba aticaz diye senlik yaptiktan sonra trilyonlar degerinde bombalarin bos daga tasa atilmasi.
kaybeden: bos dag tas toprak.
kazanan: ucaklarin yakitini ve muhimmatini imal ve temin eden ulkeler.
hatirladigima gore bir f16 nin yerden havalanmasi bile bir servet degerindeydi.
elde edilen son fotoğraflarda sivil yerleşim birimlerinin isabet aldığı görülüyor. her savaşta olduğu gibi olan yine sivillere oluyor, acaba ölen 2 fakir ıraklı kürt değilde bir abdli gazeteci olsaydı bu tepkilerde neler değişirdi?
bağımsız bir ülke olunsa idi 7 ekim 2007 sirnak saldirisi'nın hemen ardından yapılacak ve tüm dünyaya "ayağınızı denk alın köpekler!" mânâsı taşıyacak bir eylemin, "gerekli izinler" alındıktan sonra yapılmış dostlar alışverişte görsün versiyonu.
boşaltılmış mağaraları, çadırları, binaları vur. ardından medyaya "vurduk" de. ne acı, kimlere emânet edilmiş bu ülke...
aylarca kandili vuralım vurmayalım muhabbeti yaptıktan sonra, siz pkk'lı olsanız o dağda oturup tepenize bomba atılmasını bekler miydiniz? bir pkk lıda bile bunu akıl edecek kadar zeka vardır. netice itibariyle olan zavallı kandil dağının olaylarla bir ilgisi olmayan taşına toprağına olmuştur.
Tüm yaz süresinde boy gösteren terör olaylarına, kışa doğru verilen cevaptır. Kışa doğru teröristlerin zaten bölgeden çekildiği bilinen birşeydir. Boşuna harcanan yakıttır,bombadır,füzedir...
ici dolu bir hadise midir bilmiyorum. zira amerikadan istihbarat aliyormusuz ama pkk nin elindeki silahlarinda amerika tarafindan onlara verildigini soyluyoruz. bu ne perhiz bu ne lahana tursusu hesabi yani.
