niye zorunuza gitti anlamadım.. savcı fikrini beyan etmiş sadece görülmekte olan bir davada... zamanında ergenekonda balyozda savcı mütalaa açıklarken esas duruşta saksolardaydınız bir çoğunuz.... bu sefer işinize gelmedi de mi bu ağlamalarınız?
"… kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘laiklik ilkesi' varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez…. Belirtilen nedenlerle, dava konusu düzenlemenin iptali gerekeceği düşünülmüştür."
bunlar hep seçmenleri oltalamak için ortaya atılmış görüşlerdir. malumunuz yine bir seçim dönemi başladı. yerel seçim maratonu çoktan start aldı. birilerine mağduriyet edebiyatı lazım. e bu nasıl olacak. nereden malzeme bulunacak. işte buralardan. gündem nasıl değişecek işte bu ve benzeri ısıtılıp ısıtılıp sunulan konulardan.
bayram değil seyran değil hooop ismet inönü-amerikan bayrağı sallama muhabbeti. pat atatürk falan filan. çat şu çut bu derken. sıradaki durgun suyu bulandırma hamlesi seçilen konu yine başörtüsü. çok şaşırmadığımız bir konu.
insanların duygusalına oynayıp +rep peşinde koşma işi.
yahu danıştay ne derse desin sanki dinleyeceklerinden mi? yooo.
maksat mevcut pasif kaosun üstünü örtmek. ha bide bunun demokrasi boyutu var.
aaa bakın bakın bizim ülkemizde demokrasi var mesajı vermek.
hala danıştayın bir kurum olarak bağımsız kararlar aldığını ya da görüşler belirttiğini düşünen varsa eğer aynada kedine bir daha baksın.
bu tür haberlerin yarattığı ajitasyon haberlerinin seçmeler üzerindeki pozitif indeks etkisi giderek azalıyor. bir seçim dönemi daha etkili olabilir belki. lakin yaşlı ve bu işlere kanan (atv fanatiği) nüfus zamanla azalacak. sömürülecek pek bir şey kalmayacak. destekleyici ekonomik argümanlarda olmayacak. eee sonra.
geçin bu işleri, geçin. millet aç aç.