dün sadece önünden geçerek nefret ettiğim avm.
arkadaş kapıdaki izdihamı gördüm ya, artık kapitalizm üzerine milyar tane yazı okusam da fark etmez.
tüketim toplumu üzerine bilmem ne seminerleri falan hikaye.
millet ne meraklıymış böyle yerlere amk. gören de bedava ekmek dağıtıyorlar zanneder.
hiç gitmemişler için şöyle anlatayım, zincirlikuyudan metrobüse binmeye çalışan insanları düşünün.
bir de onların full makyajlı, topuklu ayakkabılı, takım elbiseli, ayfonlu falan olduğunu düşünün.
heh aynen öyle.
an itibariyle aramızda yaklaşık 50 metre bulunan yapı. işyerimin dibinde olması hasebiyle her sabah bu mutedil mahallenin mini mini bahçeli dubleks evlerinin arasından münasebetsiz bir pipi gibi, adeta yırtık dondan fırlayarak arz ettiği endamını seyrettiğim, sonra da -ne skime yarayacaksa....- deyip yoluma devam ettiğim yapıdır aynı zamanda... yalnız cephe simetrisini takdir ediyorum. tam asimetrik olan kule yerleşimi, simetri takıntısı olan bendenizi bi hayli rahatsız edebilirdi eğer aksi şekilde cephelenmiş olsaydı... yıktırıp tekrar yaptırırdım, kan kustururdum adamlara...
Geçen akşam eve giderken önünde bir yığın resmi araç 300 civarı kişi görüp kulaklığı çıkartıp:
Tospa: teyze noolmuş, noolmuş? deyip, karşılığında
T: başbakan gelmiş yavrum. cevabı aldıktan sonra.
Tospa: hıı öylemiymiş deyip uzaklaşmama sebep olan duruma ev sahipliği yapan binadır.
her gün önünden geçerken statik hesabını yapana hayranlık duyduğum yapıdır. aşağıya doğru genişleyen kısmı bir nebze tamam da, yukarıya doğru genişleyen taraf gerçek anlamda mühendisliğin sınırlarını zorlamaktır.
estetik açıdan istanbuldaki diğer gökdelenlere göre zayıf kalacak gibi gözüken ikiz gökdelenlerdir. daralma-genişleme düşüncesi güzel ama hayata geçirilirken estetik kaybolmuş. elbette sonucu binalar bittiğinde göreceğiz.