başbakanın "roj tv izleyeceklerine trt izlesesinler" diyerek kürtçe bir kanal kurulması için trt genel müdürüne talimat vermesidir...
--spoiler--
TRT Genel Müdürü ibrahim Şahin, TRT'nin bir kanalının sadece Kürtçe ve Farsça yayınlara ayrılması ile ilgili çalışmaların başladığını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün açıkladığı Kürtçe kanal ile projenin ayrıntıları netleştirken, ibrahim Şahin, TRT'nin hem altyapı hem de özellikle bu personel bakımından yeterli olduğunu söyledi.
Genel Müdür ibrahim Şahin, Kürtçe tam gün yayın yapacak kanalın içerik çalışmalarının TRT Yönetim Kurulu'nca oluşturulacağını söyledi.
ibrahim Şahin, Yönetim Kurulu'nun özellikle kültürel buluşmaya önemi verildiğini ve kanalın da bu hizmete aracı olacağını iddia etti. Şahin kanalın yayına başlama tarihi ile ilgili olarak ise "Mümkün olan en erken tarihte kanal yayına başlayacak" dedi.
--spoiler--
amerikan kuklası akp hükümetinin bu ülkeye son ihanetidir.
türkiye cumhuriyeti ulus devlettir. tek dil tek bayrak tek millet düsturu üzerine inşa edilmiştir.
türkçe'yi henüz tam olarak yaygınlaştıramadan kürtçe yayın yapmak; o bölgeyi tümüyle türklerden ve türkiye'den ayırmak demektir.
not: bu ülkede yaşayan kürt vatandaş; ki, tc anayasasına göre din dil ırk gözetmeksizin tc vatandaşı olan herkes türktür; türkçe konuşmak, yazmak ve anlamak zorundadır. zorunluluk mühim bir kelimedir, altını çizerek, bastırarak ve özellikle tekrar ederek söylüyorum.
bu ülkede yaşayan her kürt kökenli vatandaşın türkçe konuşmasının, yazmasının zorunluluk olduğunu iddia edenler tarafından, vatana ihanet olarak addedilen hadise, nasıl ihanet ben pek anlayamadım ama öyleymiş...
şimdi efendim, bu ülkede her ne kadar siz kabul etmeseniz de kürtçe konuşan bir kesim var, herkes türkçe konuşmuyor yani, bir kere o hususta anlaşalım, türkçe bildiği halde ana dilini konuşanı var bilmediği için konuşanı var, sonuçta türkiye cumhuriyeti topraklarında böyle bir durum mevcut...
şimdi siz kürtçe bir kanal açarak o insanları önemsediğinizi onların da bu ülkenin mozaiğinin bir parçası olduğunu vurgulamış olursunuz, bugüne kadar ki hatalardan ders almayıp böyle bir kanal açmadığınız zaman, zaten o insanları otomatikman kaybetmiş olursunuz, sen türkçe bilmediğin için sana hizmet yok diyemezsiniz, öyle olsaydı türkçe bilmemenin bir yaptırımı olurdu di mi ama !
doğuya gidenler bilir, insanlar sırf kendi ana dillerinde haber izlemek için akşamları roj tv'nin başına oturup haber izliyorlar, günlük hayatlarında konuştukları dille gündemi takip etmekten doğal olarak keyif alıyorlar, roj tv'nin de haber içeriğini anlatmama gerek yoktur herhalde, insanları dağlara çağıran, teröristleri gerilla şeklinde lanse eden, araç kundaklamarı teşvik etmek gibi tonla kahpelikle dolu bir haber içeriğine sahip bir kanal...
zaten bölge insanın eğitimsiz olduğunu da göz önüne alırsak, okumuş mürekkep yalamış insanların gülüp geçeceği haberlere onlar inanabiliyorlar ve bu da terör örgütünün tabanının kaymasını önlüyor, bu kanalın etkisi az mı çok mu bilemem ama en nihayetinde de pkk bir türlü bitirilemiyor, bu insanları böyle bir girişimle kazanmak varken neden terör örgütünün kucağına atalım, bu durumu bana izah edebilecek olan varsa beri gelsin...
amerikan uşağı zaten bunlar, vatan, millet, sakarya, memleket elden gidiyor edebiyatı sıkmadı mı allasen !
türkiye toprakları üzerinde kurtuluş savaşı devam ederken bölgelerinin işgal altında olmamasının verdiği rahatlıkla arka arkaya isyan patlatan kürtlerin, o şeyh sait ayaklanmalarının veya pkk terörünün zaferidir.
ismet paşanın ve dönemin bütün devlet adamlarının katıldığı üzere "kürt sorunu" ; türklerin 3 katı üremelerini de göz önünde bulundurup mantıksal süzgeçten geçirildiğinde türkiye üzerinde güçlü bir kürt kimliği yaratarak çözülebilecek bir sorun değil, ancak asimilasyon ile üstesinden gelinebilecek bir sorundur.
son 7 yılda amerikanın kürt varlığına olan özel ilgisi sebebiyle kuklası akp hükümetinin izlediği politikalar sayesinde kürt bilinci yükselmiş, bölgede türkçe konuşan sayısı hızla azalırken, kürtçe konuşan sayısı 3 katına çıkmıştır.
bu ihanet kokan bölücü hareketin devamı özerklik, sonraki aşaması ise belkide özgür kürdistandır.
not: kürtleri türk milletinden ayırmaya biz bu sınırlar içerisinde bölücülük veya azınlık ırkçılığı diyoruz. işine gelince global olanlar, mevzu buraya gelince minimalist kafatasçı kesiliveriyor. türkçe konuşan, örf ve adetleri türklükle bağdaşan, aynı nüfus cüzdanına sahip insanların türklerden ancak ırki anlamda ayırt edilebildiği gerçeği buz gibi önünüzde duruyor beyler.
türkçe'yi delicesine koruduğunu ve kolladığını ima eden bir sözlük yazarının kendisiyle çelişmesine sebep olan bir başlığın açılmasına sebep olan karardır. ulan madem herkes türkçe yazıp okumak ve anlamak zorundadır, o halde ne diye ingilizce isim kullanırsın be adam! şeklinde çıkışlara da sebep olabilir niteliktedir.
türkiye'de o kadar kürt varken geç bile kalmış karar. nasıl ki cnbc-e ingilizce yayın yapabiliyorsa kürtçe yayın da yapılabilmelidir insan hakları açısından. bu kadar da ırkçı olmanın anlamı yok.
bayrak bir vatan bir kürtçe sorun yaratmaz, insanların dili kimseyi ilgilendirmez yorumu biraz cehalet ya da eksik yorumlama kabiliyeti kaynaklıdır.
bir topluluğun konuştuğu dilin ne olduğu nelere kadir olduğu konusunda yeterince fikir sahibi olmamız gerekiyor. kürtçe sorunu siyasi malzeme olmadan önce de, kürtçe konuşuluyordu, şimdi de konuşuluyor. bu sorun oy kapısı olarak görülmeden önce de dışarıda bangır bangır kürtçe kasetler satılıyordu, şimdi de satılıyor. net hatırladığım son 26-27 senedir bu durum böyle. yani bu vatandaşlarımızın konuştuğu dile geniş ölçekli bir devlet müdahalesi olmamıştır.
kürtçe'nin dilbilimsel boyutunu tartışmıyorum. apayrı bir konu. ancak üzerine durulması gereken temel nokta dil'in ne olduğu gerçeği... dil ulusal bilincin anahtarıdır. kürtçe her geçen gün üzerine birşeyler katılarak geliştirilmekte, kürt ulusal kimliği fransa'da, israil'de ve amerika'da kurulan kürt enstitüleri ve kürt dernekleriyle inşa edilmeye çalışılmaktadır. ortadoğu'ya geniş bir perspektiften bakıldığında kürt ulusal kimliğinin özellikle amerika ve israil için ne kadar önemli olduğu görülecektir. bu bağlamda düzenli kürtçe yayın yapan bir kanal, toplumsal yapının asla ötekileştirmediği kürt kimliğini, bu vatandaşlarımızda baskın bir benlik haline getirecek, süreç içerisinde bu hadise bölünmeye kadar gidecektir.
akılcı ve gerçekçi bir yorumlama yapmak gerekirse, 2002 yılında yok denecek kadar azalan bölücü terör, kürtçe eğitim, kürtçe yayın ve yerel belediyeler kanunundan sonra ivme kazanarak büyümüş, 6 senede yüzlerce güvenlik görevlimiz şehit olmuş ve bir o kadar da vatandaşımız da hayatını kaybetmiştir. bu noktada geniş kapsamlı bir kürtçe yayın projesi ve üstelik bunun devlet televizyonundan yapılması farklı ulusal kimlikle doğru orantılı büyüyen etnik şovenizm ve terörizmin yoğunluğunu yükseltmek açısından tehlikelidir. siyasi yapı her vatandaşına nüfus cüzdanı vererek onu tanır. ancak her vatandaşın yerel özelliklerine vurgu yapan uygulamalarla onu tanımaya kalkarsa, kültürel değil, resmi bir kimliği tanıma uçurumuna doğru yuvarlanır. Türkiye'de farklı kültürler olabilir, imparatorluk bakiyesi olmamız nedeniyle doğaldır, kültürel zenginliktir. ancak tek bir ulusal kimlik olmalıdır.
tartışmaya açılmış bu konu zamanlama açısından da ilginçtir. başbakanın, türban, avrupa birliği, medya derken kürtçe konusuna da el atması özellikle şu dönemde ziyadesiyle can sıkıcıdır. isteyen kendi arasında istediği dilden konuşur, anlaşır, müzik dinler, eğlenir, kavga eder. ancak Türkiye devleti her vatandaşı ile Türkçe konuşmak zorundadır. Aksi takdirde cumhuriyetin en temel sac ayağı olan "Türk demek Türkçe demektir. Ne mutlu Türküm diyene" şiarının anlamı ve önemi kalmaz, toplumsal gerginlik bir tarafta Türkçe düşmanlığı ile başgösterirken, diğer tarafta da "Ne mutlu Türk olana" tehlikeli noktasına evrilerek başgösterir.
kulağa hoş gelmeyen fikirdir. bu ülkeyi yönetenlerin beyinlerinden çıkmış gibi de görünmüyor, o yüzden bize ait olmayan beyinlerden çıkma fikirlerin sadece icracısı konumunda olanların talihsiz beyanatıdır.
benim için bunun ne temel hak ve özgürlükler açısından önemi var, ne de kürtlerin kendi diliyle yayın alma özgürlüğüyle. bu olay benim için pragmatik bakımdan atılmış çok doğru bir karar. bölgede çoğunluğu kadınlardan oluşan geniş bir kitle tek kelime türkçe bilmediği için uydu üzerinden bölücü yayın yapan kürt kanalları izleyerek türkiye ile ilgili gerçek dışı propaganda angajmanlarıyla doluyorken türkiye'nin buna sessiz kalması beklenemezdi. böyle bir olgu ortada duruyorsa bu olguya uygun hareket edeceksin. dezenformasyona kendi karşı enformasyon kaynaklarınla karşı koyacaksın.burada pkk kanallarının absurde varan haberleriyle zihni dolan, önüne atılan herşeye inanmaya hazır cahil bir halk kitlesinden bahsediyoruz. buna karşı kendi propagandanı da ancak bu şekilde yapabilirsin.
ayrıca roj tv'nin belçika'da 4 milyon dolarlık bir cezaya çarptırılmasından ve kapatılma ihtimalinin gündeme gelmesinden sonra bu kararın açıklanması da zaten bunun kökü derinlere uzanan planlı bir eylemin parçası olarak yürürlüğe girdiğini düşündürüyor. bu ortamı iyi değerlendirmek lazım..
Günümüzde tv nin insanları etkileme gücü göz önünde bulundurulduğunda doğru kullanılnırsa çok işe yarayacağını düşündüğüm.ayrıca nasıl olsa roj tv engellenemediği düşünüldüğünde olması da gereken bir gelişmeydi dedirten olay.*
akıllıca bir hareket. kendi dilinde yayın yapan bir televizyonun insanlar arasında yaratacağı olumlu etki yadsınamaz. roj tv denen korsan televizyon izleyeceklerine bunu izlesinler daha iyi.
bu türkçe nemennem bir dilmiş ki, sanki herkes onu konuşuyor. gençler maşallah ağızlarından çakma ingiliz-türk kırması yeni bir dil yaratmışlar zaten. doğu ve güneydoğuda aileler devlet daireleri dışında türkçe kullanmıyorlar. bunun laik devlete ve ana dile bir engel olacağı söyleniyorlarsa, kusura bakmasınlar istemezük yapıyorlar.
sözlüklerde bile engilish ten geçilmiyor. biri kalkıp kürtçe entrler yazmaya başlasa hemen çullanırlar üstüne, yazıyı silerler. ama engilish oldumu ses seda yok. o zaman sözlükte kürtçe denetim masası kuralım.
hükümetin son kazığıdır. ne yaptığını bilmezliğidir.
susuyorum zira konuşunca çaylak oluyorum. bu hükümete küfür etmek istemiyorum çünkü biliyorum bu sefer gene çaylak olucam. anlayan anladı.
salt bir dile izafe edilen tum kanallarin mevcudiyeti gibi salt kurtce yayin yapan bir kanalin kurulmasi sovenist uygulama olmasa da muhakkak ki yanlis bir uygulamadir..
multikulturel topluluklarda bulunun farkli irki aidiyetler etnik, bolgesel ve ayrilikci problemleri de beraberinde getiriyor maalesef..bu problemlerin ayni zamanda toplumsal problem olarak degerlendirilmesinden ziyade sadece guvenlik problemi olarak algilanmasi sovenist bakis acisini doguruyor ve tehlikenin boyutunu buyutuyor..tum kanallar bu problemi guvenlik meselesi statusunden cikarip toplumsal problem olarak degerlendirse ve yayinlarinda farkli aidiyetlerin farkli taleplerini de goz onunde bulundursa boyle uygulamalara gerek kalmayacak..
unutmayalim ki uzerinde beraberce yasadigimiz yerler gayri menkulden ziyade vatan kutsiyetini tasiyan topraklardir..
ülkede kürtçe konuşan ve sayısı azımsanmayacak kadar fazla olan bir vatandaş kitlesi olduğu için devletin kurmak zorunda olduğu kanal. Buraya kadar herşey normal. Düzgün. Düzgün olmayan şey, bazı insanların,o kadar yabancı yayın yapan kanal varken, türkçe daha yaygınlaşamamışken ingilizce eğitimi çatır çatır veriliyorken, emperyalist bir dili bu kadar sevip kendi kardeşlerinin diline küfretmesidir, bu dili çekememesidir. işte burda asıl düşünülmesi gereken şey budur.