medyada hiç duymadığım ama sevdiğim, özlediğim ya da unutmaya başladığım eserleri çalınca insana tarifi olanaksız bir mutluluk veren trt'nin bir radyosu
dinliyorum. reklamlara hedef olmuyorum. hakkaten mutluyum.
hayır kardeşim reklam yapan radyolara karşı değilim ama adamı resmen enayi yerine kouyuyorlar. anormal ses yükseltmeleri, dakikalarca peşpeşe, insanı enayi yerine koyan, boş içerikli reklamlar falan. kendimi enayi hissettiriyorlar. tepkim ondan yani. ya reklam yapacaksanız oturun biraz emek verin. ne bileyim, dinleyen zevk alsın reklamı. tatlı bir karakter yaratın, çıksın da konuşsun diye bekleyelim ya da ne bileyim. düşünün üstünde işte. işiniz bu. onu da ben mi düşüneceğim.
trt'nin sitesinde: " 6 Mayıs 2009'dan bu yana ... FM vericilerinden Ankara, istanbul, izmir, Antalya ve Mersin'de. Internet üzerinden bütün dünyada. 24 saat kesintisiz Türk Sanat Müziği. TRT arşivinden seçme eserler. Yeni kayıtlar. TRT kalitesiyle TRT Nağme'de " diye tanıtılan radyo kanalı. bu da logosu;