laurence sterne'in postmodern ötesi postmodern yapıtı. inanılmaz eğlenceli bir kitaptır, tristram shandy beyefendi hayat hikayesini anlatmaya çalışır ancak daldan dala atlayıp havadan sudan bahsetmekten eserin sonlarına doğru anca doğar. özellikle "saati kurdun mu?" sahnesi çok komiktir.
' keşke babam ya da annem, daha doğrusu, eşit oranlarda sorumlu olduklarına göre her ikisi de, beni peydahlamaya çalıştıklarında ne halt ettikleri üzerinde biraz olsun kafa yormuş olsalardı. eğer o sırada yapmakta oldukları şeyin nelere yol açabileceğini gereğince dikkate alsalardı -sorunun sadece akıl sahibi bir varlık üretmek olmadığını,aynı zamanda mutlu bir biçime ve ısıya sahip bir beden yaratmak, vücudunun mutlu gelişimi ve ısısını,belki dehasını hatta zekasının kalıbını belirlemek olduğunu- ve zaten tersi mümkün mü, peydahlamakta olduklarının kendisinin ve ailesinin alın yazısının o sırada ağır basan salgı ve mizaçlarınca yönlendirilecek olduğunu : - eğer, bütün bunları ölçüp biçseler ve ona göre davransalardı- , ben şimdi okurun karşısında muhtemelen görmekte olduğundan farklı bir kişilik olarak dünyadaki yerimi almış bulunucaktım; buna gerçekten inanıyorum. '
ah ya rabbi, ne kadar tahammül edilemez bir kitap. çok zorluyor beni. kalın olması bir şey değil, konunun dışında ne aramadımsa onu buluyorum. zaten bu özelliğiyle ayrılıyor ya diğerlerinden.