aksaray da bulunan aşıklı höyükte bir kadının kafasında trepanasyon yapıldığına dair bulgular bulunmuş * , ve kadın bu ameliyattan sonra 2-3 hafta daha yaşamış.
kafatasından parca cıkarmak anlamına gelen trepanasyon milattan önceki dönemlerde bile çokça kullanılmış bir tedavi yöntemi. okumuş olduğum kitapta "altay öktem-hayat bazen centiklidir" yazanların da ilginizi fazlasıyla çekeceğine eminim.
şöyle ki: 1960'lardaki "psyhedelic" hareketiyle kafayı delenler tekrar tarih sahnesinde görülmeye başlamıştır . zihin ve beden arasındaki ayrılığı gidermek için bu yonteme başvuran ve kendi kendine kafasını delen ilk kişi bart huges'dir. huges zaten bilimsel açıklamaları ile ünlüdür o yıllarda . bad tripten kurtulmak için LSD atarken şeker ve C vitamini tüketmemiz gerektiğini ilk o keşfetmiştir . tepetaklak durarak ya da soğuk sudan sıcak suya aniden girerek kan basıncını arttırmak ,böylece beyne daha fazla kan gitmesini sağlamak gibi geçici yontemler yerine trepanasyon'un çok daha etkili olduğunu keşfeden huges,lokal anestezi ,elektrikli matkap ve nester kullanarak kafayı delmişti.
joey mellen ise ancak üçüncü girişiminde kafayı delmeyi başardı . yazdığı "bore hole " adlı kitapta,operasyondan sonraki ilk dört saatte özgürlük ve rahatlama duygusunun nasıl tüm bedenini sardığını ve sonra da hep bu duygularla yaşadığını anlattı mellen.operasyon sırasında yanında olan ve ona yardım eden amanda fielding ise kendi trepanasyonunu filme çekerek,delik kafayla verdiği konferanslarda izlettirdi .
elbette bu kişiler zamanında şeytanı ya da kötü ruhları kovmak amacıyla kullanıldığı gibi degil ,rahatlamak dünyaya gülümseyerek bakmak için delmişler kafataslarını . lakin trepanasyon,çağlar boyunca delileri ya da dahileri işlevsiz bırakmak için ,daha doğrusu insanın içindeki şeytanı kovmak için kullanılmış .
kısaca ;kafayı delen mutlu olur sayın bunu okuyan.
