kimimizin gençken yaptığı, utanç verici bir durumdur.
yıl 1986-87 yada 85 eski zaman pek hatırlamıyorum. o zamanlar b.evlerde oturuyoruz. arkadaşlarla menekşeye yüzmeye (hayatımda ilk defa gördüğüm yüzen bok parçası sebebiyle son gidişim olmuştur.) gitmek için yürüyerek ve tabiki, yerdeki izmaritleri toplayıp içerek, tren istasyonuna vardık.yine o zamanlar, jeton denen hadise olmadığından insanlar bilet alır, kondüktör yolculuk sırasında gelip kontrol ederdi.denk gelmese bile çıkışta muhakkak bir görevli olur bunları teker teker toplardı.
biz de para olmadığı için trene ilk kez kaçak binecektim. tabi bu da bende fazlasıyla heyecan yaratmıştı. zira o zamanlar ben tam bir muhallebi çocuğuydum. bırakın trene kaçak binmeyi, yalan söylemeyi bile çok ayıp sayar, hatta kardeşim yaramazlık yaparken ayıp değil mi? diye sorardım. kısacası manyaktım biraz...
uzatmayayım.yere düşmüş bir bilet buldum üzerinde sirkeci-halkalı yazıyordu.gideceğimiz istikamet olduğundan sevinerek aldım ama, zaten gidişte hiçbir sorunla karşılaşmadık.daha önce dediğim gibi arkadaşlar,bok,yosun koli basili ve sair deniz canlısı ile yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. dönüş yolunda yine trende bir olay çıkmadı. b.köye tren geldiğinde yine görevli biletleri topluyordu. arkadaşların hepsi tren yoluna atlayarak karşıya geçtiler fakat ben, aklıma güveniyordum.(aklıma sıçayım) o günün bileti olduğundan, biletçiye bileti vermekde hiç bir sakınca görmedim.peki kardeşim sen hiç bileti nasıl verdiğine bakmazmısın arkasını çevirip tarihi üste getirsene dimi ama. yok montofol gelmiş montofol gider. sirkeci-halkalı(anlamı sirkeciden gelip halkalıya giden trene ait bilet) yazan tarafı halkalı istikametinden gelirken biletçi yarmaya verince adam o kalabalıkta dahi uyandı. kolumdan tutup "sen bekle bakalım burada uyanık" dedi. diyorum ya mankafayım diye bekledim. hatta yolun karşısına geçmiş arkadaşlar beni kaçırmak için tekrar geldiler. ben kaçmadım,kaçamadım. tüm yolcular gitti. bilet toplayıcı yüzüme pis pis baktı "utanmıyormusun" dedi.ben de ilk defa yaptığımı, çok üzgün olduğumu geveledim.yüzüme öyle bir şamar indirdiki, okkalı şamar,osmanlı tokadı artık adı neyse tanışmış oldum...
o gün çok utanmıştım. ama, asıl sorun mahalleye gidince oldu çünkü nasıl olduysa daha biz ulaşmadan haberimiz ulaşmış. herkes dalga geçti, içime kapandım.iyice pısırık oldum...
şimdi artık kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçmem, yerlere tükürmem, kimsenin otobüs sırasını ihlal etmem. nolur nolmaz o biletçi her an bir yerden çıkabilir...
insana acaip bi haz veren illegal davranış. 16 yaşıma kadar zeytinburnu, kazlıçeşme, florya, yeni mahalle, bakırköy dahil bir çok yerden onlarce kez kaçak bindim ve hiç yakalanmadım. çünkü her istasyonun mutlaka kaçak atlanıcak bir yeri,püf noktası vardır. aklımda yer eden tek şey, bekçi ve tinerci korkusuyla peronda tırsa tırsa beklememizdi. kaçak binilmesin diye artık daha fazla bekçi koydular, tel örgüleri yükselttiler. artık bir devrin daha eski kokulu anıları olmayacak.
bir de kaçak binilmesi yetmeyip bilet kontrolü yapan abilerimizle koyu bir muhabbete girip pişkinliğin nereye kadar gidebileceğini örnek veren öğrencilerde mevcuttur.