yolculuk tek başınaysa ve gidilen yer hakkında adı hariç bir bilginiz yoksa bunun adı "macera" olur. bu yolculuk size tanımadığınız insanlarla diyalog kurabileceğiniz sıcak bir ortam yaratır. çocuk seslerini görmezden gelebilecek sabrınız varsa ve yolculuğunuz yaz ayında değilse "değmeyin keyfime" ruh haline adapte olmanız uzun sürmeyecektir. yok ben birkaç arkadaşla gideceğim derseniz, en arka vagonda yer almalısınız ki son kapının önünde doyulamayacak muhabbetlere girebilesiniz.
dünyada en sevdiğim yolculuk.. ne arabada müziği açıp , sağı solu alabildiğine tarla olan yollarda air kondışınla gitmek , ne vapurla denizi izleyip gitmek , ne metroyla avrupa şehirlerini gezmek.. en güzeli tren.. böyle ice'ye bindin mi hele , uzay kapsülü gibi , yerleri halı olan güzelim trenler hiç bi yerde durmadan giden hızlı trenler , bazen tünellere girmeler , birbirinin üstüne uyuyan insanlar , hafif bi böyle tıngırtı yolculuk boyunca bitmeyen çuf çuf sesi ve de jöle gibi bi o yna bi bu yana sallanma..
ohyş ya.. çok param olursa kendime tren alıcam.. içine bi yatak koyucam.. o gitsin gelsin ben de uyuyim.