insanların başından geçen ileri derecede üzücü ve sarsıcı yaşantılara travma adı verilmektedir. Deprem, sel gibi doğal felaketler, yangınlar, trafik kazaları, saldırılar, işkenceler, tecavüz ve taciz yaşamdaki travmatik olaylardır. Eğer kişi kendisi bu travmadan kurtulamıyorsa profesyonel bir klinikten yardım alması gerekir.
Ortaokulda sınıf yeni gelen bir kız vardı adı Kübra. Kübra tam 4 sene boyunca sınıftaki iki arkadaşı hariç kimseyle konuşmadı. Sorulara yanıt vermiyor, öğretmenin okuma gibi yönergelerine cevap vermeden sınıfın ortasında ağlıyordu. Çok utangaç ve özgüvensiz bir kızdı. Birkaç sene sonra onunla arkadaş oldum ve neden ortaokul öğretiminde böyle davrandığını sormuştum. Meğersem hoşlandığı çocuk onun sesinin kalınlığı ile dalga geçtiği için yıllarca sessiz kalmış. Şimdi instagramda onu takip ediyorum. Az önce erkek arkadaşıyla bir video atmış hala çok utanarak gülüyor gözlerindeki utangaçlık hala aynı. Belki çok başarılı ve girişken biri olacaktı ama aptal bir yargı yüzünden korkak,pasif, özgüvensiz ve sessiz biri oldu. Bir söz bir insanın hayatını bu kadar değiştirebilmesi beni şaşırtıyor.
Çocuklar cinsiyetlerini temellendirdikleri ve benliklerini oluşturduğu bu dönem çok hassas. Umarım çocuklarımızı güzel, çevresine faydalı sağlıklı ve güçlü yetiştirebiliriz.
Bu konuda öğretmenlerin tavrı önemli. O arkadaşım rehber danışman yardımı almalı, ailesiyle konuşulmalı ve bir psikoloğa yönlendirmeliydi. Yine aynı sınıftan bir arkadaşın vardı. ilk okulda fen dersinde insanın vücudundan bahsederken kilo problemiyle ilgili bir soru vardı kitapta. Hoca sesli bir şekilde soruyu okuyarak madem soru kiloyla ilgili o zaman bu soruyu şişman biri yanıtlasın dedi. Emine, samet, umut... hepsine tek tek söz verdi. Yerin dibine girmiştim ben de şişmandım o zamanlar. Ne kadar bilinçsizce bir davranış.
Okullarda duvara sınıfın boy ve kilo grafiği asılırdı. Bunun ne anlamı var. öğrenciler kilosuna göre azdan çoğa göre listelenirdi.ben 30 kişilik sınıfta 20. Sıralardaydım sanırım. Bunlar beni üzen davranışlar ve özgüvenimi eksilten davranışlardı. Çocukla ilgilenilen öğretmen rastgele seçilmemeli daha önce çalıştığı velilerden bilgi alınmalı ve sınıfta asılı olan her şey incelenmeli.
iki dönem devlet anaokulunda stajyerlik yaptım. Hayattan bir haber, saçma sapan yargıları olan ve tek derdi üstündeki renklerin uyumu olan çocuklarla iletişimi bilmeyen bir öğretmen vardı. Sonradan geldiğinden ben sınıfa ve çocuklara daha hakimdim. O sigarasını içer, dedikodusu, eşini ve aldığı kıyafetleri millete anlatır ben çocuklara ders anlatırdım. Anaokulu çocuğun karakterlerinin ana temellerinin oluştuğu dönem. Böyle verimsiz bir kadına çocuğunuz emanet etmek çocuğunuzu her gün boş bir odaya kapatmak gibi. Çocuk boş odada ne öğrenebilir.
Çok çocuk gelişimci çevrem var. O öğretmen olacak birçok kadın önyargı, norm ve tek doğrularla dolu ve bilinçsiz. Onlar sizin çocuğunuzun eksiklerini bilecek, gözlemleyebilecek, sorununu anlayıp potansiyelini ortaya koyup onu geliştirebilecek potansiyelde değil. Karşımda 2 anaokulu var. Çocuğunuzu sizden alırken ve size geri verirken yüzleri gülüyor ve samimi olabilirler ama okulun içinde çocuklarınızla göründükleri gibi ilgilendiğini ve kıymet verdiğini düşünüyorsanız kendinizi kandırıyorsunuz. Onların çoğu göstermelik etkinlikler ve uygulamalar yapıyorlar. Akşam olsa da eve gitsek kafasındalar. O öğretmenler çevresine çocuğunuzun fotoğrafını gösterip “ayy bu çocuğun ne söylediğini anlamıyorum, şuna sinir oluyorum, bunun annesi çok kötü giyiniyor, bu akıllı ama annesi üst üste aynı kıyafeti giydiriyor” muhabbeti yapıyorlar.
Çocuğunuz eve geldiğinde hangi etkinlikten ne öğrendiğini sorun. Neden sonuç ilişkisi kuramıyorsa o anaokulundan alın çocuğunuzu. Ya da bugün hangi duyguları neden hissettiğini sorun. Üst üste günlerce üzgün olduğunu veya okula girerken ağlayarak kendini ifade ettiğini görürseniz çocuğunuzu doğru insanlara emanet etmiyorsunuz demektir. O öğretmenler akşam eve gitmenin derdinde olan öğretmenler.
Öğretmen çocuğa sınıfa girmek için alışma dönemin haricinde dil dökmemeli. Çocuklar koşa koşa gelecekleri bir sınıfta mutludur ve zamanla sorduğu sorular anlamlaştıkça ve bir konu üzerine bilgi verebiliyorsa eğitimi tam anlamıyla görebiliyordur. Biz çocukları uzay, dünya, bilim, insan, beden ve duygular konusunda eğitirdik. Her ay sinema, tiyatro veya çimenlik alana götürüp dışarıyla ilişkilerini güçlendirip, özgüvenlerini körükler ve onlara hobi alanları gösterirdik. Çocuklar zamanla doğruyu bildikleri için uslu duruyor, verilen bilgilerden neden-sonuç ilişkisi kurabiliyor ve daha bilinçli, farkında davranıyorlardı. Çocuklarınızda bunları gözlemlemiyorsanız çocuğunuz yanlış yerdedir. iyi araştırın bu yaşta alınan öğretimin ve kişilerin çocuklar üzerindeki kötü etkilerin geri dönüşü yok.
tramvay kelimesi ile sıkça karıştırılan kelime.
nedense söylerken hep ağzımdan tramvay kelimesi çıkacak gibi gelip tırstığım sözcük.
Edit: 6-7 yıllık entry subjektiflik formatına takılmış.!? en objektif şekilde düzeltildi.
aldatılmaktan ziyada birini aldatmak benim icin daha buyuk travma olan.
artık nasıl islemisse bana ruyalarımda bile kimseyi aldatmıyorum. -melekli gulucuk-
aynı gün içinde, plajda önce seksi bir kızın sırtına güneş kremi süren gencin, akşam eve dönünce babasının güneşten yanmış sırtına yoğurt sürmesiyle geçirdiği psikolojik rahatsızlık.
Akli dengemi kaybettim çünkü tüm sorunları farkettim
Gördüğüm her pisliğe karşı bu istem dışı sözleri sarfettim
Akli dengemi kaybettim çünkü tüm görüntüyü kaydettim
Tekrar seyrettim baktım olmadı tüm geçmişi katlettim
Sadece bi sefer kuralını bozdu ama yinede bu riskime değdi
Kaç kişi boğdu bu hiphop denizi ki akıl hocalığı kimlere düştü
iş başa düştümü ağır gelir sorumluluk hangi yöne bakacak bu adam
Gün gelir tüm kartları ters gösterir ama korkusuz içindeki düşman
Konrol kaybı , arada bir bana zaten gerek olmadı fazla
Gidişat ara gazla , ruh halin dengesiz ama kızınızda hasta
Sırf görmedim olmamak için agresif ama birileri zorla diretti
Şimdiki konu biraz depresif ama tüm görüntüyü kafamıza kaydetti
Kim vurduya gitmesin ansızın , korkusuz askerin gece düşleri
Kim verecek hesabını burdaki söylesin ahreti pas geçelim
Kaç sokak ömre bir iz bırakır ki bu mazinin defteri kara kaplı
Sorgusuz onca zaman başa sardı bana kanları hürler kaldı
Akli dengemi kaybettim çünkü tüm sorunları farkettim
Gördüğüm her pisliğe karşı bu istem dışı sözleri sarfettim
Akli dengemi kaybettim çünkü tüm görüntüyü kaydettim
Tekrar seyrettim baktım olmadı tüm geçmişi katlettim
Beyne kan sıçradı
Açılan yaranın iki katı kadar daha dikiş atmalı ki
Doktor seni hasta sanmalı
Yaraların her zaman taze kalmalı
Hayat senin için biraz çenesini tutmalı
Ruhunda infilak eden korku
Sıradışı gelebilir çekilen sorgu
imha edildi kalmadı ipucu
Kapıların kulpundaki tanıdık bir iz gibi görünsede
Burda gözünüze kaşınıza sert servis
Duydukların cinayet öncesi yapılan egzersiz bu
2 ruh hastası birbiri için olabilir narsist
Kasti müdahale var yok sebebi
Tepkisiz kılabilir göz bebeklerini
Boş bakışların altında gizlenip
Seni vuracak katilin ayak izleri
(Dalgın) Bakan aynalarda ansızın kulağına çarpan fısıltı
Maceraperestti , meteliğe attığı kurşun kadar anlamlı ve...
Seni serüvene sürükleyen tüm akıl hocaların için para çok tatlı
Akli dengemi kaybettim çünkü tüm sorunları farkettim
Gördüğüm her pisliğe karşı bu istem dışı sözleri sarfettim
Akli dengemi kaybettim çünkü tüm görüntüyü kaydettim
Tekrar seyrettim baktım olmadı tüm geçmişi katlettim
--spoiler--
Çok beğendiğim bir ados parçası sözleri aşağı yukarı şu şekilde:
şimdi bi filmin sonuyla muhattapsak içinden ıraksam elimi bıraksan ne farkederki zaten her manzara aynı uçmak aynı inan düşmek bile aynı zaman senden yana seyirde geriye bakmak için geç artık bu şehirde görüyorum bu defa bilmediğim şekilde ölmektesin hemde topraksızın bitti şiirler ömrün hırsızları koynumuzda büyüdü bugün yarına hasret bir hayatla lanetledik dünü sabret dedikçe dudaklarım biraz daha çürür o saray sandığın kalplerin hepsi benim sürgünüm nedesem göğsüme ısrarla bastırır kabahat bilmiyorum belki çıkmam bir sabaha şimdi lazım bana sınırsız bir istirahat fakat tutmuyor dikilerim sabret biraz daha
tutki ben kendime ızdırabı hak görenim tut ki bir rüyada medet buldum uyut beni tut ki dilim susmuyor kusuyor cümleleri bir anlam için tükendi tüm benliğim toparla beni bir mutlu son istemem yeter ki son olsun rahmetin surete büründükçe ben oldu
ben ona baktığımda dahada büyük yok oldum şarkılar susunca huzurum el oldu
ruhum ziyan ismim viran dilimden düşecekse dünyada bitmiş zamanım
bak bak bu lanetlere gark oluyor sabahım bir ağaca benziyorum dallarımda yok artık neden manidar bu kadar şimdi merhabalar neyin kastına düştümde yakar hatıralar serir karşıma bir zanlının sıfatıyla gün gelir cinayetler eşitlenir büyük sevdalara
sakın arkamdan bakma sırtımda gururumu taşırım inatla insan herşeyinden arınmak ister bu kadar kanla bir gururumu kalır ellerimde onuda ben bırakmam öyle sahte suratlar tanırım ki bendende beter gönlüm el kaldırılan bir çocuk sanki küstü gene
bunca şey üstü üste geldi diyemedim bi en tepeme krilenen yine ben sayfalar boyunca aktı lekeler çöktü geceye benzeyen bir karanlık göz altlarında kanıtlar dilimde bir insanlık ayıbı kimin var bizim kdar büyük bir kayıbı benim düşen suratlarımın hepsi kollarımla sarılı hakim olamadığım şu hayatımın devrimi artık yürekler içerde çok derindlerde yapılır insan işte üç kuruş kadarla satılık elbet ismini satmam bir ahın akıllarda kazılı
safi ruhlar uçup diyarından gitti bu şehrin ortasında bir lekeyim şimdi bittim susuyordum evvelde gönlü kim diriltti payıma düşen yağmurun altında büyüttüm bu fikri üzülürmü dersinki sol yanımda ifrit ne kalender bir veda şekli görünmeden gittim bakma zaten bana durduğumuz dipti mutluluk mesafesi bizlerde ya kaştır ya kirpik