arkadaşlar taksim'den eve geçiyordum akşam 9 civarı. neyse kabataş'a doğru giderken yolda baktım bi 3 travesti bana doğru yaklaşıyor. ulan dedim hadi hayırlısı. başımı kaldırmadan yürüyorum. neyse bunlar yaklaştı iyice biri ''yeni kestirdim, sıfır kilometre. gel de bi elle, kaymak gibi. para almıyorum yakışıklı'' dedi. hiç oralı olmadım hızlı hızlı yürüyorum. bu arkamdan ''yavşak gelsene'' falan diyor. kafam attı amk döndüm yanına yaklaştım ''abi saat kaç ya?'' dedim. moruk bunlar bir an ışid militani görmüş kobane'li keko gibi oldular :) Çığlık atmaya ana avrat sövmeye başladılar ben tabi topuk * haha
kendi halinde bir yurdum insanının, akşamın 9 unda üç travesti ile karşılaşmasını anlatan sıradan bir hikaye. bu arada arkadaş hayatının fırsatını kaçırmış o da ayrı bir konu. hani sıfır km. kaymak gibi durumları.
Sürekli olarak toplum tarafından dışlanan, iş bulamayan, rahat bir hayat yaşayamayan, sonra isteyerek veya mecburen seks işçisi olarak çalışan insanları aşağılayan barzo yazar söylemidir. Ah orda seni bi kıstırsalardı görürdüğün kaymağı sıfır kilometreyi. Dua et götü başı dağıtmamışlar kurtarmışsın kaportayı.
ayar mi bilmiyorum da böyle bir duruma şahit olmuşluğum vardır.
antalyayi bilenler bilir 100. yıl caddesindeki bu arkadaşların beklediği mekanların birinin önünden geçerken tam bunların önünde araçtan biri inmek için servisi durdurur, tabi duran arabalara fotosel hesabi yanaşan arkadaşın birine yanımda oturan şahıs "s*ktir git amk ipnesi allah bilir baban oğlum var diye gurur duyuyodur" deyiverdi, aman aman o ortalik saniyesinde nasıl karıştı o afeti devran!! arkadaşın içindeki canavar sen çık direk cama saldır onu gören diğerleri ardı sıra olaya dahil ol, o sallamalar sopalar nerden cıktı, arkadaş nerenize sakladiniz onca emaneti...
canimizi zor kurtardik desem yeridir.