muhabbeti ileri götürünce hemen duygusala baglayan diyologlar, söyle;
a: evsiz kaldim iyi mi? ablam da almaz beni eve..
B: e iyi bana gel birkac gün bende kal..
a: yok senin evin is yerime uzak hem ..
c: e iyi o zaman bende kal madem..
a: kiz sen manyak misin?
c: niye? evsiz kalmissin gel bulana kadar bende kal..
a: senin 15 yasinda oglun var manyak misin, ona yanlis örnek olurum..
hepberaber: hönk!
bu da ikincisi;
(pusette uyuyan cocuk uyanir annesi arkadasimizi göstererek;
b: bak oglum meltem ablan!
a: aptal aptal konusma ablaya benzer halim var mi? abi oglum abi..
Antalya' da çok zengin bir sevgilisi olan travesti abla vardı. Ferrari ile gezerdi.
bir gece çorbacıda ayılmaya çalışıyoruz. bu abla yolun karşısında durdu, arabadan indi. telefonla oyalanıo. bizim piçlerden biri bakın şimdi napcam dedi. kalktı ablanın yanına koştu.
yaklaşık 10 saniye kadar konuştular. sonra abla bizim piçe gülümsedi. bizim piç de küçük emrah modunda geldi.
n'oldu lan dedik.
ablaya " sana 20 lira vereyim şurda bi sakso çek" demiş.
abla da " ben sana 200 lira vereyim sen bana burda sakso çek" diyerek gülümsemiş.
kimesne yıllar yıllar önce dershane masraflarını çıkarabilmek için istiklal caddesinde bir kozmetik ürün satan mağaza da çalışmaya başlar. ilk iş günüdür garibanımın.
rengarenk, kokulu kremlerin reyonuna bir travesti yanaşır. kremi koluna sürüp yalamaya başlar kolunu. kimesnenim garip bakışları fark edilir.
travesti: sen şimdi bu ne yapıyo diceksin. ayol beni öpüp okşayan bir aşkım var da. ağzında kötü tat bırakmak istemem.
kimesne: peki.
zaman: 4 sene önce
yer: mersin merada center karşısındaki durak, 23.45 suları.
olay: lise üçüncü sınıfta dönem yemeği yapılmaktadır ve 00.00'da sonlanacaktır. babanın ısrarlı çağrılarından sonra erken çıkmaya karar verilmiştir ve hafif çiseleyen yağmur altında otobüs bekleniyordur. ilerideki travestiler görülmüş ve hafif tırsma belirtileri başlamıştır.
+şşt canım saatin kaç?
-23.40 ablacım.
+abla mı? sensin abla hihiihihihi fahri şuna bak abla dedi ya hihihi.
*ihihihi abla mı dedi ihihihi.
+güzelim gelsene şöyle yanımıza ihih.
-anneeeeeeeeeeeğğğğğğğğğğğğeğğğğğğğğğğğğ.
saat: sabah 9:30
yer: tunalı
karakterler: travesti 1, travesti 2, mendilci çocuk nazlı.
travesti 1, kırmızı bir arabadan apar topar inip ve atm'ye doğru koştururken travesti 2'ye "düzgün bi' yere koy kız ceza yazmasınlar" diye sesleniyor. travesti 2 dikiz aynasından kaşını gözünü düzeltirken "ben inmiycem abla süssüz püssüzüm, çirkinim şimdi" diyor, travesti 1 aniden "bebeksin ulan sen bebek! ablan sana kurban olsun!" diye çemkiriyor, arada ki bina köşesinden bir mendilci çocuk bu sesi duyup ekşimeye geliyor, travesti 1'e "selpak alsana didem abi" diyor, travesti 1 çocuğu kovalıyor..
ve bunların hepsi yolda yanlarından geçerken şahit olduğum o 5 saniye içinde oluyor. ne canlı hayat lan, sabahın 9unda çemkirmeler, eteğini kıçının altına çeke çeke koşturup kovalamacalar filan.
bir kış günü çekmişim arabayı sağa, gelecek arkadaşı bekliyorum otobüsten inecek beraber devam edeceğiz. nerde kaldı bu götlek diye mırıl mırıl homurdanırken cam tıklanıyor. dışarıya bakıyorum ama gecenin bir yarısı,karanlık görmüyorum hiç bir şey. aralıyorum iki parmak, gencecik bir yüz yaklaşıyor cama, "hah" diyorum, "bir sen eksiktin". sonrasında gelişen diyalog:
b: canım, hiç gereği yok, sana iyi geceler.
t: abi o yüzden değil, çok soğuk dışarısı, arabada biraz ısınabilir miyim?
b: çantanı aç göster bakalım. (çantada bıçak, jilet vs. var ise diye)
t çantayı açar, biraz para ve bir dolu prezervatif poşeti vardır içinde. b önce çaktırmadan sol kapı içine gizlenmiş silahın emniyetini sonra sağ kapının kilidini açar, içeriye bu buz gibi havada kısa şort ve file çorap giymiş bir travesti girer.
t: sağol abi, allah razı olsun.
b: sorun değil, ama çok kalmıycam. (açık açık yalan söylemekteyim, şöför hala kabinde uyuyor çünkü)
t: kaldığın kadar abi. dondum valla.
t bir süre ellerini ovuşturur. neredeyse buz tutmuş olduğu her halinden bellidir. işin güzel tarafı herhangi bir şekilde rahatsız etmiyor, sadece ısınmaya çalışıyordur.
b: harbi harbi üşümüşsün ya, kaç saattir burdasın?
t: 2 saati geçti, lokantaya almıyorlar beni, daha 3 saat kalmam lazım.
b: neden kalman lazım?
t: pezevenge para lazım abi. toparlayamazsam döver valla.
b: e kaçsana, veya ne bileyim şikayet etsene polise filan.
t: abi, polis bizi dinler mi hiç? karakola gitsen siktir eder, sokakta görsen alır ekip arabasına götürür ıssıza çöker üstüne.
b: e kaç o zaman.
t: nereye kaçayım abi, ailem reddetti beni, arkadaşlarım sokakta görse tanımaz zaten.
b: yaşında kaç senin?
t: 23 abi.
b: nereye kadar böyle peki?
t: gittiği yere kadar abi. bir çok arkadaşımız dayanamıyor, intihar ediyor. ya da pezevengi, müşterisi, aşığı öldürüyor. kimsenin umursadığı yok bizi.
öncesinde ısınsın diye arabaya aldığım bir travestiyle geçirdiğim yaklaşık yarım saatlik diyaloğun girişi bu şekildeydi.
daha on, on bir yaşında iken bir şeylerin farklı olduğunu anladığını, babasının hissetmesi üzerine çok dayak yediğini, lisede aşık olduğu çocuğu ve onun alaylarını, askerde uğradığı sayısız tecavüzü, sonrasında geçirdiği ameliyatları ve eline düşüp, denize düşen yılana sarılır mottosuyla sarıldığı pezevenginin onu nasıl sattığını ve hor gördüğünü anlattı da anlattı.
asla homofobik bir insan değildim, ama travesti cenahına da sempati duyduğum söylenemezdi. o gece hayatımda ön yargılarımdan birini daha kırdığım bir gece oldu. henüz 23 yaşında, bir çok insanın 70 yılda yaşamayacağı hayat deneyiminin tamamını yaşamış bir insandı o gece arabamdaki. insan. üşüyordu. belki dışarıdaki soğuktan, belki de toplumun onu ötekileştirmesinden. ama üşüyordu.
gerçek adı olduğunu söylediği melih, sahne ismiyle iclal şu anda nerededir, ne yapmaktadır bilmiyorum. ama umarım iyidir ve hayatta bir çıkış yolunu bulabilmiştir. artık üşümüyordur.
Birçok erkekten daha iyi muhabbetleri ve yaratıcı esprileri olan ancak abartılı davranışları,giyimleri ve belkide fazla ısrarcı olmaları nedeniyle hırpalanan insanlarla yapılan argo muhabbetlerdir.
muhabbetleri yapmacık değildir, kıvırtmadan direk konuşurlar dedik buyrun burdan yakın.
yer izmir.2 arkadaşız,bayan sanıp tanıştık bunlarla barda.sesleri falan inceydi şüphelenmedik.ne zamanki arkadaş bu abiyle öpüşüp yüzünü bana dönünce gördümkü arkadaşın surat maymun götü gibi kıpkırmızı travestinin sakallar batmış.neyse arkadaş kararlıydı ben vurcam dedi.bardan çıktık beni otele bırakıp travestinin eve gidecekler.arabaya bindik (araba nissan nx coupe)
t: bu araba 92 model 1,6 motor.lpg yoksa çok yakar, özellikleri bla bla bla
biz:...öhm.......=?????
arkadaş sabaha karşı geldi.niye erken geldin diye sordum.eleman askerde hava indirme komandoymuş kendi anlatmış, sabah ereksiyonu olup sıra bende derse naparım diye korkmuş benim arkadaş.
bana hayatimin en büyük dersini bir travesti vermiştir. yaz okuluna kalmistim ve güzel bir tatili yarida birakip okula dönüyordum. kisin pişir asi yazin ye asi gibi birsey demişti ama ben o zaman mükemmel dik ve bizimkilerden iyi memelerine bakiyordum. sonra okul uzayinca anladim ama geç kalmistim.
kizdirmak icin attigim lafa araba camindan iceri bagirarak soyledigi senin agzini siker bademciklerine bosalirim lafi yuzunden o arabayi bile hatirlatmasin diye sattim.
bundan 6 yıl önce bağcılar meydana şansa yolu düşen 2 genç otobüs durağana doğru ilerlerken bankta oturan tro1 ve tro2: yakışıklılar .... diye seslenir
Berktaş ve arkadaşı: Saf ve masum olduklarından ötürü yanlarına gider. Travesti oldukları fark edilir. Ardından karşı tarafa belli edilir şekilde tırsılır.
Tro1 ve 2: Paranız var mı paranız gençler ?
Berktaş: vallahi yok abla.
Tro1 ve 2: Hadi hadi vardır sizde belli. Ayaklanırlar ve iyice yakınlaşırlar.
Arkadaşı: Bende var var alın der ve 10 lira uzatır.
Tro1 ve 2: (Ani bir şekilde) 50 lira daha bulun gelin bizi silkin. Şok etkisi yaratan bu cümlenin ardından 2-3 saniye kedine gelemeyen bu 2 delikanlı;
Berktaş: Tamam yarım saate döneriz. Diyip Oradan uzaklaşırlar ve peşlerine troların takıldıklarını farkedince tabana kuvvet bağcılardan camlıkahveye kadar durmaksızın koşarlar...
- Birdaha da çağıran herkesin yanına gitmezler.
bundan 6 yıl önce bağcılar meydana şansa yolu düşen 2 genç otobüs durağana doğru ilerlerken bankta oturan tro1 ve tro2: yakışıklılar .... diye seslenir
Berktaş ve arkadaşı: Saf ve masum olduklarından ötürü yanlarına gider. Travesti oldukları fark edilir. Ardından karşı tarafa belli edilir şekilde tırsılır.
Tro1 ve 2: Paranız var mı paranız gençler ?
Berktaş: vallahi yok abla.
Tro1 ve 2: Hadi hadi vardır sizde belli. Ayaklanırlar ve iyice yakınlaşırlar.
Arkadaşı: Bende var var alın der ve 10 lira uzatır.
Tro1 ve 2: (Ani bir şekilde) 50 lira daha bulun gelin bizi silkin. Şok etkisi yaratan bu cümlenin ardından 2-3 saniye kedine gelemeyen bu 2 delikanlı;
Berktaş: Tamam yarım saate döneriz. Diyip Oradan uzaklaşırlar ve peşlerine troların takıldıklarını farkedince tabana kuvvet bağcılardan camlıkahveye kadar durmaksızın koşarlar...
- Birdaha da çağıran herkesin yanına gitmezler.
