transendent ve transendental

entry2 galeri0
    1.
  1. Birbiriyle ilişkisi biri bilinmeden öteki bilinememesi yönünden olan ama temelden farklı iki kavram olan transendent ve transendental, felsefenin tamamında yer etmiş ve felsefenin tamamıyla ilişkilidir.

    Öncelikle ilk görüşteki sanıdan farklı olarak bu iki kavram "bir şey" ve "bir şeysel" olarak anlaşılamaz. ilişkileri bu yönden değildir. Evet, kelimeler aşkın (transendent) ve aşkınsal (transendental) anlamındadır ama bu anlam, röpteşambır ve röpteşambırsal olarak aitlik ve bir şeysellik değildir.

    ikinci genel yanlış kanı ise transendent kavramının metafizik ve ontolojik ama transendental kavramının epistemolojik olduğudur. Bu hemen her yerde böyle söylenir ama transendental epistemolojik olduğu gibi ontolojiktir ve olabilir de.

    Üçüncü muallel sanı ise bunların anlamlarının sabitlenebileceği ve zihnin kategorileriyle yorumlanması zorunluluğudur. Ve bağlacından önceki kısımdaki sabitlemeden kasıt genel-geçerliktir. Oysa önce epistemolojik olduğu söylenen bir kavram anlam bakımından sabitlenemez ve ontolojik olduğunu söylesek de bağlam yönünden yine değişkenlik gösterecektir. Ve bağlacından sonrası herkes tarafından söylenmez ama kant ve kant'a yakın felsefeler bunu zorunlu görür. Oysa yönelen bilinç doğrudan yöneldiği nesneyi ele alması bakımından kategoriyel incelenmez. Kaldı ki eksistansiyal olarak bile ele almıyoruz.

    Kavramlara ilişkin söylenmesi gereken şeylerden en önemlisi transendent kavramının, yani aşkın'ın özneden aşkın olmanın neyi ifade ettiğidir. Öncelikle burada özneyi aşan bir şeyden kasıt duyu ve deney yoluyla kavranamaz, alınamazlıktır. Kant'ın tuhaf ding an sichi buna örnektir. Daha sonra aşkın olan aslında akıl yoluyla da kavranamaz, zira onu da aşar. "Biz bir şeyin aşkın olduğunu bilsek de aşkın olan şeyi tanımlayamaz, bilemeyiz."

    Hemen aşkınsal kavramına geçelim. Aşkınsal olan ise aşkın olmayan, yani özneyi aşmayan ama o sınırlarda gezendir. Ay bu çok poetik oldu. Daha somutlaştıralım; aşkınsal zihnin muhtevasına ilişkindir. Bu ilişkinlik, zihnin fenomen, ide ve kavramlarına ilişkinliktir. Şimdi bu aşkınsal tanımı, epistemolojik bir aşkınsal tanımı oldu. Kant ve hemen her epistemolog tarafından böyle ifade edilir.

    Ben kant'tan ve hatta husserl'den farklı olarak transendentalin aynı zamanda ontolojik de olduğunu söylüyorum. "ama amoralististoş zihnin idrak gücü kategorisi; ideleri ve kavramları ile ilgili olan bir şey nasıl ontolojik olabilir?" sorusunu kim sorduysa tam yerinde bir soru. Ben burada epistemolojik tanımı ve bağlamı reddetmiyorum, sadece "öncelik"in atlandığını söylüyorum. Çünkü en başta bilgi de bir varolandır. Evet, hemen her bilgi felsefesini gördüğünde "aq bilgi de bir varolan olmaz mı?" diye sorup yanlış veya eksik düşündüğünü düşünenler bu soruyla büyük bir ihmali fark ediyor aslında. Bilgi de bir varolan olmasından bizatihi kendisi ontolojiye dahildir. Bu yüzden doğrudan olmasa da... (bu ifade olmadı) transendental doğrudan bilginin kendisiyle ilişkisi bakımından olmasa da bilginin varolan olması bakımından ontolojiktir. "e o zaman her şey ontolojik aq!" diyebilirsiniz ve öyle zaten.
    4 ...
  2. 2.
  3. Skolastik görgücülük tasarımları.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük