Başkomutan rte ülkeye başkanlık sistemi ve federasyon gibi saçma sapan sistemleri getirdiğinde en azından özerk bölge olarak kurulması gerekilen cumhuriyettir.
Başkenti edirne olmalıdır. Maksimum 3 yıla avrupa birliği ile tüm anlaşmalar yapılır - özerk olduğu için ab ye katilamaz ama ortak pazar şengen gibi ayrıcalıklardan yararlanabilir-
1. Balkan Harbi'nde çok ağır kayıplar veren Osmanlı Devleti'nin Batı Trakya'yı yeniden ele geçirebilmek adına Teşkilat-ı Mahsusa yönetiminde düzenlediği en büyük operasyonunun sonucudur...
Plan çok gizlidir... Çok özel bir müfreze seçilmiş ve 116 kişilk bu müfrezenin komutanlığına Kuşçubaşı Eşref getirilmiştir.Plan o kadar gizlidir ki Enver Paşa, müfrezeyi istanbul Hükümetinden gizli olarak göndermiştir...
Bu müfreze Ağustos 1913'te Bulgarlar ile ilk çatışmasına Kuşukovak'ta girmiştir. Bu çatışmanın hemen ardından Mestanlı ele geçirilmiş, sonrasında Kırcaali teslim alınmıştır.
Efendim tabii tüm bu yaşananlardan sonra gizli birlik "deşifre" olunca Batılı devletler Osmalı'ya birliğin geri çekilmesi hususunda baskı yapmaya başlasalar da bunu umursamayan Enver Paşa, ittihat ve Terakki Umum-i Merkezi'sinin de desteğini arkasına alarak, bırakınız geri çekilmeyi istanbul'dan Teşkilat-ı Mahsusa'nın ilk başkanı Süleyman Askeri Bey komutasındaki yine "Özel" bir birliği Kuşçubaşı Eşref komutasındaki birliğe destek mahiyetinde gönderir.
Bu gelişmelerin hemen ardından ise Gümülcine ve iskeçe de Bulgarların elinden kurtarılır...
Bu arada 31 Ağustos 1913 tarihinde Garb-i Trakya Hükümet-i Muvakketesi kurulur.
icra Hükümeti ve Genelkurmay Başkanlığı görevine Süleyman Askeri, Kuvva-i Milliye Umum Müfettişi olarak ise Kuşçubaşı Eşref atanır.
ilk Cumhurbaşkanı ise Hoca Salih Efendi olmuştur...
işin ilginci Yunanistan ve Bulgaristan bu devleti hemen tanıdı hatta Batı Trakya'nın Bulgar kontrolünden çıkması işine gelen Yunanistan bu yeni devlete askeri yardım sözü verdi ve daha da ileri giderek 29 Eylül 1913 günü Dedeağaç'ı yeni Türk devletine bıraktı.
Yeni devletin sınırları Batı'da Meriç,Doğu'da Struma-Karasu, Güneyde Ege Denizi,Kuzeyde ise Kırcaali ve Ropçoz'u içine alacak şekilde Filibe Ovası'nı kapsamaktaydı.
Başkent Gümülcine olarak ilan edildi. ilk icraat olarak 30 bin kişilik ordunun 61 bin kişiye çıkarılması planlandı.
,
Bayrağı ise yeşil-siyah zemin üzerine 3 yıldız olarak tasarlandı ve kabul edildi. ilk milli marşını Süleyman ASKERi Bey yazdı ve besteledi, ilk resmi gazetesi ise "Özgür" adı altında yayımlandı. Pasaport sistemi kuruldu, pul bastırıldı,telgraf sistemi kuruldu. Dünya ile iletişimi sağlamak için Garbi Trakya Haber Ajansı faaliyete geçirildi.
Yaşanan bu gelişmeler Batı Devletlerini rahatsız etmekte ve Osmanlı'ya ciddi baskılar gelmekteydi.Aynı şekilde istanbul'daki Said Halim Paşa kabinesi de gelişmelerden rahatsızdı.
istanbul Hükümeti zaman kazanma adına Batı Trakya'yı geri almak için görevlendirdiği "özel" birliklerine geri dön çağrısında bulundu.Böylece Batı'ya "Biz çağrıda bulunduk birliklere geri dönmesi için ama bizi dinlemiyorlar" denilerek zaman kazanılması planlanmıştı.
Bu çağrının hemen ertesinde Batılı devletleri şoka uğratan bir gelişme yaşandı. Süleyman Askeri Bey ve Kuşçubaşı Eşref imzası ile tüm Dünya'ya bir bağımsızlık bildirgesi yayınlandı...
Metinde özetle "Biz Garb-i Trakya Cumhuriyeti'ni kurduk, bizim Osmanlı Devleti ile bir alakamız yoktur, Osmanlı ile yaptığınız anlaşmalar bizi bağlamaz" denilmekteydi.
Bu strateji ile Osmanlı topu üzerinden atmıştı zira kağıt üzerinde iş Osmanlı kontrolünden çıkmıştı...
Ancak bu aşamadan sonra Batılı Devletlerin baskıları dayanılmaz bir hal alır ve Osmanlı Devleti Bulgaristan ile istanbul Anlaşmasını imza etmek zorunda kalır...
Bu anlaşmanın imzalanmasının ardından istanbul bu kez gerçekten gönderdiği ajanlara "geri dön" talimatı verir ve işte tam bu noktada bir kriz patlar. Zira yeni kurulan devletin yöneticileri bu talimata sert tepki verir.Hatta ittihat ve Terakki'nin fedaileri ile yeni kurulan Garb-i Trakya Cumhuriyeti güçleri arasında çatışmalar yaşanır...
Sonunda ittihat ve Terakki'nin meşhur üçlüsünden Bahriye Nazırı Cemal Paşa olaya el koyar... Ekim 1913'TE Batı Trakya'ya gelen Cemal Paşa, yeni devletin yöneticilerini ikna eder ve en nihayetinde 25 Ekim 1913 tarihinde Garb-i Trakya Cumhuriyeti kendisini feshederek 56 gün boyunca yer aldığı tarih sahnesinden çekilir...
La Tekirdağ daha beter karaağaç diye bir belde var mesela belki Trakyalı 1 kişi bile yok full doğu hemde pkk cinsinden düğünlerde apo diyerek arık ne demekse brez öcalan diyorlar Allah tan orada değilim...
bursa göçmen nüfusu nedeniyle dahil olduğu takdirde, güneydoğu sorunu yaşayacak olan hayali cumhuriyet. zira, bursa artık göç ala ala bursalıktan çıktı.
--spoiler--
(vay be, imhotep abimiz açmış başlığı. gözlerim yaşardı.)
--spoiler--
Asla ege ile toplanmamalıdır. ideolojik tahrikler, zorla modernizasyonun merkezi ile serden beridir, evvelden beridir, yaşlısı cahili ile bile medeni bu halk üç beden büyük gelir; Hele izmir ile kıyaslanır anlamam izmir trakyanın anca yarısı olabilir. Peh.
Zaten ayrı bir devlettir. Kendi halinde sorunsuz yaşar işbu halk. Size benzemeyen yerli avrupalılardır. Balkanlardır.
Çok bölücü hissettim şuan. Açmayın böle başlıklar.
başkent geleneğine sahip olduğu ve güzel doğası nedeniyle başkentinin edirne olması lazım gelen cumhuriyet. çatalça-silivri hattından itibaren doğusu hele istanbul kesinlikle dışarıda bırakılmalı. hatta biraz da batıya el atıp kırcaali falan da dahil edildi mi tadından yenmez.
Trakya-ege konfederasyonuna bile varım. tatlı tatlı geçinir gideriz kendi halimizde.
başkenti lüleburgaz olamaz şayet lüleburgaz kırklarelinin bir ilçesidir. tekirdağ yapın daha iyi olur derim.
şaka bir yana ülkeyi bölmektense tekrar kurtaracakların yaşadığı bölgedir trakya. vatanına bağlıdır, sadıktır. hem ıstırancalarada kim çıkacak şimdi o kadar yol yürünür mü?
Önceden cuhuriyet olan bugün ki Türkiye cumhuriyetinin bir parçası olan bölge. Vatanına en çok bağlı olan yerdir belki. Milletin kakaladığı vergileri bile biz ödüyoruz.
çanakkale, edirne, tekirdağ, kırklareli ve istanbul sınırlarını kapsayan ülkedir. kıyı ege cumhuriyeti ile birleşerek, batı anadolu birleşik devletleri adı altında gücüne güç katması gereken ülkedir aynı zamanda.
kurulmamalı ki bu ülkede; batının özgür halkı hep var olsun, hep göstersinler insanlara hür olmak nedir, anlatsınlar ki boyun eğmemek dininden vazgeçmek değildir, bilsinler ki anadolu'da da onlar gibi olmak isteyen az da olsa insan hala yaşar. hep var olsunlar ki böyle yürekli insanlar var diye övünülsün.
her seçimde değişmeyen sol görüş üstünlüğüyle dikkat çeken trakya insanının, özgür düşüncesiyle kafasında kurduğu (haklı olarak) ütopya. böyle bir ülke olsa, başkenti konumu sebebiyle lüleburgaz olurdu.