trajedi

entry22 galeri2
    22.
  1. Yazik bu adama nasilda paraliyor kendini.
    Sen allah nasıl yarattiysa o sun
    insanlik ailesinin şerefli bir üyesisin.
    https://x.com/ajans_muhbir/status/1821175573449969988?t=lBGTosxKKjWGPt5xJpCrmA&s=19
    0 ...
  2. 21.
  3. Facia. Acıklı sonuçlarla bağlanan bir tür tiyatro eseri, ağlatı.
    1 ...
  4. 20.
  5. Anneme trajedya nedir diye sorsan, "üzücü olayları anlatan şeyler" diyecektir.
    0 ...
  6. 19.
  7. iki adet olumlu zorunluluğunun çatışmasından zuhur eden kavramdır. insanlar genellikle sadece kötü şeyler için kullansa da gerçek manası iki pozitif değerinin çatışmasından ortağa çıkan şeydir.
    0 ...
  8. 18.
  9. “başımı kaldırdım baktım ki iki tane jandarma bir de onbaşı mavzerler, 8 yaşındayım, 8 yaşındayım! “git,” dediler “babanı çağır!”, çağırdım babam geldi. benim elimdeki kur’an’ı babamın kafasına vurarak, “ulan,” dedi “bu çocuğa ne okutuyorsun!?”…

    rahmetli babam şöyle göğsünü yırttı, “oğlum,” dedi, “ben sadece bir onbaşı değildim,” “ben,” dedi “seferberlikte mülazım olarak cepheye gittim, sarıkamış’ta esir oldum, kuva-i milliye’de deli halit paşa’ya emir subaylığı yaptım. bölük kumandanlığı yaptım, yaralandım esir oldum, binbir türlü çileye katlandım ki şu kitabımı rahat rahat okuyayım diye… keşke ben şu yaraları almasaydım da şimdi benim sakalıma benim kitabıma küfreden yunan bilmem nesidir bulgar bilmemnesidir derdim, kendime teselli verirdim. vur oğlum kelepçeni!” dedi.”

    trajedinin gerçek bir tanımı. bu ülkede böyle hadiseler de yaşandı.

    aynı hadise, "zulüm" ve "vicdan" başlıkları altında da işlenebilir.

    edit: bunu eksileyen arkadaşım, güzel kardeşim, ne olur, bir mesaj kutuma uğrayıp söyler misin nedenini? önemsemesem de sadece merak ediyorum, bir uğrayıver.
    0 ...
  10. 17.
  11. 16.
  12. 15.
  13. trajedi çok kötü şeylerin hikayesidir. göz göre göre her şeyi yakıp yıkıp kül eylemenin hikayesidir. hırs vardır, intikam fitnesi illa ki vardır, sonu cehennemlere çıkan mezarlıklar vardır, savaşlar ve ortada kalan yetim çocuklar her zaman vardır, işte bunlar trajedidir.
    0 ...
  14. 14.
  15. trajedi oynuyorsa insan, kendini çok önemsiyor demektir.
    0 ...
  16. 13.
  17. Günümüzdeki anlamıyla yaşamın acıklı ve hüzünlü yönlerini ortaya koyan manzum tiyatro eserleridir. Konusunu seçkin kimselerin haya­tından, tarihten ya da mitolojiden alır. Kahramanları tanrılar, tanrıçalar ve soylu kişilerdir. Kusursuz bir üslubu vardır. Kaba sözlere yer verilmez. Öldürme, yaralama gibi çirkin olaylar, se­yircinin gözü önünde canlandırılmaz, sahne arkasından seyir­ciye hissettirilir. Oyunda koroya yer verilir. Üç birlik kuralına (yer-zaman-olay birliği) uyulur.
    0 ...
  18. 12.
  19. varlığı belli olan veya olmayan. varoluş, yok oluş.
    her şey bir tarjedidir. yağmurun yağması, karların erimesi. sebepli sebepsiz duygular. içten kahkahalar. heves, çılgınlıklar, özleyişler, tesadüfler.
    koca bir evreni ve içindekileri kapsar. trajedik gözlem. trajedik bakış. her şey trajediye sürüklenir varoluşunda. (bkz: klasik trajedi)
    1 ...
  20. 11.
  21. "in this world there are two tragedies, one is not getting what one wants and the other is getting it."
    (bkz: Oscar Wilde)
    1 ...
  22. 10.
  23. 9.
  24. 8.
  25. bir kavram karmaşasının profilini çizerek trajedinin doğasını anlamaya çalışalım.

    kavramsal açıdan "trajedi" ile "acı" aynı şey değildir. her trajik durum acıyı mümkün kılar; buna mukabil her acı, trajik bir durum oluşturmaz. trajedi idrakla başlar. diyebilirsiniz ki, "acı da dahil olmak üzere idrakla başlamayan ne var ki? gözümü kapadığımda karanlıktan başka hiçbir şey yok." doğru. ama idraktan idraka da bir fark var. trajedi ile acıyı karşılaştıracaksak, aralarındaki bu idrak farkına dikkat çekmemiz gerekir. gelen telefonda (telefon nasıl gelir?) babanızın ölüm haberi aktarıldığı için çektiğiniz acı, durumu trajik kılmayabilir; tam ters şekilde bu andan itibaren durum trajik de olabilir, ancak bunun acıyla da bir ilgisi yoktur. çünkü acı hissedilen, trajedi ise içine düşülen bir şeydir. babanızın ölmesiyle içine düştüğünüz açmazda trajik bir yön varken, çektiğiniz acıda herhangi bir açmaz yoktur. çünkü acının rotasının düz bir çizgi gibi ya ileri ya geri gideceğini düşünüyormuşuz gibi davranırız, ya acıyı dindiririz ya da körükleriz; böyle bir durumda herhangi bir açmaz yoktur, gayet açılabilir bir şeydir acı.

    başlık trajedi olduğundan, onun üzerinden devam edelim. örneğin sophocles'in oedipus rex'inde o açmazı görmeniz gerekir. oedipus, creon'a "sürülmeni değil, ölmeni istiyorum" der, buna karşılık creon da ona bu düşmanlığın sebebini sorar. bunun üzerine oedipus "kendimi korumak zorundayım" der, creon da yukarıda bahsettiğim açmazı açık ederek, durumu trajik kılar: "beni de korumalısın." oedipus bu trajik durumu daha da körükler: "ama sen hain bir adamsın!" "isbat et." "ben kralım; uyacaksın emrime." "adaletsiz krala boyun eğilmez." konuşma böyle sürerken kitap başındaki okuyucu veya amphideki izleyici, durumdaki çözümsüzlükten bir iç sıkıntısı duymak zorundadır, aksi halde hikaye trajik olmamış olur. oedipus'un creon'u öldürmesi acıya gebe bir sonuç olarak görülebilir ama açmazdan doğan sıkıntı trajikliği verir.

    trajediye karşı çaresiz hissediyorsanız kendinizi, çözüm bulamıyorsanız, bulamadıkça, işin içinden çıkamadıkça işler sarpa-sarıyorsa, sıkıntı sıkıntı üstüne biniyorsa; böyle bir durumda acı çekmeniz ayrı, durumun trajikliği ayrı bir tespite ihtiyaç duyar. burada dahi acı ile trajiklik eşitlenmez. kişi, içinde bulunduğu durumun tam bir açmaza dönüştüğünü idrak ettiği andan itibaren sıkıntı duymaya başlar; bu sıkıntı, telefonla kendisine babasının öldüğü haberinin gelmesiyle birlikte duyduğu sıkıntıyla eş olabilir ama açmazın kendisi, acıya eşitlenmez.

    oedipus ile creon arasındaki uzlaşmazlık bir çözüme kavuşmadığı sürece hikayenin trajikliği sürer, sonra iocaste belirir ve şöyle diyerek ipi çözer, trajikliği sona erdirir: "ne var, boş yere ağız kavgası edecek? memleket ağır felaket içindeyken, şahsî kırgınlıklar yüzünden birbirinize düşmek yakışır mı size? haydi, oedipus, saraya gir; sen de creon, evine git. hiç yoktan mesele çıkarmayın." bu sözler bize çok tanıdık gelebilir. günlük hayatta birisiyle takıştığımızda, üçüncü kişi hem bize hem de karşımızdakine eşit uzaklıkta durarak düğümü çözmeye çalışır. oysa cemal süreya'nın düello şiirindeki gibi ("daha da acısı vardır ama / O da sevdiğin kadının / Karşı tarafı ziyaret etmesidir / Bu bir nezaket ziyareti de olsa / Düello gerçekleşmemiş de olsa / Acıdır bu / Ondan da ondan da"), düğümün çözülmesine değil, aksine çözülmemesine dayanan bir "ben" oluşturuyoruz. bu "ben", başka "ben"lerle çatıştığı andan itibaren, "ben"ler savaşı, haklı gerekçeler savaşına dönüşüyor; böyle bir durumda üçüncü kişinin hakemliği trajedinin son bulmasına, kayıpla ya da kazança netilecelenecek bir çözümün bulunmasına neden olur. krıtik soru şu: her şeye bir çözüm bulunmalı mı? her daim bir hakeme ihtiyacımız var mı?

    oedipus ile creon çatışırken, adalet ile hükmetme iradesinin nasıl da çarpıştığını düşünmeye başlamışken, iocaste'nin ve aynı yerde koro'nun arabuluculuğu, her iki tarafı da köşelerine çekişi ne kadar yavan ve anlamsız geliyor değil mi? en azından bana öyle geliyor. hayatımda en nefret ettiğim şey "eşitlik"tir. bir yerde adalet yoksa, oradaki eşitliğin bir anlamı yoktur. yukarıda bahsettiğim düello şiirinde de geçtiği gibi, kılıcınız elinizde arenada yapayalnız kalıyorsanız, bu düello hiç gerçekleşmemiş olsa da, neden böyle bir işe giriştiğinizi değil neden bu duruma düştüğünüzü sorgularsınız.
    1 ...
  26. 7.
  27. Konularını tarih ve efsanelerden alan acıklı sahne oyunlarıdır.
    3 ...
  28. 6.
  29. ozmo oz'un bir yazısında söylediği gibi 2 çeşidi vardır. çehov trajedisi ve shakespeare trajedisi. shakespeare trajedisinde herkes ölür çehov trajedisinde herkes yaşar ama yaşam yaşıyanlar için acı verir. örnek olarak ırakta, afganista, ruandada, filistinde, liberyada, çeçenistanda, bosnada ve sayamadığım savaş halindeki yerlerde insanlar shakespeare trajedisini yaşarken türkiye dahil dünyanın geri kalanında insanlar yaşarlar ama ölen insana karşı yardım elini uzatmayarak çehov trajedisi yaşarlar yada yaşamalıdırlar.

    (bkz: william shakespeare)

    (bkz: anton çehov)
    0 ...
  30. 5.
  31. jedi ahalisinin erkek olduğu halde erkeklerle yatıp, birde üzerine kadın kıyafetleriyle dolaşanı, hatta peruk takanı.

    (bkz: travesti)
    (bkz: jedi)
    (bkz: trajedi)**
    3 ...
  32. 4.
  33. şuan kullandığımız hali fransızcadan gelen (tragedie) bir tiyatro terimidir.
    0 ...
  34. 3.
  35. akla dayanır. konuları tarihten veya mitolojiden alır. kişiler seçkin kişilerdir. üç birlik kuralı vardır.
    1 ...
  36. 2.
  37. 1.
  38. yunanca tragoidia.
    yaşanan korkunç olayları, yenilgileri ciddi ve yüceltilmiş bir dille anlatan sahne yapıtı.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük