Edit: bakın başımdan geçen bir olayı anlatayım. Yer izmit. Olay arabaların gitmesi için yapılan asfalt bir yolda geçiyor. Keza yol arabaların gitmesi için yapılır. Neyse uzatmayayım. Önümde de 54 plaka bir adabassarlı gidiyor. Ama neden bilinmez birden vahiy gelmiş gibi frene asıldı bu. Önünde falan ne araba var ne de yaya. Güç bela ben de durdum arkasında. Olayın aslı sonradan belli oldu. Bu adabassarlı dayı sigarasının bittiğini yolda anlamış olmalı ki yol kenarındaki büfeyi görünce hemen sigara alma ihtiyacı hissetti. işte böyle romalılar. Siz siz olun adabassarlı dayılara uzak gidin.
bir gün okula otobüsle gidiyorum. otobüs şoförü öğrencilerle konuşuyor trafikten şikayet ederek: "şu 10 plakalılar var ya, facia diyordu trafikte. traktörü bile benim otobüsü sollamaya çalışıyor, o derece berbat kullanıyorlar" diyordu. aradan 5 dakika geçti. tesadüf 10 plakalı bir romörklü traktör riskli şekilde belediye otobüsünü solllamaya çalıştı. şoförün konuştuğu öğrencilerden biri bunu görünce muzip bir şekilde abi traktör seni solladı, üstelik 10 plakalı dedi. bütün o tüm konuşmaya şahit olan öğrenciler (ben dahil) koptuk orda. işte demedim mi beyler size, bu 10 plakalılar böyle diye şoför de gülerek söylendi.
(10 plakalılar bu hikayeden pek alınmasın, ben askerde 25 plakalılar kadar kötü araç kullanan görmedim. adamların hızlanıp yavaşlaması dengesizdi trafikte. erzurumlu bir çocuğa sordum bunu neden böyle kullanıyorlar diyerek. abi dedi onlar çoğunlukla buzlu ve kaygan yolda kullanmaya alışıklar, kuru yolda o yüzden sapıtıyorlar dedi. o arkadaş da buzlu yolda kullanmayı daha çok sevdiğini ve o yolda daha rahat kullandığını söylemişti.)
En güveniliri aklı başında bir erkeğin kullandığı 34 plakadır. istanbul trafiğinde araba kullanabilen birisi dünyanın her yerinde, her coğrafi bölgesinde araba kullanabilir.
türkiyenin hemenn hemen her yerinde uzun yola çıkmış biri olarak nacizhane düşüncem 61 ve 41. bunlar da yol bilmemezliklerinden değil de özellikle 34 plaka görünce alttasındaki dobloyu mersedes sanıyolar, hele bir de bunları sollarsan var ya ölümüne seni sollamaya çalışırlar. sanki namus meselesi.
