bugün iki sözlük yazarımızın ve de yaşıtı bir arkadaşının hayatına mal olmuştur. http://www.milliyet.com.t....2010/1276809/default.htm
haber bu.
sürücü ölmemiş.
şehir içinde aşırı hız yapan, buna rağmen emniyet kemerini taktığı için kurtulan bilinçli (!) sürücümüz, neden araçtaki diğer yolcuların emniyet kemeri takmasını tembihleyip, onların hayatını düşünmemiştir. "Emniyet kemeri takılı olan ve kazadan yara almadan kurtulan sürücü " olarak geçiyor haberde.
düzgün kullansalardı denen bir hadise var. kimse alınmasın ama gencecik çocuklar şehir içinde trafik canavarı olmuşlar adeta. olmuşlar dedim çünkü direksiyon her nekadar sürücüde olsa da onu gazlayan yolcular vardır. "kafam attı basıcam gaza" demez kimse, arabada diğer yolcular varken. diğer çocukların hiç mi suçu yok!? vardır elbet. sürücü gazlanır haydi bas gaza nidaları ile. bu çocuklar 18-19 yaşlarındalar. ehliyetlerini yeni almışlar. belki de sürücünün ehliyeti yoktur bile ne malum!? ama emniyet kemerini takmayı biliyor!!..
burada suç kimin mi?
o çocuklardaki zihniyetin. arkadaşlarının gazına gelip, "eheyt bakın el freni ile dönücem şimdi", "ibreye bak sona dayandı" "olm bas lan azcık gaza birşey olmaz" diyebilecek zihniyetin.
bu fikirler olduğu sürece trafik can almaya devam edecektir.
edit: o çocuklara ait entryler aşağıda. ehliyetsizler ve şeytanla adeta dans ediyorlarmış.
türkiye'nin içler acısı hali işte.
(#8740110)
(#8869697)
otobanda giderken, yol üzerindeki köprüden atlayarak intihar eden bir vatandaşın, ön camınızdan içeri girmesinin de (kendim yaşadım) bu şekilde nitelendirildiğini düşünürsek, kaza kavramının pekte sözlük anlamında kullanılmadığını söylememiz mümkün. bu olay yüzünden bile yıllarca tutuksuz yargılanarak mahkemelerde süründürülüp, hayatınız zindana çevrilebilir. hiç suçunuz olmadığı halde aracınıza hak mahrumiyeti konur, aracınızı satamazsınız. işin birde psikolojik tarafı vardır tabii. o an, o surat, kucağınıza düşen o beden aylarca gözünüzün önünden gitmez.
edit: otobandan kastım, bildiğiniz hız sınırı en az 90 ile en çok 120 arasında olan şehirler arası otoban. olay ise istanbul - adapazarı otobanının sapanca yakınlarında gerçekleşmiştir.
dikkatsizlik dışında çoğunlukla trafik teröristlerinin yol açtığı felaket. istatistiklere göre pkk teröründen çok daha fazla can almıştır trafit teröristleri. siz ne kadar dikkatli olursanız olun, karşınızdaki adamın hamlelerini tahmin edemedikçe kaçınılmaz kazalardır.
bazen şehrin sinyalizasyon sistemleri yüzünden de olabilecek olaydır.Örneğin;
yaşadığım şehir antalyada kavşaktan karşıya geçen araçla karşıdan karşıya geçen yaya da yeşil ışık yanıyor.sonuç olarak kaza kaçınılmaz oluyor.
trafik kurallarına uyulmaması durumunda ortaya çıkabilecek, yaralı ve ölülerin olmasına sebebiyet verebilecek durum. bir aracın bir yayaya çarpması, bir aracın bir hayvana çarpması, bir aracın başka bir araca çarpması veya birçok aracın birbirine çarpması * şeklinde olabilir.
aynı kişinin başına aynı gün içerisinde aynı yerde de gelebiliyor bazen. ben mi çok şanssızım yoksa bu iett şoförlerinde mi bi problem var bilmiyorum. yalnız şunu anladım ki hakikaten insanın hayatı film şeridi gibi gözlerinin önünden geçiyormuş. "aha bu sefer kesin gidiyorum öbür tarafa" diye korkmaktan sanırım..
kırılan cam ve çarpışan metal sesleri arasında ciddi bir yara almadan bitmesini beklediğiniz, fakat bir türlü bitmek bilmeyen lanet şey. sonra gözümü ameliyat masasında açtım. tepede beyaz ışık, beyaz kıyafetli adamlar görünce günahlarım aklıma geldi. heralde beni affettiler aldılar cennete diye düşündüm. meğer doktorlar benim kafayı toparlamaya çalışıyormuş. baya bi açılmış benim kafa. 1-2 saat boyunca öldüm mü kaldım mı düşündüm. heralde en kötü tarafı da buydu. 30 dikiş atmışlar benim kafaya. malesef diğer kaza yapan arabanın şöförü vefat etmiş. kazayı ben yapmadığım halde keşke ölseydim diye düşünmüştüm. berbat bir his.
sonuç olarak 1-2 sene boyunca düzenli olarak beyin tomografisi çektirmek zorunda kaldım. uzun bir süre otobüse dahi binerken korktum. kendime gelmem 3-4 seneyi aldı.
şimdi diyeceksiniz ki bize ne ulan. trafik kazasının ne kadar kötü birşey olduğunu anlatmaya çalıştım. serserilik yapmakla, iki tane araba sollamakla pipiniz uzamaz. vicdan azabı çekmeye değmez.
çok korkunç bir tecrübe. yaşayan bilir hayata bakış açınız değişiyo. benim yaşadığım kaza çok kötüydü ama ucuz atlatılmış bir kazaydı. bi an için herşeyin aslında nekadar basit olduğunu düşünüyo insan 5 dakika önce üzüldüğün şeyin aslında ne kadar boş olduğu.. dikkatsizliğim yüzünden başıma geldiği için araba kullanırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim. yaşanacak daha güzel şeyler var..
ehliyet alabilecek kapasitede olunsa bile, sanırım yan şeritten gelen arabanın da farkedilmesi gerekir engellemek için. ne bileyim sinyal ver olmadı. bugün başıma gelen şey. çok gerginim be sözlük.
ülke olarak yaşadığımız bir tramva şekli. sanırım bu şekilde ailesinden birini/ arkadaşını kurban vermeyen kişi yoktur. en acısı ise sebebi ne olursa olsun; dikkatsizlik, ihmal ya da alkol herşeyin saniyelerle yaşanması ve kaza yapacağını farketmene rağmen elinin kolunun bağlı olması.
lanettir.. yaşandığı an insanın geçmişi film şeridi gibi gözlerinin önünden geciyor*, yaptıklarını hatırlıyor..* anne geliyor aklınıza, onun hastalıkları.. lan şimdi bana bir şey olursa üzüntüden kahrolacak anne.. lanet olsun diyorsunuz..
allah herkesi korusun, fakat ilginç bir araştırma var:
trafik kazası geçiren avrupalı erkekler ilk önce kafalarını kontrol ediyorlarmış, bir sorun var mı diye.
trafik kazası geçiren türk erkekleri ise ilk önce penislerini. bunu okudum, bulunca link vereceğim.
1 saat önce başıma küçük çaplısı gelmiş ama benim kadar şanslı olmayanların pek çoğunun canına mal olmuş, yüzyılın en azılı katili.
çok büyük bir marifetmiş gibi lanse ettim sanki ama çok şükür ki ne canımıza, ne araçlara ciddi bir hasar gelmediğinden bu tavrım. kaza insanı mutlu eder mi? vallahi ben mutlu oldum yaptığıma. babamın arkadaki arabadan öyle bir inip koşarak gelişi ve boynuma sarılışı vardı ki anlatamam. beni bu kadar sevdiğini göstermeyeli uzun zaman olmuş herhalde. arabaya değil, çarpan adamın tavrına hiç değil ama babamın sımsıkı sarılışına ağladım o kadar. elinden gelse alnıma şişmesin diye kendi etini kesip koyacaktı*
(bkz: allah kimseye göstermesin)
(bkz: allah hepimizi trafik canavarından korusun)
2 saat önce 17 tane ilkokul çocuğunun tabiri caizse ağzının yüzünün dağılmasına sebep olan, insanın tüm psikolojini altüst eden, saniyelerin değerini hatırlatan lanet.
her mefhumun olduğu gibi bunun da bir ilki var. ilk trafik kazası, 1771 yılında gerçekleşmiştir. 1769 yılında ilk otomobil dizaynını gerçekleştiren Nicolas cugnot'ın bu aracıyla (ki araç benz'in gerçekleştirdiği motorlu araçalardan değil, buharla çalışan bir modeldi) yapılmıştır.
yani otomobilin icadından 2 yıl sonra bir duvara çarparak gerçekleştirilen bu kazaya şahit olan mekan ise paris arsenal dir. tarihin kaydedilmiş ilk trafik kazasını gerçekleştiren bu araç halen, paris'teki the Conservatoire Nationale des Arts et matiers da sergilenmektedir.
türkiye'de terörden daha çok can almaktadır... ve ne yazık ki bir türlü bu kayıplara çare bulunamamıştır... hala ülke'nin bir çok ana ulaşım yolları ışıklandırılmamakta, bir çok virajlar ölüm kusmaktadır...
