eh işte veren yazara birlikte ifrit olduğumuz yazar. muhabbeti pek hoştur şahsen kısa sürede kanım kaynadı kendisine...
eline kuvvet efendim. kendisine iyi baksın.
ne ülkeymiş arkadaş. bi' laik olduk, herkes sokakta sevişmeye başladı. hayır benim anlamadığım nokta bu zaten; bir iki devrimle, değişiklikle bu halkın ahlakı bozulacaksa, bu halk dinden çıkacaksa bu halk zaten dinsizmiş, ahlaksızmış. dünden razıymış zaten. her şeyi nasıl laikliğe bağlıyorsunuz ibretle izliyorum.
nick altı trafiği kırmızı ışık yakmış yazardır. kim durdurdu bu trafiği denilesidir. aman allahım bu bir kız mı? * yazdığımız dğer entryler relog olursa seviniriz.
ideolojik depreşme saati gelen bazı yazarların nick altıma öfke kustukları bir anda hakkımda olumlu bir şey yazma nezaketinde bulunmuş sağlam ve dost yazar.
sadece yıkayacaktım, bu kadar tantana yaptınız ya, yalamazsam o ayakları adam değilim.
size ne kardeşim, size ne yahu?
3 üniversite mezunu kadın; annem, benim annem, beni yetiştiren kadın.
evet evet, 3 üniversite mezunu kadının eseri bu geri kalmış zihniyet.
çünkü o kadın bana üniversitenin aslında hiçbir bok olmadığını öğretti.
"okan üniversitesi" var yahu, "okan üniversitesi"
adamlar şarküteri açar gibi üniversite açıyorlar, üniversite okumayan var mı hala bu devirde ben onu merak ediyorum.
nedir ki üniversite bitirmek?
eşşeklik baki kalmaz mı diplomaların deste deste de olsa bazen?
eğer daha 11 yaşında bir çocukken yüklendiyse omuzlarınıza evin tüm yükü,
eğer felçli bir anneye baktıysanız yıllarca, henüz 11 yaşındayken,
eğer henüz 11 yaşında bir evin hem annesi hem babası olduysanız,
henüz 11 yaşındayken "bugün ne yemek yapsam" sorusuna cevap aradıysanız,
henüz 11 yaşında, hayat mücadelesi veren 2 koca insanı "siz" ayakta tuttuysanız,
başkasının mutluluğunu kendi mutluluğunuza değişmeyi öğrenmiş bir kadın olursunuz.
yaptığınız fedakarlıkları "egom kırıldı" diye değil, bir erdem olarak adlandırırsınız.
ki zaten; siz başkaları için kendinizden geçmeye yabancı değilsinizdir,
yıkılmaz duvarlar gibi egolarınız yoktur, hayatta belli bir yol almışsınızdır;
hala "ay onurum kırıldı", "kadın erkek eşittir tımam mı" zırvalarıyla uğraşan,
ego savaşı veren adamlara nerenizle gülersiniz?
evet,
ben erkeğimin ayaklarını yıkarım.
ve evet,
benim erkeğim buna değer.
edit: vakıf üniversitelerini küçümsemiyorum hocam, üniversiteleri küçümsüyorum. her mahallede bir üniversite açılıyor, okumanın çok da zor olmadığını söylemeye çalışıyorum. okumanın pek de maharet olmadığını düşünüyorum.
vakıf üniversitesinde okumayı küçümseyerek beni hayretler içerisinde bırakandır.
o verdiği ayar mı merak ediyorum.
tanırım az da olsa, konuşmuşluğum da vardır.
ama üniversite okumayı bu kadar basite indirgemesi beni şaşırttı.
ona bir entrymi armağan eder, yere daha sağlam basarak entry girmesini temenni ederim.
ha yıkayacağı ayaklar kimseyi ırgalamaz o ayrı.
delikanlı kızdır.
onu beşi bilmem ben arkadaş, öyle bırakın tanıştığı bir kaç kez konuştuğu adamı bile yalnız bırakmaz.
ite köpeğe karşı desteğini verir, eyvallah.