nba'de eşi benzeri bulunmayan bir iş yapmıştır. evet, 35 saniyede 13 sayıdan bahsediyorum.
takvimler 9 aralık 2004'ü göstermektedir. houston rockets 2003'ün olmuş ve 2005'in olacak şampiyonu san antonio spurs'ü konuk etmektedir. maç tam da san antonio'nun istediği gibi gayet kısır skorlu ve sas'ın kontrolünde gitmektedir. rockets taraftarları evlerine dönmeye başlamış, sunucular "artık resmi skoru bekliyoruz" demektedirler. son dakikada rockets tam saha baskı ile bir top çalıp sayı bulur. sonraki hücumda çizdiği hücum setini oynamayıp tehlikeli bir uzun pas veren manu ginobili'yi kenara çeker. bu sırada yapılan faulden kaynaklanan iki serbest atışı devin brown sayıya çevirir. ve maçın 47 dakika 16 saniyesi 76-68 sas üstünlüğü ile geçilir ve olanlar olur.
pota altından oyuna sokulan top t mac alır ve bruce bowen'ın baskısı altında sahayı geçer. üçlük çizgisinin tepesinde scott padgett'tan gelen perdelemeyi kullanır ve üçlüğü gönderir: 76-71.*
sas topu oyuna sokar sokmaz devin brown'a faul yapılır. maçın bitimine 31.9 saniye, skor: 78-71
rockets yine pota altından topu oyuna sokar. t-mac yine tüm sahayı bruce bowen'ın baskısı altında geçer. üçlük çizgisinde bu kez perdelemeye gelen yao ming'dir. t-mac pededen çıkar, karşısında tim duncan'ı bulur. feykini gösterir. duncan atlar. t-mac üçlüğü sallar. at&t arena'da kalan bir avuç taraftar ayağa kalkar. ardından tek atışı da sayıya çevirir. skor: 78-75. kalan süre: 24.3 saniye.
pop mola alır. sas topu yandan oyuna sokar. faulden 8.1 saniye kaçarlar. sonunda faul tim duncan'a yapılır. skor: 80-75. kalan süre: 16.2 saniye.
mola alma sırası bu kez rockets'tadır. topu yandan oyuna sokan undrafted çaylak andre barrett'tır. sas'ın baskısından dolayı 5 saniye dolmak üzereyken barrett topu yarısahanın köşesinde, tony parker ve bruce bowen'ın arasındaki t-mac'e aşırır. t-mac yükselip topu alır. bruce bowen'ın baskısı altında topu çapraza, üçlük çizgisine sürer. bowen'ın çalınmayan faulüne karşın hiç zaman kaybetmeden şutunu kaldırır ve puf! taraftarlar ayakta. kalan süre: 11.2 saniye. skor: 80-78
tim duncan topu kendi pota altından oyuna sokmak ister ama tam saha baskı yüzünden 20 saniye molası almak zorunda kalır. brent barry topu kenardan oyuna sokar. devin brown'u üçlük çizgisinin hemen içinde topla buluşturur. brown dip çizgiye inmeye çalışırken kayıp düşer. elinden kaçan topu t-mac alır. kalan süre: 8.3 saniye.
t-mac tüm sahayı tony parker'ı sırtında taşıyarak geçer. üçlük çizgisine vardığı anda brent barry'nin üstünden üçlüğü gönderir: kalan süre: 1.7 saniye. skor: 81-80.
bu noktada tüm salon sevinç çığlıklarıyla yıkılmaktadır. salonu erken terk eden sazanlar arabalarında maçı dinlerken "allah benim belâmı versin, ne bok yedim de çıktım" diye dizlerini dövmektedirler. sleepy eyes da coşmuş, havayı yumruklamakta ve haykırmaktadır.
sas topu pota altından oyuna sokar. tony parker tüm hızıyla geçerken karşısına dikilen yine t-mac'ten başkası değildir. parker topu süre bitmeden sallar ama potaya değmez bile. ve böylece nba'in gelmiş geçmiş en büyük comeback'lerinden biri ve belki de en büyük tek kişilik gösteri mutlu sonla biter.
maç bitiminde rockets'lılar sevinirken devin brown'un gözlerine dikkâtli bakın.
işte böyle bir efsanedir t-mac. şimdilerin çakma krallarına benzemez.
son zamanlarda sıkça takip ediyorum zira kendisi nba'e son yıllarda gelmiş en iyi skorerlerden birisi. yani takım sıkıştığında topu eline atıp da isolation oynatacağınız, onun elinden gelecek sayılarla galibiyete ulaşacağınız, kısacası "zor anların kurtarıcısı" statüsünde bir adamdı. kobe bryant gibi diyebiliriz aslında. bir çok açıdan bana çok benzer gelmekteler zaten.
bu aralar detroitte ve rip olmadığı için kendisi oynuyor. tabi ben gordon gibi harika bir adam da takımda olduğundan aldığı süreleri pg olarak yerine getiriyor. combo guard olarak tanımlanabilir(di) kendisi ama ben gordon varken 1 numara oynaması mantıksız geliyor bana. 2'ye çekilebilir.
tabi burada başka bir nokta daha var. izleyenler de biliyor. t-mac artık eskisi gibi değil. ciddi anlamda değil ve %99 ihtimalle olmayacak. sezon ortalamasının bırakın 25'i, 15 sayıyı geçeceğinden bile şüpheliyim. diz sakatlıkları resmen bitirmiş kendisini. havaya sıçrarken bile yüzünden korku hep okunuyor. zaten atletikliğini de kaybetmiş, sahada gördüğünüzde şaşırıyorsunuz. toplanmış biraz, kilo almış. 8 yıl önceki o ince ama aşırı atletik t-mac yok. yerine sırt ve diz sakatlıklarından kalmış bir enkaz var.
şutu da iyi değil. çok yüzdesiz atıyor çoğu maçta. bazen kurtarıcılığa soyunup da takımını rahatlattığı maçlar olsa da detroit gibi amaçsız bir takımda bile çok büyük işler yapamıyor. ciddi anlamda %30'un altında şut attığı maçlar var kendisinin ve izlemesi acı veriyor. kendi şutunu yaratamayacak kadar yavaşlamış. sürekli el üstünden deniyor. içeriyi sıkışmadıkça zorlamıyor bile.
"bir efsanenin yitişi nasıl olur?" sorusu için güzel bir cevap arayan kendisinin 2003'teki maçlarının özet görüntülerine baktıktan sonra şu anki maçlarından herhangi birisini izleyebilirler. bir zamanlar "kobe mi? t-mac mi?" sorusunu sordurtan adamdı. şimdi isminden esame okunmuyor. sakatlık sen nelere kadirsin amk..
iki sene üst üste sayı kralı olduktan sonra yaşadığı talihsiz sakatlıklar yüzünden şu sıralar geçmişte isim yapmış vasat bir yedek oyuncu olmaktan öteye gidemeyen ve bu halleri ile beni derinden üzen basketbolcu.
ulan nba live 2005'te sırf senin için houston rockets'ı seçerdim. sen bu hallere düşecek adam mıydın? atalanta gibi bir takımda bile 2-3 dakika süre alıp, yıllık 1,5 milyon dolara basketbol oynayacak adam mıydın be sen?
steve francis´in houston´a dönmesiyle; takıma luis scola, mike james gibi görev adamlarının eklenmesiyle bu senede playoffta ilk turu geçemezse istanbul´a gelip kendini bogaz koprusunden atması gereken oyuncu.
new york kariyerine güzel başladı. en azından ilk çeyrekte "ben daha ölmedim" narasını attı basket faulü ile.
aklıma hala san antonio maçı gelir ki mucizeler yaratan bir insan olduğunu da unutmayalım.
kariyeri boyunca 5 kez playoff oynadı ancak ilk turdan ötesini göremedi.
bu sene mehmet okur'un takımı utah jazz'la eşleştiler ve
hakemlerinde katkısıyla seride 2-0 öndeler.
nba yönetimi dahil büyük çoğunluğun üst turlarda
nasıl bir performans göstereceğini merak ettiği
tüm zamanların en yetenekli oyuncularından biri.
(bkz: gelmis gecmis en iyi basketbolcular)
bu sene cok seyler bekledigim favori oyuncumdur.ne zaman ne yapacagını kimse kestiremez. bi bakarsın 35 saniyede 13 sayı atmıs bi bakarsın 3 ceyrekte 52 sayı sallamıs.nba in en büyük hücum silahıdır kanımca.