daha uzun bir süre 61. dakika nümayişlerine devam edecek gibi görünüyorlar, ancak bugünkünden daha kritik bir pazisyona denk gelmesi halinde takımlarına puan bile kaybettirebilirler.
maç boyunca tiyatro veya sinema seyircisi gibi oturan ve 61 nci dakikaya gelinince çoşan taraftardır. bu nasıl bir takım desteklemedir akıl almaz. bu günkü maçta az sayıdaki şanlı galatasaray taraftarı tüm stadı etkisi altına almıştır. dünyanın en büyük ikinci şehir * takımının taraftaraftarısınız iki dakika içinde destek vermekle taraftar olunmaz.
61. dakikada yaptıkları bana nedense çok sıradan gelen; ama lig tv tarafından bu dakika her zaman sanki dünya yerinden, stat yerinden,trabzon yerinden oynuyormuş gibi gösterilen taraftardır. ayrıca koltuk atma konusunda, sahaya girme konusunda, Türkiye'de sayılı taraftarlardandır.
sırf plaka kodu 61 diye güzel giden hatta kendi takımlarının lehine giden bir maçı bok eden taraftar topluluğudur. bu akşamki trabzonspor-galatasaray maçını anlatan spiker bile taşşak geçmiştir. top toplayıcı çocuklar şuan balon topluyorlar şeklinde. arkadaşım piskopatmısın? yoksa gerçekten tribününde bulunduğun takımının iyiliğini istemeyen bir toplulukmusun? karadeniz'lileri kendimden ötürü iyi bilirim, en ufak bir kıvılcımla tüm dünyayı yakacak kapasiteye gelirler. ancak burada tribün amigolarına iş düşer. ancak baktınız mı onlar normal taraftardan daha piskopat. son olarak yönetime itelemek istiyorum. ey insanlar karadeniz'de bir laf vardır ya hani "hoca osursa cemaat sıçar" şeklinde. bari siz bu şovlara engel olun, sahanızı boş yere kapattırmayın yahut para cezası almayın. zira şampiyon yine 3 büyükten biri olacaktır unutmayınız.
kötüleyebilirsiniz, ama sezon sonunda alemin ayarını veririm uyandırıyım. *
maç sonu ersun yanal'a "yeter bırak artık trabzonspor'u" demiş yunus yıldırım'a ise "inşallah uçağın düşer" bedduasını yapabilmiş taraftardır.
ulan konfeti atarsın takımı frenlersin, balon salarsın takımı frenlersin, daha 6. dakikada song kırmızıyı yememiş yırtmış hakeme sallarsın. hakem kötü değil rezalet derecede bir maç yönetmiştir. iki takım adına kötü maç yönetmiştir. sen kendine baksana? sen ne yaptın trabzonspor kazansın diye dün? taraftarlar karşılaştırmasında adın geçsin "hohoho trabzonspor taraftarının muhteşem şovu" desinler diye şovunu yaptın golü yedirdin daha ne?
hayır kardeşim, senin umut'un senin promise'n baltaysa ne yapsın ersun yanal? daha iyisini yönetim aldı da oynatmadı mı ersun hoca? lan takım hala 3. sırada ve potada sayılır. beşiktaş nereden nereye geldi 8 puandı lan fark! düşün üstelik fikstür avantajın var bu saatten sonra.
"uçağın düşer inşallah" diyorsun ulan uçak otomobil mi içinde sadece yunus yıldırım olsun? hepsinin değil ama bazılarının gündüz 12'den sonra kafaları hakikaten basmıyor hacı.
(bkz: çirkef)tir. aması maması yoktur. galatasaray ile sanki 15 yıldır şampiyonluk yarışındaymış gibi, gerçekten ezeli rekabet varmış gibi bilenmişler, 90 dakika boyunca küfürden başka tezahürat yapmadılar. sustukları sırada da 250 kişilik galatasaray taraftarının tezahüratlarını dinledik zaten.
en kısa zamanda scary movie kadrosuna dahil edilmesi gereken esprili, yüce insan topluluğu. nitekim galatasaray seyircisi koltukları ateşe verip sahaya fırlatsa, trabzonspor'u bu derece durduramazdı. takımının gol bulması lazım, baskıyı kurmuş ve sen sahaya konfeti yağdırıyorsun, maç da en az 2 dakika duruyor. dünyanın başka hangi maçında olmuştur böyle bir şey? eurosport'a nacizane tavsiyem, watts programına trabzonspor taraftarını da dahil etmesidir.
takımından hersene şampiyonluk bekleyen, takımına sonsuz derecede bağlı, trabzonsporla yatıp trabzonsporla kalkan insanlardır ve çoğu futbol adamına da göre de futboldan en iyi anlayan insanlardır. çok çabuk sinirlenmesi galeyana gelmesi zaman zaman takımına zarar verse de türkiye'de takımına bu kadar bağlı insanlar yoktur.
"aslında zordur trabzonspor taraftarı olmak... zamanında fırtınalar estirmiştir takımın. sana o zamanları anlatmıştır baban, gözleri ufka dalarak ve abin her deplasman macerasını kazımıştır kafana dakika dakika. artık bayrak sendedir. durmazsın sen de. bursa, izmir, ankara... istanbul'da ayrılan küçücük tribünlerde "sığmıyoruz" sesleri, manası kendinden büyük sesler. çileler çekersin, paran biter, lanet edersin dünyaya. ama girdin mi tribüne, gördün mü o bordo-maviyi unutursun herşeyi, bağırırsın deliler gibi, sanki az önce o dünyaya söven sen değilsin. 90 dakika mı 90 saniye mi anlamazsın bile neyin ne olduğunu. evet artık senin de vardır bir anın geleceğe aktaracak... ve alırsın fikstürü eline, acaba bir dahaki buluşma ne zaman. yüzünde tatlı bir gülümseme oluşur, aklında ise o büyük gün: Şampiyonluk!"
türkiyenin en cesaretli taraftarlarıdır keza bunu gerek istanbulun belli merkezlerinde gerekse bursa ve ankara gibi önemli şehirlerde yaptıkları sokak şovları ve yürüyüşleriyle birçok kez kanıtlamışlardır. Yani 'bize her yer trabzon' lafı işkembeden sallama değildir. Ayrıca bu taraftar, takımının zamanında ligde yaptığı ihtilallerden mütevellit futbolu da en iyi bilen taraftardır, bunu da maçlarda pozisyonlara doğru tepkileri vermeleriyle göstermişlerdir. Yalnız inkar edilemeyecek bir tarafları vardır ki o da üretken olmamaları ve kendi sahalarındaki maçlarda gerektiği kadar aktif tribün görüntüsü vermemeleridir. Açıkça görülmelidir ki sabit bir yönlendiriciye ihtiyaçları vardır nitekim içlerinde körü körüne kötü işler yapabilecek tiplerde çok fazladır.
oy trabzon trabzon yaşa şanınla yaşa
şampiyon yazacaksın yeniden dağa taşa
oy trabzon trabzon yık yeşil sahaları
çık yukarı ezilsin istanbul ağaları
bu Taraftar yönetimden kombine almak için diyet istiyor.*
Düşünüyorum, işin içinden çıkamıyorum. Taraftarın takımına sahip çıkmayı bir şarta bağlamasını kabullenemiyorum.
Çok iyi biliyorum ki sevginin bir koşula bağlanması çürümenin bir belirtisidir.
Kombine satışının bir futbolcunun alınmasına bağlanması bir yozlaşmanın işaretidir.
Zaten koşullu sevgi gerçek sevgi değildir.
Şenol Güneeeeş
istemezuuuuuuuuk
Samet Aybabaaaaaaa
istemezuuuuuuuuk
Hüseyin Cimşiiiiiiiiiir
istemezuuuuuuuuuuuk
Fatih Tekke yi isteruuuuuuuuuuk
Yabancı isteruuuuuuuuuuuk
eee. bu mudur?
belkide en çok üzülüp kahrolan taraftar kitlesidir. bi çoğumuz üç büyüklerin haricinde bir şampiyon çıkması için yıllardan beri hasretle beklemektedir. lakin trabzon ne zaman şampiyonluk potasına girse potanın dışında kalıyor.
kale arkası tribünleri tehlikelidir.
tezahürat etmezler.
sadece küfrederler.
sahaya girip olay cıkaran güruh kale arkasından cıkar hep.
fenerbahceli olmama ragmen en çok keyif aldıgım maçlar trabzonspor maçlarıdır ve hiç kaçırmam.
kahvehane de kanka bile olduk kendileriyle.
daha maçın 5. dakikasında topu sektirdi diye.
"amk hocası çıkar deyruz şu engini sana" diyen başka hangi taraftar vardır ki.
yada daha ortasahayı gecmeden gol heyecanına kapılıp ayaga kalkan, arkadakilerin maç izlemesini engelleyen.
ha bir de tezahurata hep orta yerinden başlarlar;-
-mavi-şampiyon-trabzon-bordo-
süper kupa finalinden sonra bursa ve ertuğrul diye tezahürat yaparak büyüklüğünü göstermiştir. bu iş maçtan sonra timsah yürüyüşü yapmaya, liverpool'la eşleştik diye sevinip böceklik yapmaya benzemez. basıverirler adamın kitin tabakasına.
takımını desteklemekten asla vazgeçmeyen; değil 26 yıl, 100 yıl da şampiyon olamasa vazgeçmeyecek olan taraftar topluluğudur.
çevremdeki herkes trabzonspor taraftarı olmam konusunda "senelerdir şampiyon olamıyor neden hala tutuyorsun" vb. ifadeler kullanır.bu kişiler sakaryalıdır, bursalıdır, konyalıdır, ankaralıdır, izmirlidir ve hepsi istanbul takımlarını tutarlar. tutarlar çünkü istanbul takımları birkaç yılda bir şampiyon olurlar. onların taraftarı oldukları takımlar 26 yıl şampiyon olamazsa biliriz ki başka bir takım tutacaklardır. işte trabzonspor taraftarının farkı budur. bizler; başarıların, şampiyonlukların, kupaların taraftarları değiliz. bizler gözümüzü açtığımızda trabzonsporlu olur, ölünceye kadar da öyle kalırız. bizler belirli bir yaşa geldiğimizde kim daha başarılıysa o takımı tutan insanlardan değiliz. trabzonspor bizim çocuğumuzdur, annemizdir, babamızdır, kardeşimizdir.bizler ne olursa olsun bu takıma aşığızdır.
eğer trabzonlu değilse her yeni muhabbette garipsenendir.
-hacı sen adanalı değil misin, nerden çıktı trabzonspor?
bu soruyu soranlara üşenmeden her defasında;
-ulan sizin taraftarlık anlayışınıza sıçayım. bu mudur kıstas? hani güzel futbol? hani ruh? hani mevcut bozuk düzeni değiştirme çabası? hani dik duruş? taktığınız, taktırılan ve yakıştığı söylenen at gözlüğünüzü s.keyim.
