eskiden çok sevdiğim trabzonluları artık sevmiyorum. olumsuz çok örnekle karşılaştım. istisnalar tabii ki var. çok sevdiklerim var içlerinde ancak ekseriyetle şu tarz insanlar;
1. aşırı saldırganlar. fazlasıyla fevri davranıyorlar ve düşünmeleri için verilen beyinlerini kullanmadan konuşuyorlar. huzursuz ve kavgacılar. patavatsızlıkta sınır tanımıyorlar ve olur olmadık yerde hakaret ve küfür ediyorlar.
2. her zaman, her şartta ve her konumda kendilerini haklı görüp insanlar üzerinde hadsizce otorite kurmaya kalkıyorlar. özeleştiri ve empati yetenekleri sıfır.
3. önyargılılar ve insanları kafalarında çok kolay bir şekilde kalıba sokup yargılıyorlar. paranoyakça bir tutum içindeler.
aynısı rizeliler için de geçerli.
not: sapına kadar trabzonsporluyum fakat mümkünse trabzonlular benden uzak olsunlar.
ek: tespitlerimde yalnız ve yanlış değilmişim, çok teşekkürler.
"oradan adam çıkmaz" diyerek bilimsellikte zirveye tırmanan kişi cümlesi olduğundan çok da dikkate almamak lazım böyle bir entry'i. en sevdiğim en delikanlı en samimi dostlarımın olduğu bir şehre sırf taraftarı fanatik diye böyle hakaret edemem. Trabzonspor'u düşünerek şehri genellemekten vazgeçin.
milliyetçi olmaları: bu milliyetçilik trabzon milliyetçiliği, hiç bir şeye saygıları yok.
bilmeden çok konuşurlar, saçma sapan cinsiyetçilikleri var.
Saygısızlar bir de. Kötüler işte Türkiye insanının hali.
bir trabzonlu olarak niyeyse ben de hiç haz etmem trabzonlulardan. aslında sadece trabzon demeyelim doğu karadeniz hatta komple tüm doğu,güneydoğu,karadeniz ve iç anadolu bölgesini sayabilirim.
nedenine gelince ise kesinlikle diyebilirim ki bir trabzonluyla fikir ayrılığına düşmüş iseniz mutlaka o haklıdır. bilakis haksızken haklıdır. haksız olduğunu kanıtlamanız pek bir şey değiştirmez o yüzden yorulmayın.
yalnız sözlüğe bakınca hakikaten trabzonluları trabzonlular bile sevmiyormuş baya garip.
edit: şehir milliyetçiliği mi denir ne denirse en hazzetmediğim şey. adanalısı içinde böyle trabzonlusu da rize diyarbakırı içinde aynı şeyi düşünüyorum.