farklılığa tahammül edememektir. şehrindeki üniversite öğrencilerini namussuz olarak görüp, meydanın göbeğinde rusla pazarlık yapmaktır kimi zaman.*
yolda yürütmemektir farklı olanı. omuz manyağı yapmaktır. kavgadan kaçmamaktır, aksine sürekli kavga etmek ve bu yaşam tarzıyla övünmektir.
milliyetçilikten nasibini fazlasıyla almaktır. mikrosu olsun makrosu olsun tüm milliyetçi tavırları benimsemektir. sakaldan küpeden nefret etmektir.
sıkıştığı ve tezini savunamadığı yerde "ne disin laaa" demektir bazen.
kiraladığı evinde kalanların karşı cinsi eve sokmalarına mani olmak, her ay en kallavisinden kirayı almaktır kimi zaman da...
linç kültürüne sahip olmaktır. ikibin kişi nedenini bile bilmeden 2 kişiyi parçalamaktır bazen de. şiddet kültürünü içselleştirmektir genelde.
meydanda oturup çarpık kentleşmek; köyündekileri küçümserken onlar kadar insancıl olamamaktır. *
koskoca bir şehrin haykırışını taşımaktır trabzonlu olmak. başkalarının anlayamadığı esprileri anlayıp karşındakininde trabzonlu olduğunu anlamak ve buna sevinebilmektir trabzonlu olmak. trabzonsporu şehrine olan özlemini dindirmek için bir sıla rüzgarı olarak görmek ve ona namusu gibi sahiplenmektir trabzonlu olmak. stadındaki tellere elektrik verilsin diyenlere gülüp geçmek, ama asla unutmamaktır trabzonlu olmak. tüm önyargılara aldırış etmemektir trabzonlu olmak. sözün özü zor ama güzel şeydir trabzonlu olmak.
Cümlelerin sonuna hakketen -da ' koymaktır.
Balığın ekmeğini ve baklavasını yapabilmektir.
Okuyan öğrenciyle konuşmasının hepsinde sen artık trabzonli sayilursun da' demektir.
alakasız her yerde bordo mavi, bize her yer trabzon atkısı açıp poz verebilmek ve bunun şahane bir şey olduğunu sanabilmektir, hemşericilikte sınır tanımamaktır.
sabır denen şeyden nasibini almamaktır, yada durup dururken belli belirsiz bir anda sabra gömülmektir. ve belki de, kimbilir? en ateşli militan olmaktır tüm sabırsızlığının timsali olarak. kendi başına varolamayan bir anlamsızlıktır, tüm anlam arayışlarından sıyrılarak tüm kodlamaların dışına çıkarak başına buyruk davranmaktır. direnmektir ayrıca, doğaya iktidara ve tüm tahakküm araçlarına karşı. alıp başını gidebilmektir kimselere haber vermeden tüm tanıdık bildik özneleri arkada bırakarak. terk edebilmektir en muhtaç olunan eylemi belli bir gereklilik olmadan, belli bir mazeret dile getirmeden ve sırf yapmış olmak için. en nihayetinde normal olmamaktır normalliğe direnmektir trabzonlu olmak...