--spoiler--
sevgililer gününü en içten dileklerimle kutlar, yeni sevgililer gününde allah'tan sağlık, başarı ve mutluluklar niyaz ederim. redwinemania.
--spoiler--
tanım: i. melih gökçek başlığına girdiğim ironik entrym hasbebiyle kısa bir süre de olsa beni melih'çi sanmış yazar. teesüflerimi iletiyorum kendisine. -ahaha-
pazar günü pek sevgili motoru ile kemer yolunda 200 ile giderken asfalt üzerinde yatay düzlemde 50 (edit: 196 mt imiş) metre sürüklenmiş, omzunu çıkarmış, parmağını kırmış, götünü rendelemiş yazar.
çok geçmiş olsun anam.
neymiş viraja 200 ile girilmezmiş de mi anam?
yumuşak virajmış... tatlı virajmış...
siktir ordan ibne, ulan bir de bu herifle ayın 5'inde bursaya motorla gidecektik.
allahım gudretine gurban olduğum allahım. sen kimin omzunu çıkaracağını biliyorsun.
hafif sıyrıklarla bir motor kazası atlatan yazar. tek teker arif'in en büyük rakibi. göz varmış sende üstadım, kimin gözü olduğunu ikimizde biliyoruz. geçmiş olsun, bununla kurtulmuşsun..
sulbart : abi ben arabanın x km hızla girdiği viraja x+80 km ile girebilirim.
evil : hadi yaa
sulbart : evet...misal arabanın 120 ile girdiği viraja ben 200 le girerim.
evil : maşallah...
şimdi bunlar deep'le bir karar alıp "nasıl sözlükte bizi sevenlerin canını sıkabiliriz ?" diyerekten çeşitli atraksiyonlar peşindeler.
biri evde otururken haybeye damarını keser 30 dikiş yer, birisine de rahat batar, asfaltta en uzağa sürüklenme denemesi yapası gelir. hayır kardeşim, motor bu motor...sürücülerin gördüklerinde ezmek için bahane aradıkları ulaşım aracı. yapma, etme...
bir daha 100'ün üzerine çıkmak yok sana, hatta sat sen o motoru. artist, eğlenecem diye rendeli göt sahibi oldun, ya ciddi bir şey olsaydı sana ? tek başınasın değil mi bu dünyada sen ? yok sevenin falan...
"motora bir şey oldu mu?" diyerek derhal nostaljik, igrenç bir espriyle başlangıcımı yapıyorum. hayatın bir film şeridi gibi gözler önünden geçişine hiç girmiyorum bak. evladım o 200 az olmuş. cidden bak. bir defa "çıkık" olayı karizmatik değil. bak adam "tendon" diye bir şey öğretti bize. tendon. hayatıma anlam geldi vallahi. çıkık ne babam, bari 380'le girseydin viraja, az olmuş, cidden! ya da en azından "sulbart'ın kolu on iki yerinden kırıldı." şeklinde lanse edilseydi senin şu çıkık olayı. hoş, o da deep'in işi ya, neyse. kırılan parmak alçıya alınmıştır şimdi. üstüne imzamı çakmayı bir borç bilirim. bu yaştan sonra havalara girmeyelim, sağdan sağdan yavaş yavaş gidelim. aman diyem! geçmiş olsun çok çok!
çok geçmiş olsun yazarı, çıkan omuz ve kırılan parmak için fazla bir şey yapamam belki ama, Arh+ kan gurubum ve nakil için seve seve verebileceğim 0 km. dötümle her an yardıma hazırım *
olayda ki yanlış blgilendirmelere gireyim. 200 km ile viraj çıkışı bir gece aynı virajda devrilen beton kamyonundan dökülen beton birikintilerine girip, ön tekerin silkelemesi sonucu motorla beraber (trafik tutanaklarında mevcut) 196 mt motorla sürüklendim.
gelelim hasara, sol elimde çatlak var. elim alçı da.. sağ omzumda kırık ve çıkık var.
pazartesi günü sol omuzuma 2 adet platin takılacağından dolayı ameliyat olacağım. Bahsi geçtiğin üzere götümde herhangi bir hasar yoktur. sapasağlam maşallah... hayır, isteyene kanıtlayabilirim diyecem racona ters..
not: sadece sol el orta parmakla entry girmek bayağı zormuş.
büyük geçmiş olsun dediğimiz yazardır. da 200 le virajda, töbee töbeeee. neyse, artık 2 tekerlekli olarak bisiklete binersin hocam sen de. ooh sağdan sağdan mis gibi.
mühim bir sakatlığı olmadığını görünce mutlu olduğum, her defasında "noldu lan adama" diyerek cevap yazmamayı tercih ettiğim yazar. kendisi açıklamış sabah. iyi etmiş.
mühim dedim ya, ya rendelenmiş olsaydı?
geçmiş ola.
(ayrıca ne bu rahatlık? maşallah. yaşam koçu olmalı bu adam)
herkesi götünün derdine düşüren yazar. kendisinin söz konusu olan yerinin gayet iyi olduğu bizzat kurulan canlı telefon bağlantısı ile birinci ağızdan öğrenilmiştir. pazartesi günü bir ameliyata girecektir. bir kaç gün hastanede kendisi istemesede hemşirelerin yoğun ilgisi altında tutulacak, sonrasında taburcu olacaktır.
bundan sonraki hayatında bırakın ikiyi, üç tekerlekli pırpır bile kullanamayacaktır. anca araba, o da düşük motorlu. *
emekli olduktan sonra pırpırıyla patates-soğan satma arzusu, bu olaydan sonra yok olmuştur..