istanbul'un sur dışı yerleşim alanlarının ilklerinden, zamanın banliyösü bu semt 70'li yıllarda bir toplukonut cenneti. belediye blokları ve nüve evler isimli tek katlı yer evleri (gecekondu değil) ile sosyal meskenler adı altında devlet eliyle oluşturulmuş bir semt. kapalı spor salonu, birisi açık iki sineması ve dev bir su deposu vardı zamanında şuan sadece kapalı spor salonu aktif.
çocukluğumun geçtiği semttir. ayrıca eskisi kadar korkutucu değildir. bir zamanlar ne büyük mevzulara ev sahipliği yapmışlığı vardır ama şu aralar tam bir emekli semtidir.
daha önce planı yapılırken donatı alanlarına ayrılan yerlerin parsel parsel plandan haberdar memurlarca satın alınan an itibarı ile hızla kentsel dönüşüme doğru yol alan, bileti "aa orda üniversite kampüsü mü varmış" diyenlerce kesilen semt. en önemli paydaş müteahhitlerin unutulmadığı planda en az 6-12 kat arası aparmanlar olacakmış diyorlar. *
tozki kısa adıdır facebooka feys demek gibi iğrenç bir takma adı vardır.töbe bismillah bi yer, gençlerinden bahsetmek bile istemiyorum . . . evimin yakınlarında bulunduğundan dolayı utandığım semt demek en mümkün tanım.
tozkoparanlıyız asi kanlıyız askere gidiyor delikanlımız.
askerin kralı toska dan çıkar gibi asker gönderme eğlenceleri olan. her köşe başında kimseyi rahatsız etmeyen sağlam delikanlı insanların bulunduğu semt.
selahaddin eyyubi' nin zorlu hükümdarlık sürecini, eşinden yeni ayrılmış ve anlam arayışında olan bir norveçli gazetecinin yaşadıklarıyla paralel anlatan bir thorvald steen romanı. ülkemizde bir selahaddin eyyubi romanı şeklinde lanse edilmiştir.
edit: anlaşılır gibi değil kardeşim. yukarıda beğenmediğin ne var? sinirini bozan, tepkini çeken ne oldu bu entryde? hangi bilgi hoşuna gitmedi? utanmadın mı hiç bilgi entrysini eksi oylamaya? özel mesajını bekliyorum çünkü bu entrynin neden eksi oy aldığını merak ediyorum. tepki falan da göstermeyeceğim.
Osmanlı'nın ilk zamanlarında iskender isimli güçlü kuvvetli bir adam oku öyle germiş ki, yay kopmuş, o zamanlar oka toz dendiğinden bu kişiye de tozkoparan denmiş. Hatta rivayet olunurki, bu savaşçı attığı oklarla donanmalara zor anlar yaşatırmış.
O zaman askerlerin soyadları olmadığından askerlere gelen mektuplar karışmaktaymış. Bu kişinin mektuplarının diğer iskenderler ile karışmaması için kendisine tozkoparan iskender denmeye başlanmış.
ilköğretimde soyadını zorunlu kılanlar mevzusunda ilk sebeplerden biri olan ''askerlere gelen mektupların karışması'' sorununa ilk örneklerden biridir. Buradan bilinir.