hüngür hüngür ağlatan filmdir. nasıl bir animasyon insanı ağlatır ki hem de hüngür hüngür demeyin. eğer ilk filmler çıktığında siz de benim gibi bir çocuktuysanız izlerken anlayacaksınız. o filmi izledikten sonra oyuncaklarımı gizli gizli izleyip, konuşup eğlenirken yakalama çalışmalarım olmuştu hep. * sonrasında da büyüdük, oyuncaklarımızı attık bir kenara. ama hiçbir zaman onları başkasına vermedim. hala çocuklarıma saklarım. eski püskü oyuncakları çocuklarım sever mi, ister mi bilemem ama bu filmi izledikten sonra iyi bir şey yapmış olduğumu anladım. * ama filmdeki o içtenlik anlatılamaz. andy ve woody'nin ayrılış sahnesi özellikle en ağır sahnelerden bile daha çok koydu. çünkü orada oyuncağını değil de çocukluğunu, masumluğunu bırakıp hiç bilmediği bir dünyaya adım atan bir genç vardı. hepimiz geçtik o dönemlerden. çok güzel olmuş kısacası. *
olağan üstü bir film olmuş. belki direkt bir giriş oldu ama işin aslı hakkaten böyle. birkere filmde inanılmaz bir duygu yelpazesi var. nefret, dostluk, sevgi, vefa... gibi birçok insani olguyu film içerisindeki küçük oyuncaklarla beraber tadabiliyorsunuz. Özellikle filmin son sahnelerinde ne kadar kendimi sıksamda o 2 damlanın yanaklarımdan süzülmesine engel olamadım. en son ne zaman olmuştu böyle birşey derseniz; babam ve oğlumun ' açaydım gollarımı, gitme diyeydim' sahnesindeydi sanırım. ortada belki canlı oyuncular yok fakat duyguları o kadar iyi aktarmış ki animasyon sanatçıları ve yönetmen, keşke tüm filmler bu adamların elinden çıksa gibi bir istekle çıkıyorsunuz salondan. son olarak duygunun bu kadar güzel aktarılmasında seslendirme kaleminin önemine vurgu yapmak istiyorum. gerçekten mükemmeldi seslendirme de. bahsettiğim türkçe dublaj değil yanlış anlaşılmasın, bizzat orjinal dublaj. zaten önerim, filmi orjinal dilinde altyazılı izlemelisiniz. türkçe dublajda beren saat ve neydi o mavi gözlü sarışın elemanın adı, - hakkaten neydi yaa, dur bi googlelayıp geliyorum. , heh kıvaç tatlıtuğ un sesini duymak için gidenler ancak ufak repliklerde duyabilecekler. anlamadığım bir nokta da filmin figüranlarını seslendiren bu ikilinin adı meşhur sinema sitelerinde seslendirenlerin başına yazılmış, hatta sadece bu ikili yazılmış. ayıptır arkadaş. neyse efendim siz zaten orjinal dilinde izleyin filmi. hem çoluk çocukta olmuyor fazla. güzel bir akşam geçirmek ve gerçekten film izlemek istiyorsanız yan salondaki tutulma yerine kesinlikle bu filme girmelisiniz.
müthiş müthiş müthiş! beklemesi bile heyecan verici. benjamin diyor bas parayı erken girsin vizyona cool. dur be cool!
1995 yılıydı, 13 yaşındaydım. aslan kral'dan çok etkilenmiş ve üstüne animasyon çıkamaz lan demiştim. he gerçi çıkmadı da, lakin toy story'nin bıraktığı tat bambaşkaydı bende. bi kere çok gerçekçiydi, oyuncakların duyguları olduğunu gösteriyordu veletlere, kırmayın diyordu, ben çok kırıyordum oyuncak, ne de olsa milyonlarca oyuncağım vardı, ama o filmden sonra tek bir oyuncağıma bile bi daha dokunmamıştım. filmden o kadar etkilenmiştim ki kapı aralığından izliyordum la acaba hareket edecekler mi? diye.
şimdi 3.sü geldi çattı, kaç sene oldu yahu! bravo pixar. hiçbir şey bu kadar sevindiremezdi belki beni, trailer'ı izlerken müthiş duygulandım. andy büyümüş, koca adam olmuş, yıllar ne çabuk geçiyor yahu.
edit: ha ayrıca ekşi'de penguen adlı yazar filmin alice in wonderland gibi çocuk filmi muamelesi göreceğini belirtmiş. e gişe için mecburen olacak bu, lakin m.ali erbil ve haluk bilginer yine dublaj yapacaklarsa türkçe izlenir bu film arkadaş. pek takılmayın yani.
Alt veya üst yaş sınırı olmayan nadir animasyon filmlerinden.
Seriyi bugüne kadar izlememiştim, son 4 saattir serinin 3 filmini de arka arkaya izledim. Neden bu kadar bekledim diye kızıyorum şu anda.
Muazzam, muazzam, muazzam.