türkçesi ''dünyanın bütün sabahları'' pascal quignard (paskal kinar) 'ın aynı isimli kısa romanından sinemaya adapte edilmiş, şöhreti kitabını çok aşan başrollerde gerard depardieu, oğlu jerome depardieu ve jean-michel marielle'in oynadığı 1991 tarihli fransız filmi. viola de gamba sanatçısı auguste saint-colombe ile ünlü fransız besteci marin marais (maren mare) 'nin usta-çırak ilişkisi (çatışması mı demeli) ekseninde sanat, soylular için mi, tanrı için mi yoksa sadece sanatçının kendi ruhunu tatmin için mi yapılır sorusunun cevabını arayan kurgusal bir eser.
saint-colombe, zaman zaman gördüğü halüsinasyonlar -ki ilerleyen vakitlerde artacaktır- ile karısına ölmüş olmasına rağmen meftun, asosyal, kaba saba, iki yetim kızına inzivaya çekildiği orman kulübesinde babalık eden, bir müzikal dehadır. vasıfları, saray tarafından da bilinmekte ve defaaten sarayca davet edilmesine rağmen bunu sert bir şekilde reddeden sanatsal şahsiyetine ve ferdi hürriyetine son derece hasis bir adamdır. iki kız ve bestecinin hayatı genç marin marais'in gelişiyle değişecektir.
dehanını bir yılkı atı gibi serazad dolaşması mı yoksa paranın ve şöhretin cazibesine kapılmasıyla egemenlerin sofra mezesi haline mi gelmesine katlanılması sorusu, yüzyıllardan beridir, derin düşünce sahibi aydınlar arasında tartışılmıştır. film, depardieu (marin marais) 'in filmin başında yeralan ve devasa boyuttaki burnu, pudralanmış yüzüne, günahların ve sefahatin pençesinde kıvranan ama en çok da ustasına, sevdiği kızına yaptığı ihanetten ötürü elem içindeki ifadesiyle, tavrını koyuyor ve çırağın günah çıkarma kabilinden tekrar ustasından son bir ders, belki de ilk dersi almak üzere, onun kulübesine dönmesiyle son buluyor.
müzikle pek ilginiz olmasa bile izlemenizi önerebileceğim güzel film. bu filmi ve amadeus'u izleyin kesinlikle. bir şey kaybetmez, çok şey kazanabilirsiniz. piyano ve mozart ilgim olduğundan amadeus'u daha çok beğenmiştim ben. ikisi de güzel.
genel olarak karısını kaybetmiş bir adamın hayatından başlayan ve devam eden olayları anlatan fransız yapımı film. güzel yerlere değiniyor. hiç olmadı konser izliyormuş gibi yapın.
"sizi acılarınızdan dolayı kabul ediyorum, sanatınızdan dolayı değil!" diyen bir üstat ve çırağı...
lirik bir dil... "acıların mezarlığı"nı mesken tutmuş melodiler...
ağlayarak müzik yapan ruhlara ihtiyacı var bu dünyanın. ağlayarak!
filmden:
- tüm notalar ölerek bitmeli!
...
-dünyanın bütün sabahları geri dönüşsüzdür.
...
-müziğin içinde neyi arıyorsunuz bayım?
+üzüntüyü ve gözyaşlarını.
...
-sözler müziği konuşmak için yeterli değil. çünkü o insani bir şey değil!
...
tous les matins du monde sont sans retour, dünyanın bütün sabahları dönüşsüzdür.
Güzel müzikleri Jordi Savall tarafından bestelenmiştir. Pek yaşasın Jordi Savall..
basrollerde jean pierre marielle ve gerard deparideu'yu gorebilecegimiz alain corneau basyapıtı. muzik etrafinda donen, sinemanin en basarili usta-cirak iliskilerinden biri. jean pierre marielle'in performansi, muzikler, muzik hakkindaki fikirler muhtesem. kesinlikle izledigim en iyi filmlerden biri.
pascal quignard yapıtıdır. besteci ve viyola ustası olan bir sanatçının öğrencisiyle olan ilişkisinden hareketle ilerleyen bir eserdir. kitabın ismi, 79. sayfada geçen "dünyanın bütün sabahları geri dönüşsüzdür" cümlesinden gelir.**
filme de uyarlanmıştır. alain corneau yönetmiştir.
