kökü; fransızca "totalitaire" kelimesi olan totaliter sözcüğünden türeyen, sözlük anlamıyla "Demokratik hak ve özgürlüklerin baskı altında tutulduğu, bütün yetkilerin bir elde veya küçük bir yönetici grubunun elinde toplandığı demokratik olmayan devlet düzeni, yönetim rejimi" mânâsına gelen sözcük.. özellikle II.dünya savaşı öncesinde faşizm ideolojisi hâkim olan hitler almanyası ve mussolini italyasında görülen bu düşünce, temelinde bu iki ülkede de farklılıklar göstermekteydi ;
Nazi Almanyası totaliter bir rejim iken, Faşist italya totaliter olmaya çalışan otoriter bi rejim olarak kaldı. Almanya'da her kurum (siyasi partiler, sendika hareketi, ordu, okullar, üniversiteler, basın, sanat vs) rejimin hedefleri haline geldi ve her biri büyük bir hızla Nazileştirildi. Direnişe yakın ne varsa toplumun ucuna itildi ve etkisiz hale getirildi. Mussolini'nin rejimi pragmatik ve fırsatçı hareketleriyle ünlüyken, Naziler totaliter yöntemleri sistematik, tereddütsüz ve kalıcı oldu. Hedef, her bir bireyin her bir yaşam alanında kalıcı olarak baskı altına alınmasıydı. Totalitarizm, II. Dünya Savaşı sonucunda Mihver Ülkelerin mağlubiyeti ve faşizmin çöküşü ile tarih sayfalarına karışmış oldu...
kaynaklar ;
* http://www.tdk.gov.tr
* Faşizm, Setenay Nil Doğan, 2006, Yıldız Teknik Üniversitesi Toplumsal Yapılar-Tarihsel Dönüşümler Ders Kitabı
Totalitarizm; tüm yetkilerin merkezîleştirildiği, devlete mutlak itaat beklenen, diktatörlükvari yönetim. Sözcük sıfat hâlinde totaliter olarak kullanılır. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm alanları devlet kontrolüne bırakılır
otoriterizm ile temel özellikleri uyuşan bir sistemdir. otoriter sistemde karizmatik bir lider kendi sultasını korumak için vardır. ama totaliter sistemde ise liderin sultasını korumaktan çok toplumu belli bir hizaya getirme kaygısı baskındır. hal bu olunca otoriter sistemdeki karizmatik lider yerine sistemli düşünce ve propogandanın önemi artmaktadır. ha lider de karizmatik, bir el hareketi ile halkı galeyana getirebiliyorsa ne ala. (bkz: adolf hitler)
Faşist ideolojinin belirlediği insan,toplum ve devlet görüşlerinin bütününü belirtmek amacıyla kullanılan terim.
bu terim mussolini ve onu izleyen italyan faşist partisi,nazi almanyası (1933-45), stalin döneminde ki sovyetler birliği(1934-1953) yönetim özelliklerini belirtmek amacıyla kullanılmıştır. mao yönetiminde ki çin içinde aynı şey geçerli. mussolini'nin totaliter rejimini çok beğenen sayın çok zeki ismet inönü türkiye'de de aynı rejimi uygulamak istemiş ve bir raporla bunu mustafa kemal atatürk'e sunmuştur. ulu önder bunu sert bir dille reddetmiş ve aralarında ki soğukluk burdan patlak vermiştir. işte ondan sonra bu ülkeyi rakı masasında mı yöneteceğiz gibilerinden saçma laflar etmiştir inönü. neyse konumuza dönelim.
yani bundan çıkarılacak sonuç şudur ;
totaliter devlet olgusu yalnız sağ ya da yalnız sol rejimle ilgili değildir. bir yanda sovyetler ve çin öte yanda faşist italya ve nazi almanyası bulunması bunu kanıtlar. bu totaliter yapı olgusunu oluşturan devletlerin benim gözlemlediğim ortak özellikleri şöyledir;
- kişisel ve toplumsal yaşamın çok çeşitli yanlarını kapsayan devrimci bir ideoloji
- devlet içinde yürütme gücünü elinde tutmaya hakkı olduğunu ileri sürüp, bunu halka empoze eden tek bir politik partinin varlığı
- toplum ve devlete genellikle tek bir güçlü kişinin önderlik etmesi
- toplumsal ve kültürsel yaşamın yanı sıra ekonomi ve iletişim araçlarının tümüne egemen olma
- polis yardımıyla (gizli veya açık) sık sık yıldırma, terör, işkence, toplama kampları, idam gibi yöntemler uygulama
-toplumsal yaşamın özel yaşamdan üstün tutulması
bu tip ülkelerin rejimi totaliter ama isimleri süslüdür. örneğin;
"bla bla bla halk cumhuriyeti"
"bla bla bla halk demokrasisi" gibi.
totaliter devleti tek başına bu özellikler değil, bütün özelliklerin aynı anda bir araya gelmeleri oluşturur. yani başka bir deyişle devletler daha az ya da daha fazla totaliter olabilir, politik düzende daha çok veya daha az totaliter özellikler bulunabilir. ayrıca totaliter devlet olgusu hem değişken hem de sürekli değildir. otoriter rejimden farklı olarak totaliter rejim toplumu hizaya sokma kaygısı güder, normalde otoriter rejim ile aynı temeller üzerine kurgulanmıştır.
Zaman içinde alışa alışa koşarak gittiğimiz yönetim biçimi.
Gelecekte bugünleri bile arayıp "o zamanlar çok özgürmüşüz" diyeceğimiz günler olacak.
Psikolojik olarak daha çok bunalım yaşayacağımız baskı dolu günler eli kulağında.O zamanlarda AKP olmasa bile aynı zihniyette başka bir parti başta olur büyük ihtimalle.
Ama en kötü şey ise,bu duruma alışacağımız için ne kadar totaliterlik olursa olsun "zaten özgürüz burada,ne güzel yaşıyoruz işte" diyen insanlarla dolu olacak etrafımız.Ses çıkarmak isteyen ve bir şeylerin değişmesini isteyenler ise "çapulcu" ve "hayalperest" olarak damgalanacaklar.
Bazı kişilerin "şeriat gelecek" korkusu gerçekleşmeyecek fakat Rusya ve orta Asya tipi bir totaliterliğe doğru tam gaz gidiyoruz.O şikayet ettiğimiz 2019-2020 zamanlarından günümüze kadar çok şeyin değiştiğini ve katılaştığını gördük.Bu yüzden bu yazdıklarım olması imkansız şeyler değil.