katledilen türk fizikçiler yılda 50 ton toryumla bütün ülkelerin abd merkezli petrol bağımlılığından kurtulabileceğimizi ispatlamıştı. hepsi uçakta öldüler.
uranyumdan daha az plütonyum içerdiğinden en temiz nükleer yakıt kabul edilen elementtir. şu sıralar hindistan toryumla çalışan santrali açacak ve umduğunu elde ederse 5 tane daha toryum santrali kuracak.
dünyadaki toplam rezervlerin %11'i Isparta ve eskişehir'de olduğu söylenen element. 30 kasım 2007 Isparta uçak kazası'nda hayatını kaybeden engin arık hoca Cern'de toryum enerji sistemleri üzerine çalışıyordu.
ülkemizde dünyadakinden fazla rezervi olan madendir ve geleceğin enerjisi olarak adlandırılır. ama hangi geleceğin? neden geleceğin? geldi bence o gelecek. artık abazalıklarımızdan falan değil de bunlardan bahsedelim ahali. bunlar bizim geleceğimiz. fikirlerimizi paylaşalım.
neden çıkartıp kullanamıyoruz bu değerli madenleri? neler yapmamız gerekiyor kullanabilmek için?
geçtiğimiz yüzyılda dünyada çok tuhaf şeyler var aslında. toryum'dan yapılma cilt kremlerini, sağlık için bira içmeyi, çocukların bira içmesini, dişçilerin ağız sağlığı için sigara önermesini ve bunun gibi bir sürü olayı garipseriz şu an ama geçen yüzyılda bunların hepsi ciddi ciddi yaşandı. hatta biraz eski arabaların şimdikilerden daha iyi fren yapmasının sebebi de kanserojen maddelerin sonradan yasaklanması.
uranyumdan farkı kullanımından sonra nükleer atık denilen zararlı atıklar oluşmaz ve klasik santrallere göre çok daha güvenlidir. ancak işlenip hazır hale getirilmesi zor ve oldukça pahalıdır. 1 çuval kömürle bir evi ısıtabilirken 1 çuval toryumla tüm şehrin enerji ihtiyacı giderilebilir.
"Major players in the nuclear industry have had a vested interest in blocking thorium. They have sunk huge costs in old technology, and they have bent the ears of cash-strapped ministers."
30 kasim 2007 isparta ucak kazasında hayatını kaybeden engin arık'ın 2002 yılında vermiş olduğu bir röportajda türkiye'nin elektrik ihtiyacını ebediyen karşılayabilecek ve çevre dostu dediği element. bugün gelen zam haberlerinden sonra bir hatırlatayım dedim.
teknolojinin ekonomiye, kültüre ve siyasete etkilerini konu olan ve mart 1993'ten beri yayınlanan aylık wired* dergisinin ocak 2010 sayısında "the * new nuke" makalesinde bahsedilen ve yakın gelecekte uranyumun yerini alması beklenen radyoaktif element. bu da ingilizce bilenler için ilgili makale:
keşke kendimiz işletsek de yabancılara hediye etmesek dediğim ve kendimiz işletebilirsek ülkemizi belki de dünyanın en büyük ekonomisi yapabilecek element.
başka bir ülkede olsa o ülkeyi dünyanın en zengin ülkesi edebilecek kadar rezervimiz olduğu halde, neden durduğu yerde durmaktadır merak edilen element.