içindeki intikam duygusu harmanıyla büyüdükçe büyüyen sevgidir. şimdi ne intikamı var bu saf sevginin içinde diyeceksiniz. hemen anlatıyorum.
anne ve babanın çocuklarını ne kadar çok sevdikleri malumdur. anne 9 küsür ay karnında taşır. akabinde uykusuz geceler, kendine zaman ayırama, her şeyi çocuğa göre planlama, büyüyünce en iyi eğitimi alması için çekilen dertler falan filan. bu liste uzar gider. anne ve babanın sürekli bir fedakarlık hali vardır.
bunun karşılığında çocuk küçükken anne ve babası kendisi için kahramanken, büyüdükçe bu durum değişime uğrar. çocuk anne babayı kendi sevdikleri kadar sevmez. hatta ergenlik döneminde "siz hiç bir halt bilmiyorsunuz ben sizden daha iyiyim" bile der hıyar ağası. dışından söylemesede içinden söyler. sonuçta anne babanın yaptıkları fedakarlıkların karşılıklarını alamama durumu vardır.
durum böyleyken günlerden bir gün, bir canlı onların intikamlarını almak için dünyaya gelir. torun!! işte bu canlı kendi çektiklerini anne babasına yani çocuklarına çektirecek, soğukta olsa intikam yemeğini yeme zevkini tattıracaktır. e bu canlı çok sevilmezde ne yapılır.
not: istisnalar vardır, hep vardı, olacaktır.
doğru anlıyorsak dünyanın en çılgın sevgilerinden biridir, fakat küçük bir pürüz var; torun sahibi olmak için önce çocuk sahibi olmak gerekiyor. O kısmı atlayarak direk toruna geçmenin yolunu bilen varsa yaksın.