bir duruma başkasını aracı ederek kolay yolla, olaydan kendi menfaati ile neticelenen kayırma durumunun izahını, tdk bize mecazi tanımlama olarak vermektedir.
-abi hastanede hiç yer kalmamış babam ölüm döşeğinde özele verilecek paramız yok, senin başhekim tanıdığın vardı. allah rızası için, hastanede bir şeyi olmadığı halde yatan bir hasta bulup babamı yerleştirsek nasıl olur?
+torpil diyorsun yani.
-e adı torpilse tabii.
+eyvah tdk bu kelimeye kayırma diye bahsediyor ben adam kayıramam.
-e peki babam? rahatı için yatan hasta?
- - -
+hemşire hanım dosyayı kap gel yanıma...
torpil; alev alan bir nesneyi fitil denen aracı bir nesneyi ateşlemek vasıtasıyla, içi barut dolu bir hazneye iletilen kıvılcım sayesinde patlama gerçekleştirerek, sağa sola uçan; yanlış rota izlediğinde g*te kaçmasına vesile olan tehlikeli bir oyuncaktır.
Çoğu kırtasiyeden kolayca temin edebileceğiniz, 25 Kr. gibi küçük bir fiyatla tanesini satın alabileceğiniz. Küçük çocukların değil
büyük çocukların oynayabileceği oyuncaktır.
bu torpilin kullanma kılavuzu olmaması sebebiyle zamanında pek çok çocuk telef olmnuştur.
şöyle ki, fitillerinin uzunlukları belli standartta değildir. torpil patlatmanın en güzel yanı yerde patlamasından ziyade havadayken infilak etmesidir.
sayki uzaya roket atıyor gibi ince hesap gerekir bunu yapmak. ama nerede bizde o sabır, o ilim, irfan? gerçi irfan diye bi çocuk vardı da onun konuyla alakası yoktu.
efenim torpilin fitilini ateşlersin ve elinde biraz tutarsın ki tam elden çıktıktan sonra yere düşmeden patlasın. ama bu tutarsız fitiller yüzünden elden çıkarma zamanını ayarlayamazsan torpil elinde patlar. zaten o elinde patlamak deyimi de buradan gelmektedir. ya da pipiden gelmektedir. tam bilemiyoruz bunu. her neysedir. hakan isminde bir arkadaş vardı (bu hakan isminde arkadaş her sokakta vardır) ki bu arkadaş ömre bedel hikayelerin konusu olmuştur. hani beceriksiz mucit hikayeleri vardır ya, bir şey icat edecekken olmaz da yılmadan devam eder... işte bu hakan arkadaş onlardandı. havada torpil patlatma fikrini mahallemize getiren kişi oydu. olmaz olsundu. nermin teyze'nin evinin arasından bataklık sokağına giden patika yolda havada torpil patlatma denemeleri yapardı. iki torpil havada patlayınca kral olduğunu sandı ve daha çok torpil alıp havada patlatmak istedi. mahalle ortasında kızların önünde çılgın şovlar yapmaya karar verdi. bilmem kaç tane torpil aldı ve ilk seferde fitil hesabı kurbanı oldu. fitili ateşledi, elini geriye çekti ve torpili savurma anında hızlıca elini ileri atarken kulak seviyesinde torpil patladı.
sonrasını anlatmak istemiyorum. benim kulağım çınlıyordu. çünkü hakan'ın kulağı yoktu artık.
ben küçükken göt korkusu taşıyan çocuklardan olup tehlikeyi kovalayan ama asla içine dalmayan tiplerdendim. o nedenle birincil hasarlar almamışımdır. bu torpil olayından da böyle soğuyup sağ elim ve sağ kulağımla bu günlere geldim.
başa dert toplumsal bir yaradır. köyden ya da başka şehirden gelen akrabalar, tanıdıklar isterler ki her işleri çabuk olsun. lan sanki bizim tüm işler çabucak halloluyor burada da.
avradını siktiğimin dağında çokça olan, devleti, milleti, bırak bakan başbakan herkesin görerek ağzını açmaktan ziyade;
- hangi cemaate üye?
- hiç kendi kurumlarımda kalmış mı?
-kalmamışsa neden kalmamış? soruları ile desteklediği şerefsizlik ötesi durum.
önceden tek tük gizli kapaklı yapılırken günümüzde aleni bir olay haline gelmek şöyle dursun, sistematik şekilde topluca yapılan adam kayırma, adiliki, şerefsizlik.
sağ gelse kendi adamını, sol gelse kendi adamını kayırır. ezilmek normaldir. iktidarda olana yavşama gibi bir karaktersizlik içindeyseniz her devirde adam bulmak iş yaptırmak kolay. yok iki tarafında amına koyim, kendi hakkımla yapıcam diyorsan işte o zaman büyük bir olay!
7 temmuz'da kpss'ye gireceğim. 24 yaşındayım ve heyecanlıyım. çünkü kaç aydır bu sınava hazırlanıyorum ve etrafımdaki bir yığın şerefsizin -ki bunların içinde yakın akrabalarım da var- saçma sapan eleştirilerine maruz kalıyorum. "bu sınavı kazanamazsan ne bok yiyeceksin? bunca yıl boşuna mı okudun? millet okumadan hatip yazmadan katip oldu, sen hala sürünüyorsun vs" ve en acısı ise bu duruma sebep olan insanların bu eleştirileri yapıyor olması.
lafı dolandırmayacağım ve ismini Allah'ın adından almış olan ve ülkeye adaleti getireceğini iddia edip her an her yerde torpil yapan kul hakkı yiyen adalet ve kalkınma partisine ve onunla aynı şekilde düşünen ve herkesten daha müslüman olan abilere yani cemaate getireceğim.
evet itiraf edelim bunlar hepimizden müslüman ve takva olarak hepimizden daha çok yakınlar Allah'a. bazen diyorum Allah'ım en büyük günahlardan birisi olarak zikrettiğin kul hakkını neden sana en yakınmış gibi görünen insanlar yapıyor. neden alnı secdeden kalkmayan insanlar neden ağlamaktan vaaz veremeyen alimler, neden dünyanın en halis insanları olan abiler ve ablalar kul hakkına giriyorlar. neden torpil yapıyorlar. neden birisini haksız yere mutlu ederek bir başkasının dünyasını yıkıyorlar. neden Allah'ım? halbuki çok kibarlar halbuki tayyip erdoğan senin ismini zikretmeden başlamıyor hiçbir konuşmasına; halbuki amerikadaki senin ismini zikrettiği her an ağlamaktan alamıyor kendisini, halbuki abiler ve ablalar beyinlerini yıkayıp uyuşturdukları gençlere esmaülhüsnayı - ki Allah'ım "Adl" en sevdiğim isminizdir-defaatle zikrettiriyorlar da hakkı hukuku savunmuyorlar. onlar da biliyordur mutlaka "adl" isminin anlamını.
bu kadar bilgililerken ve bu kadar iman dolu iken kalpleri (yani en azından biz öyle biliyoruz)nasıl yapabiliyorlar. bu soruların içinden çıkamadım. kurcaladıkça daraldım. ve sonunda sizin onları gerçek inananlara ya da inanmasa bile içerisinde adalet duygusu bulunan insanlara kötü örnek olarak gönderdiğinize ikna oldum. bu yazıyı yazmak yoktu aklımda. geçen bir arkadaşı durup dururken bir abi aradı. onu arkadaşımın sınıfından bir nurcu kardeşimiz yönlendirmiş. temiz çocuk arıyorlarmış aklına bizim arkadaş gelmiş. neyse uzatmayayım. telefondaki abi arkadaşıma infaz koruma memuru olmak ister misin kaç puan aldın gibi soruları sorduktan sonra arkadaşımın t.c kimlik numarasını istemiş. arkadaşıma ne yapacaksın diye sordum. "etrafımdan herkes iş güç sahibi oldu. kafam çok karışık. bu iş torpilsiz olmuyor bunu anladım. hem herkes yapıyor. hayata geç kaldık. bir tek biz kaldık bir baltaya sap olamayan." bu minvalde birkaç laf daha etti. etrafından birkaç torpille atanan adam söyledi.
evet Allah'ım bunu yapan adamlar telefon edip arayan adamlar beş vakit namaz kılıyorlar. oruçlarını aksatmıyorlar. çok iyi müslümanlar ama neden kul hakkı yiyorlar. cihat yaptıklarını mı zannediyorlar Allah'ım. devletin bütün kadrolarına inanan insanlar mı gelsin istiyorlar Allah'ım. nerden biliyorlar kim inanıyor kim inanmıyor Allah'ım. sadece onlardan torpil isteyenler mi senin kulların Allah'ım. sadece torpil diye dilenen zavallılar mı Allah'ım. "ayrıca bilmiyorlar mı onların sevmediği bir şeyi siz çok sevebilrsiniz." yani inanmayan bir adamın ya da başka bir şeye inanan adamın hakkı yok mu?
bizim gücümüz yetmiyor artık adle, sen adaleti sağla Allah'ım. halk ilahlaştırmış bunları. kime desem bunlar torpil yapıyor kul hakkı yiyorlar diye yüce halkımız yuce türk milleti " herkes yapıyor. öncekiler daha beterdi, bunlar yine müslüman inanan adamları getiriyorlar. hem bizim falancayı filancayı da atadılar" gibi şeyler saçmalıyorlar. bir tanesi ile çok şiddetli tartıştım. gösterdim , ıspat ettim torpili. daha oy verecek misin bu haramzadelere dedim "sen iyice çıldırmışsın oğlum kim öğretiyor bunları sana "dedi. Allah'ım dediğim gibi bizim gücümüz yetmiyor bunlara, bu sene o kadar insan sınava girecek ve yine torpili olan girecek bir yerlere olmayan kahredecek hayatına memleketine insanına.
iktidara gelecek olursak. yazıyı yazma sebeblerimden birisi de salih kapusuz. ismini yanlış hatırlamıyorum umarım. bu milletvekili ve faruk nafiz özak ve akp malatya milletvekili bilmem kim. bu adamların torpil yaptıkları kul hakkı yedikleri gün gibi ortadaymış Allah'ım ben yeni gördüm belgeleri ve çıldırdım. halk bu kadar mı noksan adalet duygusundan. bu kadar mı rezil bir millet olduk. torpil bu kadar mı işlemiş içimize. bir insan bunları görüp nasıl kahretmez? nasıl çıldırmaz?
&feature=related
şu videoda 31 çekerken annesine yakalanmış gibi şaşıran sakallı arkadaş salih kapusuz işte. videonun sonun doğru bu videoyu çeken haberciye de sitem ediyor. biz torpil yapıyoruz sen de bizi çekiyorsun yakışmıyor. ayıp buna önlem almalıyız diyor. ve bunları torpil bitti diyen başbakanın milletvekili yapıyor ve bu kağıdı artık siyasilerden bir şey beklemeyin diyen adalet bakanına sunacak.
bir diğeri malatyalı bilmem kim. bu herif zannımca sağa sola torpil yaparım hevesiyle vekil olmuş. ve hatta iddia ediyorum ilk torpilinde müthiş heyecanlanmıştır. yazdığı kağıda bakıp sevinmiştir. kağıda bakıp gülümsemiştir müthiş bir şey başarmış bir çocuk gibi.
http://twitpic.com/2mfek0
,
diğer torpil belgesinde ise bakan davutoğlu ve nafiz özak'ın adlarını görüyoruz. siz de şaşırdınız değil mi Allah'ım davutoğlu ak pak tertemiz bir adam. bu konuda hala bir şey diyemeyiz neticede ne cevap verdiğini bilemiyoruz özak'a. ama aynı partideler ve özak zannımca yapmayacağı bir şeyi davutoğlu'ndan isteyecek kadar densiz biri değildir.
evet bu adamlar hala ülkemizde saygı görüyorlar. hala gittikleri yerlerde kalabalıklar ağızlarından salyalar akıtarak sizden çok bunlara tapıyorlar Allah'ım. bizim gücümüz yetmiyor artık mütegallibeye Allah'ım siz bir şeyler yapar mısınız?
90 neslinin bayram neşesidir.. kimi zaman sokakta ucunu kibritle yakıp batliyöör diye kaçarak eğlenmek, kimi zaman evde deneyip tonlarca küfür işitmektir.. bizim güzel eğlencemizdi torpil..