şehrin tam göbeğinde porta nuova (tren garı) var. hemen kuzey batı çaprazında da osteria diye bir mekan var. parmaklarınızı da yiyebileceğiniz türden menüye sahip. hem glutensiz hem de vegan menüleri de var. şarapları hakkında konuşmak dahi istemiyorum, giden tadan anlar. neyse güzel şehir. piemonte esintileri devam etmekte.
savoy düklüğü döneminde nispeten sakin bir ekonomisi varmış. sonra bu savoy savoyluktan 1848 sonrasında çıkıp piyemonte olup italya birliğinin öncülüğü oluyor torino ekonomik olarak büyük bir kalkınma yaşıyor. sonra 1859-60'da italya birleşmesini büyük oranda tamamlıyor, veneto ve roma hariç. yanlış hatırlamıyorsam 1864'te başkent torino'dan floransa'ya taşınıyor. ve torinolular bu işe çok öfkeleniyor. baya vittorio emamueleyi yumurtalamışlar. bu taşınma ile birlikte torino ekonomik manada gerilemeye başlıyor. ta ki 1889'a kadar. sonra fiat kuruluyor burada ve şehir tekrar ihya oluyor.
Farklı mimarisiyle ve yaz ortasındaki kapalı havasıyla kasvet bastıran, birkaç saat sonra bu özellikleriyle kendisini sevdiren ve düzenine hayran bırakan yaşanılası şehir.
Dunyanin misir'dan sonra en buyuk ve kapsamli ikinci misir muzesini, fiat'i, Po Nehri'ni, Mole Antonelliana'yi, Juventus ve Torino FS'yi, Hristiyanlar'in kutsal kabul ettigi, uzerinde Isa Peygamber'in siluetini barindiran kutsal kefeni(her 5 yilda bir sergileniyor) ve daha bir cok unlu muze, eser, binayi barindiran kuzeybati italya sehridir. Fransa kiyisinda yer aldigindan fransizca'nin gayet bol konusuldugu bir sehirdir.
en güzel mısır müzesini barındıran güzel şehir. italyan bir arkeolog seneler önce mısır'a düzenlediği her gezisinde kazı yapar ve kazıda bulduğu heykelleri torino'ya taşımaya başlar. seneler sonra bir müzeye sığmayacak kadar çok heykeli bu kente getiren adam torino'ya da çok güzel bir müze kazandırmış olur. bu arada bahsettiğim heykeller tonlarca ton ağırlığındadır. insan heykeller odasına girince kendini mısırdaki piramitlerin içindeymiş gibi hissediyor.
müze meraklıları torino gezilerinde mısır müzesi'nin yanında tarih ve sinema müzesi'ni de gezmeyi unutmasın.
italya ülkesinin mensubu olan şehir, ayrıca nefret edilen bir futbol takımına sahiptir efendim. tüm şans oyunlarında (bkz: iddia) yatıran futbol takımıdır.
sıkıcılıkta aşmış şehirdir. mimari açıdan, görünüm açısından güzeldir, hoştur ama genelde sessiz sakindir. adeta emekli şehri. insanları da türkiyede yaşıyormuş hissi verir. tek farkları italyanca konuşmalarıdır. bir de tembellikte aşmış insanları barındırır. gidilmişse po nehri görülmelidir.
6 ay yaşadığım, sakinliği ve avrupailiğiyle güzellik ama bir o kadar da sıkıcılık barındıran bir şehir. Ama geri dönüp baktığımda özlüyorum tabiiki. Büyükşehir imkanlari ile küçük şehir rahatlığının birleştiği bir nokta denebilir.
Büyük not, piazza adriano'da Da Demir adlı restorant gerçek et ve döner yiyebileceğiniz tek yerdir. Şiddetle tavsiye edilir. Öğrenciler için bulunmaz kaftandır.
iki büyük futbol takımına sahip italya kentidir.juventus her ne kadar aldığı kupalarla ezici üstünlük sağlasa da torino şehrinde f.c. torino taraftarı hem daha fazla hem daha ateşlidir.takımlarına bağlılıklarıyla ön planda olan torino tribünün çocukları şımarık juve çocuklarına şehirde nefes aldırmazlar.
italya'nın bursa-eskişehir kıvamında lezzetli, gez gez bitmeyen güzel güzel sarayları, müzeleriyle asude kenti. ileride bu şükela sanayi şehrinde hayatımı geçireceğimden mütevellit üstüne kentin nüfusunun yarısına yakının bir dönem güneyden göç eden napolilerden ve sicilyalılardan oluşması hasebiyle mutfağında sokaklarında kültüründe gözle görülür ayrı bir sıcaklık ayrı bir keyif barındıran italya birliğinin ilk citta'sı : http://www.comune.torino.it/canaleturismo/en/
italyanın güzel bir şehri. geçtiğimiz bir haftada bu şehirdeydim. yurduma yarın dönüyorum. rivoli diye bir yer var burada. adamlar şehir içinde şehir kurmuşlar resmen. ama güzel. kayak yapmak için dağ var bir tane bardonecchia diye. o da güzel. şehir merkezi var, istiklal caddesi gibi upuzun caddeleri var. o da güzel. stadio olimpico var juventusun stadı. o da güzel. sadece ulaşım çok kötü. otobüsler saatte bir geçmekte. taksi yok denecek derecede az ve oldukça pahalı. ama genel olarak her şey güzel. sevdim burayı.
binaları,sokakları tarih kokan,çok ilgi çekebilecek sarayları, kiliseleri olan şehirdir. mümkünse gezilip görülmelidir. po nehri ve alp dağları da bu güzelliğe eşlik eder.. gece hayatı da gayet iyidir, yürek hoplatıcı mekanlar içerir, gel gelelim şu mesai saatlerine.. adamlar 13-15 arası ara veriolar ve akşam 20.00 den sonra açık bir yer bulmak çok zor.. bunun dışında bana göre pek sorunu olmayan, kendi çapında gül gibi geçinen bir şehirdir.
torino ve juventus gibi iki büyük takımı barındıran şehirdir.
yaşayanların çoğu fiat fabrikasında çalışır.
takım olarak torino ise maddi zorluklar yaşasa da italyanın en büyük takımlarından biridir. maçlarını juventusla birlikte della alpi de oynar. 1940 lı yıllarda * bir uçak kazasında futbolcularının hepsini kaybetmiş fakat o sene pafta oynayan oyuncularıyla şampiyon olmayı başarmıştır. juventusla olan maçları bol kavgalı geçer. juve nin serie b ye düşürülmesiyle şehrini serie a da temsil etmektedir. renkleri bordo beyazdır. *
