tord gustavsen

entry2 galeri0
    1.
  1. tord gustavsen trio isimli üçlüsüyle, belirledikleri bir çizgiden sapmadan kendi tarzları denebilecek bir müzik yaparlar. cazın kategorize edilme zorluğuna bir ispattır bu trionun müziği. piano caz diye kategorize edilmez, avantgarde desen yine değil. piyano caz diye bir kategori zaten sağlam temelli olamaz. oscar peterson, art tatum, jacques loussier, tord gustavsen aynı kategoride toplanamaz.

    albümleri, birbirini tamamlar gibi; sadece basılan notalar değil, sessizlikler de mühim rol oynuyor. sessizlik bazen, sadece basılmayan bir nota da değil, dinleyicinin kendine göre oraya yerleştireceği (zihninden) bir notayı ifade ediyor. bu açıdan postmodernizmin kapısını çalmış denebilir, yoruma açık bir müzik.
    caz standartlarından etkilendiği aşikâr. herhangi bir şarkısını dinlerken, someday my prince will come ya da all the things you are sözlerini yerleştirmek geliyor dinleyicinin içinden. çok güzel, çok detaylı bir müzik; fakat detaylar kompleks hale de getirmemiş, gayet sade bir hikayeyi okur gibi dinleniyor.

    türkiye'ye de birkaç kere, caz festivalleri ve haftaları dahilinde gelmiş, rivayete göre dolu salon dinlenmiş, e dinlenir de... erkan oğur dinlemiş birisine fazla yabancı gelecek bir müzik değil, çok benzer yanları var.
    0 ...
  2. 2.
  3. Tarihin en iyi piyanistlerinden biri olarak öldükten sonra kıymeti anlaşılacaktır.

    Şu eserinden tespit edebilirsiniz:
    http://www.youtube.com/watch?v=ivvv3-vJ-O4
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük