bazıları çok tonton olan, esrar-mantar vb. organik ürünler dışındaki kimyasal ürünleri satmayan ve satışına karşı olan, evine misafir edip 3 lü döndürten, yemek sofrasına davet eden vb. iyi insanlardan oluşan; büyük bir kısmı ise süzme orospu evladı olan; organik ve/veya kimyasal yasadışı maddeler satan meslek erbaplarına verilen isim. ayrıca ihtiyacımız olan kişilerdir, onlar olmasa bu ülke yaşanacak yer olmazdı, çoğunun her türlü orospu çocukluğuna rağmen.
ismi bilinmiyor gibi devamlı ad kısmı söylenmeden cümle içerisinde ''mahalle'' denen yerlerde bulunacak, bazen 1978'den beri çarşaf börekçisi gibi ada sahip mekanlara sahip olan, ancak genelde böyle bir riske girmek istemeyip, abidik hükümet konağının bahçesinde buluşup iş gören, bazen kekik yahut kına kakalayan, saygıdeğer emekçilerdir.
ilk gittiğinde bu ne kadar sorusuna normalde söylenenin 2 katı fiyat verileceği,
her gittiğinde biraz daha torpilli olduğunu zannettiğin fiyatın aslında senin yavaş yavaş alıştırmaktan ibaret olduğunu içinden kurtulup(kurtulabilirsen) ancak görebileceğin yer.
güneydoğunun içerisinde tramvayın olmasının bile hayal olabileceği bir şehrinde,
akşam mesaisinden dönüşte tanık olduğum olaydır.
yine böyle eve gidiyoruz. böyle görsen tramvayı tıklım tıklım anlatılmaz.
teyzenin bir tanesi yolculardan birinin tipinden huylanarak;
-sen hangi bölümde okuyorsun yavrum.
-torbacıyım teyze ben.
-hangi bölüm o.
o esnada ortam buza kesildi kimse ağzını açmadı.
kimse itiraz etmedi karışmadı. sen kimsin lan demedi bir allahın kulu...
isminin nereden geldiğini bilmediğim, narkotik ürünlerin pazarlanmasını içeren meslek ve bu mesleği yapan kişiye verilen sıfattır. kendi özel saat dilimlerini kullanırlar. mesela türkiye'nin ulusal saat dilimi utc+02.00 iken onların saat dilimi farklıdır. hiçbirisi zamanında gelmez, soğuk havada 2 çiftli sarmak için göt donmasını bile göze aldırırlar.
uyuşturucu satar. geç gelir. genellikle çavo ve ya romanikadır. pintidir, vallaha az var kardeşim der 1'e 2 vermez. anca 5'e 6 falan verir. o da tanıdıksa.
nedeni nedir bilmiyorum ama tanımadığınız bir torbacıya gidecekseniz insanın başına türlü türlü şeyler gelir.
Dün gece balıkesir den gelen bir samimi arkadaşımı ağırlamak için esrar almaya karar verdik.
ümraniye deki arkadaşımızda kalmadığı için sultanbeyliye gitmeye karar verdik.
Ben , meriç , yavuz ve bedirhan olmak üzere 4 kişi yola çıktık , yaklaşık 15 dakika sürdü yolculuğumuz.
yolda arkadaşı yeniden aradık ve gelmek üzere olduğumuzu söyledik.
Oda - ben şuan karakoldayım , gelin alın beni buradan ondan sonra hallederiz işlerimizi dedi.
ama bir sorun vardı yavuz eğer bedirhanı görürlerse bizim işimizi halletmezler , çocuk zaten 15 yaşında hem ayıp olur dedi.
Bunun üzerine meriç dedi ki
M: ne alaka oğlum bedirhan zaten özürlü , hem konuşamıyor ,hem duyamıyor ne zararı olacak. ?
y: oğlum saçmalama lan , çocuk özürlü taklidi mi yapsın yani ?
A: benim aklıma bir fikir geldi , bedirhanı bagaja atalım.
ve uzun bir sessizlik olduktan sonra herkes bedirhana döndü.
çocuk zaten bagaja gireceğini anlamış olmalı ki sesini çıkarmadan indi ve bagaja bindi , bir güzel kapattık bagajı.
Gittik karakolun önüne arkadaşı almaya , sultanbeyli de ki karakolu bilen bilir araç koyacağınız yer sadece polis kulübesinin önü var.
o sırada içeride ki torbacıyı bekleyen diğer arkadaşlar ile muhabbet etmeye başladık , meriç hemen kolpalık yapacak ya kanka şu arabanın bagajını açalımda lavuk hava alsın biraz diyerek güldü.
tedirgin olarak da olsa arabayı oraya bırakıp içeri girdik arkadaşımızı almaya.
içeri girdiğimizde babacan bir polis bize baktı ve
p : bu andavalın arkadaşları sizler misiniz ?
Y : evet memur bey , sorun nedir ?
p : bu sizin şerefsiz arkadaşınız var ya , polise boncuklu tabanca çekmiş.
y : ahuahhahahahahahahhahah , ya senin allah belanı vermesin kanka , salak mısın lan sen.
p : uzatmayın lan alın bunu buradan ve siktir olun gidin.
y : emredersiniz amirim !?!?!?!
arkadaşımızı aldık tam çıkacak iken kapıda bedirhanı ve kulübede duran polisi karşımızda bulduk
odadan çıkamadan geri girdik amirin odasına.
polis dedi ki ; kapıda ki 10 at ile başlayan beyaz hundai sizin mi lan ?
m : evet komiserim araç benim.
p : içinden çıkan kimin lan , siz ne ayaksınız oğlum ?
m: o da benim komiserim , kardeşimdir kendileri.
p: hassiktir lan oradan kulübeden duydum konuşmalarınızı , insan kardeşini bagaja niye kilitler oğlum hasta mısınız siz ?
şimdi doğruyu anlatın bakalım ne yapacaktınız bu gencecik çocuğa ?
Bedirhan söze daldı , ağabey vallahi abilerim onlar ben bagaja özellikle girdim diye.
p: tamam oğlum korkma bir şey yapamaz bu şerefsizler sana , anlat şimdi.
b: komiserim vallahi ağabeyim , bir arkadaşın yanına uğramaya geldik buraya yer yok diye bagaja girdim.
amir anlamadan , bu andavalların hepsini atın nezarethaneye sabaha kadar kalsınlar orada dedi.
derdimizi anlatmaya çalışıyoruz adamlar dinlemiyor.
herkes çıkardı ayakkabılarının bagcıklarını , girdik bir güzel nezarethaneye.
1 saat nezarethanede kaldıktan sonra bedirhan uğraşa uğraşa çıkarttı bizi oradan allah razı olsun.
artık hep beraber gidip arabanın yanında dikildik ne yapacağız diye , arabada yer yok.
bedirhan sesini çıkartmadan atladı bagaja yine.
Bu çocuk ne fedakar bir çocuk böyle.
arkadaşlar demem o ki torbacıya gideceğiniz zaman salaklık yapmayın.